"Minho."

"Tamam, biliyorum," dedi Minho hafiften bir telaşla. Gözlerine baktı. "Aramızdaki hiçbir şey net değil ama şu an biz varız değil mi? Tekrar kullanabilirsin sadece şimdilik, bir kereliğine, merak ediyorum."

Jisung, feromonlar onların duygularını sürekli belli edip gerekli gereksiz çok salgılandığından genellikle onları bastıracak ilaçlar kullanıyordu ve bu sebeple Minho daha önce onun kokusunu hiç almamıştı.

Minho'nun bu davranışları karşısında kafasını eğip kabul ederek ilacı geri çantasına bıraktı ve "Birazdan," dedi açıklayarak. "Etkisini yitirdi zaten, anlarsın."

Geri çekilip yatağa oturduğunda Minho sessizce başını sallayıp onun ayak ucuna geri oturmuş ve nereden gelmediğini bir heyecanla saniyeleri saymaya başlamıştı. Jisung, eline telefonunu alıp arkadaşlarının mesajına cevap verme bahanesi ile ona garip gelen bu anı geçiştirmeye çalışırken iyice etkisini yitiren ilaç odaya Jisung'un kokusunu salmaya başlamıştı.

Minho anımsadığı koku ile gülümsedi.

Cidden çok güzeldi.

"Vanilya," deyip belli ettiğinde onun sevip sevmeyeceğini merak eden Jisung, yüzündeki gülümsemeyi görür görmez "Güzel mi?" diyerek kaşlarını hevesle kaldırınca Minho gözlerini açıp dibindeki omegaya baktı. "Fazlasıyla güzel." Ardından ekledi. "Bir daha ilacını hiç kullanmak istememe sebep olacak kadar."

Günde yüzlerce omeganın kokusunu duyuyor, feromonuna şahit oluyordu haliyle. Fakat Jisung'un kokusu... Nasıl dese? Özeldi. Hani, ruh eşi diye bir kavram vardı ya onların dünyasında, seneler sonra ansızın karşına çıkar ve her şeyi özel hissettirirdi. Öyleydi tam da Jisung.

"Peki," deyip yakınlıklarını bozmadan onun yüzünü izlemeye devam etti. "İlacı kullanmanın özel bir nedeni var mı?"

Jisung güldü. "Duygularımızı belli ediyorlar bilmiyorum, her hissettiğim şeyin karşımdaki kişiler tarafından bilinmesini istemem. Ya da cidden tabir olarak kaba ama 'sahipli' bir omega değilsen, eşin yoksa sırf bu feromon yüzünden bir alfanın cinsel dürtüsüne maruz kalmak çok iğrenç. Evet, doğamız böyle fakat ben anlık bir hazı tanımadığım biri yerine sevdiğim biri ile yaşamak istiyorum. Bu yüzden kendimce önlem işte."

"Anladım," diyebildi Minho sessizce. Bu lafın üstüne daha ne diyebilirdi ki? Jisung haklıydı, bir alfa ona kolaylıkla sahip olabilirdi ve bu düşünce bir an kendi cinsinden iğrenmesine sebep olmuştu. Bugüne kadar bir omeganın feromonundan delicesine etkilenip ona zarar verecek şekilde bir cinsel açlığa maruz kalmamıştı.

Jisung onun gözlerindeki durgunluğu gördüğü zaman içine titrek bir nefes çekerek bakışlarını geri yüzüne çıkardı Minho'nun, yakınlıklarından dolayı heyecanlanan kurdu içinde zıplayıp dururken "Aslında," diyerek sadece içinden geldiği gibi bir cümle kurdu. "Sanırım sen varken kullanmama gerek yok."

Feromonun yalnızca ona ait olduğunu mu söylüyordu? Yoksa Minho yanlış mı duymuştu? Bir an şaşkınlıkla bunu teyit etmek için karşısındaki omegaya baktığında Jisung dudağının kenarını dişliyor, kesik kesik nefesler alıyordu.

"Yani biz, sanırım...." deyip sözlerini toparlamak istediğinde Minho devam ettirdi. "Evleneceğiz."

Kafasını salladı. "Evet, evleneceğiz."

İkisi de açık açık yavaştan bir şeyler hissettiklerini itiraf ediyorlardı bu sözle. Evliliği kabul etmek, birbirlerini kabul etmekti. "Ah," deyip eliyle yüzünü kapattı Jisung aniden gülmeyle karışık. "Bu şeyler bana çok yabancı, utanıyorum."

star lost, minsung ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin