Jisung da buna katılıyordu.

Gelen asansöre bindikleri zaman yalnızlardı. Jisung bununla beraber "Saçım hala dağınık duruyor mu?" diyerek Minho'ya doğru dönünce Minho onun elini bırakmadan diğer elini kaldırıp birbirine karışan birkaç teli düzeltmişti.

Bir diğer katta kapıların açılması ile içeri şirket çalışanları girerken hepsi gülümseyerek Minho'ya ve yanındaki Jisung'a merakla selam vermişler, Minho da aynı şekilde tebessüm etmişti.

Dolan asansörle beraber Jisung, Minho'ya doğru kayıp elini daha sıkı tutarak sırtını göğsüne yasladı. Minho da tek elini beline sarmış, minik dokunuşlarla okşarken omeganın kalbine neler yaptığından habersizdi.

Çünkü Jisung'un kalbi şu anda yerinden çıkacak gibiydi.

Heyecandan titreyen elleri sırf temas etmek için belindeki ellerin üzerine giderken parmak uçları ile Minho'nun elinin üzerine ritim tutmaya başlamıştı minik minik. Binen birkaç kişi katlarda indiği zaman inmeden "Tebrik ederiz efendim," deyip gülümsemişler Minho teşekkür ederken Jisung hala onun göğsüne yaslı olmasından dolayı sesini çıkarmadan gülümsemişti sadece.

Ne var ki asansörde geri yalnız kaldıkları halde hala öyle durmaktan vazgeçmemişlerdi. Jisung heyecanını azaltmak için kat sayısına baktı. "Neden geri aşağı iniyoruz şimdi?"

Minho güldü. "Yükseklik pek ilgi alanım değil. Odam aşağı katlarda."

Bu cümle Jisung'a yeni bir bilgi vermişti, bunu direkt aklına not ederken Minho'nun korkusu olduğu için hiç üstelemeden gülümsemiş ve kapıların açılması ile beraber inmişlerdi.

Minho'nun odasını merak etmişti.

Yanlarından geçtikleri dev koridorları, insanları izliyordu. Koyu ve yeşillik dolu bir alandı, mimarı kimse cidden hoşuna gitmişti Jisung'un. Sonunda Minho bir odanın önüne gelip kapıyı açarak içeri girdiğinde kaşlarını kaldırdı.

"Vay canına!" dedi gülerek. "Burası cidden çok güzelmiş. Sürekli burada oturup çalışabilirim."

Minho sırıtarak koltuğuna oturdu. "Mezun olduğun an işin cepte o zaman."

Jisung da bu lafla gülüp kenarda ki dev sandalyeyi masanın önüne çekip oturmuş, bacaklarını kenardan sarkıtmıştı. "Torpil mi geçiyorsun bana?"

"Mezun olmadan gelemezsin." dedi ve kalemini açtı alfa ardından da karşısında sırıtan omegaya göz kırptı. "Ama yerin hazır evet, bir nevi torpil."

İkili kendi diyaloglarına gülerken Jisung "Shit!" deyip elini ağzına kapatmış, yalandan şaşkın bir yüz ifadesi yapmıştı. "Eşim tarafından torpil alıyorum! Harika!"

Eşim.

Minho konuşmalarının arasından duyduğu bu sözle daha çok gülümserken Jisung'un onu gerçekten benimsemesi hoşuna gitmişti. "Olsun o kadar da," deyip telefonunu kenara bıraktığında çalan kapı ile muhabbetlerine ara vererek o tarafa dönmüşlerdi.

Çalan kişi izni aldıktan sonra içeri girmiş, sekreter olduğunu belli ederken getirdiği anlaşmaları Minho'nun önüne bırakmıştı. "Bay Kim bunlara göz atmanızı, uygun olanları imzalamanızı istedi."

Minho kafasını salladı. "Tamamdır, teşekkürler Soo Ah."

"Rica ederim efendim. İstediğiniz bir şey var mı?"

"Bir kahve olur." Minho, Jisung'a bakınca Jisung hala yan oturduğunu fark ettiği için toparlanmak istemişti ki karşısındaki alfanın kaş hareketi ona yetmişti. Pozisyonunu bozmadan "Olur aslında," dedi ve elini ensesine attı. "Americano varsa acaba... Alabilir miyim?"

star lost, minsung ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin