Hayata Asıl Şimdi Giriş Yapıyorum

6 0 0
                                    

             Canım çok sıkılmıştı ve ne yapacağımı bilemiyordum şu an. Bende abime "Benim canım çok sıkıldı. Biraz dolaşacağım ben, siz de geliyor musunuz?" diye sordum. Abim "Yok ya biz burada bekliyoruz, sen git. Ama ben telefonunu çaldırınca hemen bu istasyona gel. Yoksa geç kalırız, yani tahminen 2-3 saatimiz var burada oyalanmak için, fakat bence sen şöyle yap; ilk önce güzelce gez istersen biraz alışveriş yap, sonra ben seni aradığımda yanıma gel bir kahve içeriz yola çıkmadan, sonra zaten Paris'teyiz." dedi. Cevabı biraz uzun olmasına rağmen cevabı bir bakımdan net bir cevaptı. Bunun üzerine hemen hırkamı üzerime giyip havaalanındaki mağazaları ve diğer tüm yerleri dolaşmaya başladım. Tam Armani mağazasına girdiğimde kadın reyonlarından kendime bir elbise bakıyordum ki bir anda mağazanın elektrikleri gitti. Siz hiç donakaldınız mı? Ben şu an şu durumda bildiğiniz donakaldım orada. Ne kıpırdayabiliyordum ne doğru düzgün nefes alabiliyordum. Neden mi? Çünkü hayatta korktuğum 2 şey vardır. Birincisi karanlık, ikincisi de çağresizliğin ve hüzünlülüğün kattığı kafa dağıtıcı duygudur. Neyse bende bu sırada belki dışarı çıkabilirim belki önümü görebilirim diye telefonumu çıkardım ve el fenerini açtım. Yaklaşık 10 saniye sonra daha da tenha bir yere girdiğimi fark edip döneceğim sırada telefonumun şarjının bittiğini fark ettim. Bir yandan kendimle ilgilenmeye çalışırken, bir diğer yandan da bizimkileri merak ediyorum. Acaba abim meraklanmış mıdır? Acaba şu an Victoria ile aynı yerde miyiz? Acaba Ethan bunlar olunca yardım çağırmış mıdır? Acaba şu an Thomas nerede ne yapıyordur? Aklımda bu tarz sorular dönüp dolaşıyor. Ben de bu sırada 1-2 adım attım ve bir şeye çarptığımı fark ettim. Çarptığım kişi beni o an korkmam ve kaçmam için ki kaçsam zaten kaçamayıp bir yerlere takılıp düşerim beni tutmuştu. Ama nedense, sende kimsin? diye soracağıma çocuğun suratına öylece baktık. Etraf o kadar karanlıktı ki hiç bir şeyi göremiyordum. Ama içeride açılan fenerlerden dolayı önümü çok az da olsa görebiliyordum. Beni tutan beni şu durumda tek güvende hissettiren çocuğun yüzüne baktığımda ela gözlü ve biraz uzun saçlı olduğunu görebildim sadece. Öyle bir izliyordum ki onu sanki Louvre Müzesi'nde Mona Lisa'ya anlamsız anlamsız fakat ben neresine baktıkça o da bana bakıyormuş gibi bakıyordum. Sonra konuşmaya başladı "Özür dilerim bu arada ben ss-size çarptığım için, önümü göremiyordum da şarjım bitti." "Ah sorun yok bende özür dilerim bu arada ben....yani şş-şey....benim de şarjım bitti önümü göremedim ve sonuç böyle oldu." "Sorun değil." dedikten sonra elektriklerin geldiğini fark ettik ve o benim kolumu ben de onun omzunu bıraktım. Ayrılınca birbirimizden fark ettim ki adeta sarmaş dolaş olmuşuz.

Dostali jste se na konec publikovaných kapitol.

⏰ Poslední aktualizace: Dec 10, 2021 ⏰

Přidej si tento příběh do své knihovny, abys byl/a informován/a o nových kapitolách!

Riuscire nell'impossibileKde žijí příběhy. Začni objevovat