Zihin Karmaşası

394 196 112
                                    

- - 7 Hiç'siz Gece - -


Tek ışık kaynağı, penceresinden içeri yansıyan Dolunay'ın ışığını Güneşten aldığı parıltıydı. Hiç ışık yakmazdı ve karanlığı çok severdi. Kendini karanlıkta bulmuş, olmasından mı? Yoksa karanlığın onu kendinde bulmasından mı? Bilemiyordu. Loş bir oda da kahverengi ve beyaz çizgili kanepenin üzerinde oturmuş. Öylece önünde ki masaya bakıyor. Masanın üzerinde yanan sigarası yavaş yavaş, kendi kendini yakıyor ve eritiyordu. Sigarayı kendine benzetti. Oda yavaş yavaş kendini eritiyordu. Sigara yanıp sona yaklaşınca üzerinde ki Marlboro yazısını gördü ve verdiği paranın sigarası gibi eridiğini de fark etti.

Yapabileceği bir şey yoktu. Her şeyi gitmişti, terk edilmişti. Çok terk etmişti ama ilk defa terk ediliyordu. Üzüleceği son şey parasının gitmesi bile değildi. Paketinden bir tane daha aldı. Çakmağı çaktı ama tutuşmadı ters yakıyordu. Kahretsin dedi ve sigarayı yere fırlattı. Aklım nerde benim şu sıralar hiç odaklanamıyorum dedi. Aklının nerde olduğunu biliyordu. Giderken ondan sevgiyi, mutluluğu, heyecanı, huzuru, saf duygularını alıp götüren kadındaydı. Yine Zihnine hücum eden yalnızlık duygusu, ona karşı direnen geri gelecek umudu ile savaşın eşiğine gelmişti.

Kazanacağının imkansız olacağını düşünen geri gelecek umudu silahını ve zırhını atıp. Zihne, yalnızlık duygusunun hakim olmasına ve zihninin baş köşesine oturmasına izin verdi. Sonrasında gelen nikotin ihtiyacı bir tane daha Marlboro yaktırdı. Dumanı içine çekti ve masaya baktı. Masanın üzerinde belli belirsiz küller zihnine '- _-' şöyle yansımıştı. Masa bile mutlu değildi. Çektiği dumanı masanın üzerine üfledi. Duman ile karışık uçuşan küllerin ardından biri belirdi. Yüzünü tam seçemedi ama kalbinin atışını hissedince kim olduğunu anlamıştı. Gülümsedi ve "+Geri mi? Döndün" dedi.

Kadın, Sağ tarafında ki pencere kenarında duran vazonun içinde ki 7 adet gülü işaret ederek. "Benden arta kalanlara böylemi bakıyorsun? Çoğu solmuş." Dedi.
"+Onlar ışığını senden aldığı için canlı kalıyorlardı. Sen gidince hiçbir şey eskisi gibi kalmadı ki Dolunay küçüldü, Güneşin parıltısı azaldı. Ev sessizleşti, en önemlisi ben 'hiçsiz'liğe sürüklendim". Dedi
"-Bekledim arkamdan gelmeni bana engel olmanı, elimden tutup nereye gidiyorsun. Demeni bekledim."

"+Sessizce uzaklaştın, hakkını vereyim parmak uçlarında izleyeni hayrete düşüren bir balerin gibi sahnelendin ama gösterini izleyemedim. O sıra uyuyordum." Dedi ve kafansın da evin her köşesine banyonun giderinden masanın üzerinde ki küllüğün altına kadar baktığı an canlandı. Kendine geldiğinde yine gitmişti. Yalnızlığı ile bir başına yine her zamanki yerinde bir sigara yaktı ve yine 'O' Ona dumanların arasından bakıp , bir şeyler söylemeye çalışıyordu. Sanki onu yanına çağırıyordu. Kadın elini uzattı ve "-Ne duruyorsun?" Dedi. "+Yapma yine gideceksin biliyorum."
"-Ben gitmiyorum, sen gelmiyorsun!" Dışardan gelen lastik sesi, tüm havayı dağıtmış ve Kadın kaybolmuştu.

Sinirlendi yerinden doğrulup pencereyi açtı ve bağırdı. "Yavaş olsana Lan senin yüzünden yine gitti. Pislik herif" diyerek küllüğü masadan aldı ve pencereden arabaya fırlattı. Cam kırıklarının çıkardığı ses ona iyi gelmişti. Sonra Yine yalnızlık duygusuna kapılıp kendini kendi ile Hiç'sizliğe sürükledi. Bir titreme hissetti masaya bakınca anladı. Telefonu çalıyordu yaklaştı numaraya bakmak için ' arayan numara yok ' yazısını görünce aklına 'O' geldi ve hemen açtı. Efendim dedi. 2 dakika sessizlik çatışmasına girdiler, hangisinin sessizliği daha üstün gelecek diye beklerken.
Ağlamaklı bir ses; Beni neden bıraktın? Kim bilir terk ettiği kaçıncı kadındı.

Ben dedi telefon yüzüne kapandı. İlgilemendi onu ilgilendiren terk ettiği kişiler değil terk edilmesiydi. Tüm elektrikler kesildi ve oda karanlığa büründü. İçini tatlı bir cesaret duygusu kapladı. Karanlığı sevdiğinden olmalıydı. Sigarasına uzandı, karanlıkta güçlükle paketi buldu ve içinden çakmak ile sigara çıkardı. Dişiyle sigarayı ısırdı, sigarasını yakmak için çakmağı çaktı. Tam o anda onu gördü. Ona parıldayan gözlerle bakıyordu. Sen dedi. Yüzünde bir şaşkınlık belirdi. "+Sen gerçek olamazsın dedi." "-Gördüğün şeye mi inanmıyorsun yoksa nasıl göründüğüne mi yoksa gördüğün şeyin bir umutta olsa gerçek olabileceğine mi inanmıyorsun?"

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Feb 13 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

ParadoksWhere stories live. Discover now