VUSLAT

79 72 1
                                    

Şarkıya başlamak için hazırlanırken bütün ışıklar aniden sönünce, her yer simsiyah kesildi. "Elektrikler gitti galiba." diye panik olan İnci, hiç kimseden çıt çıkmamasına da hayret etmiş öylece kalmıştı.

Arka taraflardan yoğun bir  kahve kokusu geliyordu. Ya da kahvesiz geçen onca zamandan sonra İnci öyle hissediyordu.

Annesiyle yüzleşmesi, düştüğü umutsuzluk, ona sürekli destek olan Taylan ve içeri girmeden önce yaptıkları, ne anlam çıkarması gerektiğini bilmediği konuşma.

Herşey aynı içinde durduğu karanlık kadar görünmezdi. Belkide gözleri gibi aklıda artık hiç birşeyi seçemiyordu.

Bu düşüncelerle ne kadar orda öylece kaldı bilmiyordu. Tam adım atacakken büyük bir spot ışığı sadece onu aydınlatmıştı. O koyu karanlıktan sonra çıktığı aydınlık gözlerini kamaştırıyor ve  görmesine engel oluyordu.

İnci koluyla gözlerini kapatmıştı ki, Taylan'ın eli kollarını tutup aşağı doğru ittirip, cansız bir heykel gibi öylece ona baktı.

Herkes sözleşmeş gibi kahkaha atıyordu. İnci o anda sadece put gibi duran, bakışlarında hiç bir anlam yakalayamadığı Taylandan başka kimseyi göremiyordu.

Neler olduğunu anlamaya çalışsada beyni durmuş gibi donup kalmıştı.
Ne yani şimdi düzeldi, değişti sandığı çocuk ona oyun mu oynuyordu? Ama bu Cafe, bu insalar bu kadar büyük bir oyun, neden neden aklı almıyordu.

Kahkaha seslerinden huzursuz olup arkasını dönüp gitmek istedi. Taylan sertçe kolundan tutup tekrar İnci'yi kendine çekti ve hafifçe yüzüne dokundu.

İnci o anda hissettiği aşağılama duygusunun siniriyle Taylan'ın elini tutup itti. Tekrar gitmek için hamle yapsada Taylan buna izin vermedi. Elinden tutup İnci'yi döndürerek kendine çekti ve beline sarıldı. Oda İnci'de donup kaldı.

Daha İnci ne oluyor demeye kalmadan dans bölümündeki balerin kızlar etrafını sarmış dans ediyordu. Kızların kuğu gibi narin dansları, tam ortada spot ışığının altında iki şahene beden...

Ortada tasarlanmış bir kaleografi vardı ama inci bunlardan habersizdi. Sadece bir kukla gibi Taylan'ın onu yönlendirmesine izin vererek uyum sağlamaya çalışıyordu. Taylan kimi zaman ona yakınlaşıyor, kimi zamanda kaçmak ister gibi figürler sergiliyordu.

Herşey o kadar şahaneydi ki.... Ona her yaklaştığında;

"Bunu yapmak artık benim içinde zor."

"Aslında daha kolay olur sanmıştım."

"O kadar güzelsin ki, ışığına tutulan pervanelere gibiyim."

"Ama sana bir söz vermiştim. "

"Herşey şimdi çok güzel olacak."

Bu sözler dökülmüştü dilinden ve bu son sözle yukarıdan gül yaprakları yağmaya başlamıştı.

Kahve kokusu artık daha yakından geliyordu. İnci mest olmuş bir haldeyken spot ışığı kapandı. Ayak sesleri, müzik, uğultular sustu. Taylan İnci'nin yanında durup sıkıca ellerini tuttu.

Müzik tekrar başladı;

Ah o güzel gözlerin
Döndürüyor başımı
Lütfen seni izlerken
Hor gör bu telaşım

Tut elimden gidelim
Bu şehirde huzur yok
Sıcak şarap içelim
Ne de olsa vakit çok

Dayanamıyorum hayallerim çok ağır
Bana yardım et kime konuşsam sağır
Dayanamıyorum hayallerim çok ağır
Bana yardım et kime konuşsam sağır

KAHVE KOKUSUWhere stories live. Discover now