Sormayın derdimi, bu gün efkardayım
Dost elinden vurgun yedim, figandayım
Halimi soran olmaz, kime ağlayayım
Güle hazan değse gönlüm gâmlanır
Değmeyin derdime, yıllar marazlanır
Gurbet olmuş, ah doğduğum yurtlarım
Gayrı beni tanımaz taşlı köy yollarım
Şu yüce dağların kar'ında bende varım
Bülbül âhu-zâr etse yangınım hârlanır
Düşmeyin ahvâlime, sözler sukud lanır
Sevda eline düştüm beyhude dolanırım
Bu hüs-i cemâl'ini yedi renkte aranırım
Ne akıl kârı çektiğim,ne hesapta varım
Güne hüzün düşse,bu yüregim darlanır
Değişmeyin hasretime, şiirler yas lanır
Ah bilmezler sevdanın halini, nicedir
Etten kemiğe dolanan gizli bir illettir
Ne cihan güzeli var, ne sultan beri dir
Gözüm gözüne değse bu divane uslanır
Dönüşmeyin kabrime,cennetler çağırır
Vuslat Tuna
Hüsn'ü cemâl; güzellik
Âhu zâr; inleyen bülbül
Hâr; ateş
Beyhude; boşuna
İllet;gizli dert, geçmeyen hastalık
Sukud; suslukluk
