13 || you held me tight

Start from the beginning
                                    

Telefonumu diğer eşyalarımın arasına fırlattıktan sonra avuçlarımı yanaklarıma silerek göz yaşlarımı kurulamaya çalıştım. Ama ben sildikçe yenileri süzüldü ve ben ağlayışımı durdamıyordum.

Bölge yarışmalarına iki aydan az vardı ve ben bileğimin ne zaman iyileşeceğini bilmiyordum.

Üstümü değiştirmek için oturduğum yerden kalktım, bileğime ağırlığımı vermemeye çalışarak soyunma odasına ilerlemeye başladım ama zordu, canım çok acıyordu. Belki bunca şey düşünmeyip güçlü durabilseydim bu kadar zor olmazdı ama yapamıyordum.

"Arin?"

Arkamdan ismimi çağıran sesle olduğum yerde durmuştum; Pazar günü burada ne arıyordu bilmiyordum ama hem bileğim burkulmuştu, hem de gözlerim ağlamaktan şişmişti, bunca zamandır kimseye kendimi zayıf göstermemiştim.

Kimsenin, özellikle yakın olmadığım birinin yardım etmek için olsa bile beni böyle görmesini istemiyordum bu yüzden dönmedim ve bileğimin burkulduğunu bekli etmeyecek şekilde bir adım daha attım canım ölecekmişim gibi acısa da.

Fakat Jung Sungchan sadece çağırmakla yetinmemişti, ben zorla birkaç adım attığım sırada neredeyse yanıma varmış ve tekrar "Kim Arin," diye seslenmişti arkamdan adımlarını ilerlerletirken.

Yine de dönmeyecektim ama bir adım daha attığımda burkulan bileğime keskin bir ağrı saplandığında dudaklarımdan sessiz bir inleme çıktı, bedenim sağımda kalan tribünlere doğru yığılacakken sol koluma sarılan sıcak parmakları hissettim.

Sungchan hızla bedenimi kendine çevirip "Neden çağırdığım halde-" diyerek başlamıştı fakat muhtemelen ne kadar berbat bir halde olduğumu görünce lafını yarıda bırakmıştı.

"Ne oldu?" diye sordu endişeli sesiyle, aynı sırada zararı ölçmek için bedenimi inceliyordu. Siyah şortumun açıkta bıraktığı sıyrılan dizimi ve hafifçe kızaran dirseğimi görmüş olmalıydı.

"Düştün mü?" diyerek devam ettiğinde güçlü olmanın buraya kadar olduğunu düşündüm; birine sığınmak düşündüğüm kadar kötü olmayabilirdi.

Başımı sallamak veya sesli bir cevap vermek istedim ama yapamadım, ben de Sungchan'ın koluna tutunduğumda beni daha sıkı tutmuş ve neler olduğunu anlatmam için tekrar yüzüme bakmıştı.

"Düştüm."

Dolu dolu duran gözlerim ettiğim tek kelime ile yanaklarıma akın etmeye başladığında sertçe dudaklarımı ısırdım, elimle yanağımı silerken Sungchan boştaki kolunu sırtıma sarmış ve beni göğsüne çekmişti.

Daha fazla güçlü duramıyordum, bu yüzden ben de Sungchan'ın sıcacık bedenine yaslandım ve beni tutmasına izin verdim yalnızca.

"Canın çok acıyor mu?"

"Bileğim burkuldu." Yüzüm göğsüne yaslı olduğu için sesim boğuk çıksa da beni anladığını biliyordum. "Basamıyorum." diye kısa bir açıklama daha yaptığımda Sungchan hafifçe geri çekilerek yüzüme bakmıştı.

"Bakayım mı?"

Başımı belli belirsiz salladığımda kolunu sırtımdan çekmiş ve en öndeki tribünlere oturmamı sağlamıştı. Ardından önümde eğildi ve bileğimden nazik bir şekilde tutsa da muhtemelen zorlamamdan dolayı canım çok yanıyordu.

Bacağımı dizine yaslamamı sağlayıp tıpkı benim gibi çorabımı hafifçe sıyırmış ve çoktan mosmor olmuş tenime bakmıştı birkaç saniye. Bir şey söylemedi, yüzüme kısa bir bakış attığında biliyordum ne düşündüğünü.

Tekrar gözlerim doldu, görüşümü bulanıklaştıran yaşlar buz gibi yanağıma süzülürken hıçkırıklarım da ardından gelmişti.

"Arin,"

Sungchan boştaki eliyle kucağımda duran elimi sardığında sıcacık eli benim buz kesmiş elimi hemen ısıtmıştı. Göz yaşlarım birlikte duran ellerinize de süzüldü ama ben ağlayışımı bir türlü kesemedim.

"İyileşecek, söz veriyorum."

"Söz verme." dedim boğuk sesimle, hıçkırıklarım arasında derin bir nefes alabildiğimde. "Tutamayacağın sözler verip beni umutlandırma."

Bacağımı dizinden indirmemi sağlayıp ayağa kalktığında uzun bedeni yüzünden başımı yükselterek ona baktım.

"Hastaneye gidelim. Pazar olduğu için revir kapalı olmalı."

"Donghyuck'u aradım." dedim sırılsıklam olan yanaklarımı kurularken. "Birazdan gelir."

"Ne kadar erken gidersek o kadar iyi." Birkaç koltuk ötedeki çantamın fermuarını çekip askısını omzuna asmış ve tekrar bana yürüdüğünde kolumdan tutmuştu. Yürümeme yardım edeceğini sandım ama Jung Sungchan beni yaslandığım koltuktan çekti; üzerime eğilerek bir elini belime, diğerini dizlerimin altına atarak beni kucağına aldığında dengemi sağlayabilmek için siyah süveterinin yakasına tutunmak zorunda kalmıştım.

"Yürüyebilirdim,"

"Yürüyemezdin. Üstüne basmaya devam edersen daha çok incinecek."

Hızlı bir şekilde merdivenleri çıktığı sırada hafifçe başımı salladım pes ederek, ardından merkezden ayrılmış ve otoparkın ilk sırasındaki arabasına doğru ilerlemiştik.

Kapıyı açtıktan sonra binmeme yardımcı oldu ve üzerime eğilip kemerimi taktı, ardından çantamı arka koltuğa bırakıp sürücü koltuğuna yerleştiğinde en az benim kadar gergin ifadesine baktım.

Kaşları çatık duruyordu, hafifçe dudaklarını dişlerken neden bu kadar gergin olduğunu çözmeye çalışıyordum. Ona baktığımı fark ederek bana baktı o da, dudaklarını dişlemeyi bıraktı ve konuşmak için dudaklarını araladı fakat bir şey söylemedi.

Arabayı çalıştırıp hareket ettiğimizde arkama yaslandım ve gözlerimi dışarı çevirdim. Bileğim çok acıyordu, ağlamaktan gözlerim yanıyordu ve çok güçsüz hissediyordum. Korkudan kalbim küt küt atıyordu; bileğimin spor kariyerimi bitirecek kadar incinmediğini biliyordum dakat bölge yarışmalarına kadar iyileşmeyeceğini düşünmek berbat hissettiriyordu.

Eğer bölge yarışmalarını kaçırırsak gelecek yilki olimpiyatlara gidebileceğimizden ve bir sonraki olimpiyatları kafayı sıyırmadan bekleyebileceğimden emin değildim.

"İyi olacaksın."

Solumda duyduğum sesle gözlerimi bahçesini gördüğüm hastaneden ayırarak solumdaki bedene baktım; hala gergin dursa ve kaşları çatık olsa da beni rahatlatmak istediğini görebiliyordum.

"Teşekkür ederim." dedim sadece. Yalnızca içimi rahatlattığı için değildi bu; benim için endişelenmiş, yanımda olduğunu ve olacağını iliklerime kadar hissettirmişti. Beni sıkıca tutmuştu Jung Sungchan. Parçalanmıştım belki ama, en azından beni saran kollarda savrulmamıştım.

23.6.22
©hisblackpearl

yıldıza tıklayıp bölüm hakkında fikir ve önerilerinizi belirtmeyi unutmayın 💘

SELAM BEN GELDIM!!

cok uzun zaman oldu bolum gelmeyeli biliyorum, umarim fici unutmamissinizdir 🥺 cok uzgunum,yazmayi da yorumlari okumayi da asssiri ozledim🥺🥺

sinavim hakkinda bundan sonra neler olur bilemiyorum fakat yazin sonuna kadar bu fici bitirmeye calisacagim eheheh

veee sizi coook ozledim, yorumlarda konusalim🥰

AYRICA NOT: bu bolumden once gelmesi gereken bir bolum vardi fakat elim hala yazmaya alismadigi ve sizi bekletmek istemedigim icin hali hazirda yarisi yazilmis bolumu tamamlayip paylasiyorum. once gelmesi gereken bolumun eksikligini hissedersem onu yazip bundan onceye koyarak devam edecegim.

sinir: +50 oy

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jun 25, 2022 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

the red queen effect :: jung sungchanWhere stories live. Discover now