9

89 5 0
                                    

🎻 CAN'T TAKE MY EYES OFF YOU,
frankie valli

︶꒦꒷♡꒷꒦︶

"Gerçek olmak için fazla iyisin

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Gerçek olmak için fazla iyisin."

︶꒦꒷♡꒷꒦︶

Hannam-dong'un sesi, ağaçların üzerinden geliyordu. Sohbet eden insanların sesi duyuluyordu. Jennie çiftliğin sessizliğine alışmıştı. Kim Namjoon'un çekicinin gürültüsünü de duyunca evinde olduğu anladı.

Jisoo'nun ailesinin çiftliğini geçtiler. Jisung bir saman balyasının tepesinden elini salladı. En büyük oğlu Jinyoung ise doğrudan Jisoo'nun evine doğru gitti.

Doktor'un yaşadığı ev artık tamamen farklı görünüyordu. Tahta kaplı bina artık yerinde durmuyordu. Onun yerine, büyük bir binaya dönüşeceği belli olan tuğlalar vardı.

"On erkek kardeşe sahip olmanın değeri paha biçilmez," dedi Yoongi sırıtarak.

Jennie de belli belirsiz gülümsedi. Aslında burası bir gelin için çok güzel bir ev olabilirdi. Arabaya dayanmış pencereler güneşte parlıyordu. Tek eksiği salıncak olan bir veranda da bir ailenin taşınmasını bekliyordu. Park Jimin, o gelinin kendisi olduğunu söylemişti. Eğer bu doğruysa neden geldiğinde söylememişti?

Ah, ama Yoongi'nin niyetinden başka endişelenmesi gereken pek çok şey vardı. Bir süre sonra Yoongi, dükkanın önünde arabayı durdurdu. Jennie aşağı indi, bir kere daha Yoongi'den yardım almayı unutmuştu. Sonra merdivenlere koşturdu.

Youngbae tezgahın arkasında duruyordu. Jeon Jungkook, bir kilo şekerin parasını ödüyordu. Basamakları ikişer ikişer çıkan Jennie, aceleyle üst kata çıktı. Babası, yatağın yanında bir sandalyede oturmuş, Haeun'a çorba içirmeye çalışıyordu.

"İlk kez anne olan pek çok kadından daha yaşlı," dedi Yoongi. Jennie'nin kulağına o kadar yakındı ki nefesini hissedebilmişti. Sonra ürperdiğini fark etti. Hem de böyle uygunsuz bir ortamda.

"Baba, yardım etmeye geldim."

Junghoon o kadar hızlı döndü ki, tabaktan çorba döküldü. Yoongi uzanıp tabağı aldı. Sonra Haeun'un kolunu okşadı ve havluyla dökülen çorbayı sildi.

Sadece kısa bir an için bile olsa, babasının gözleri her şeyi anlatıyordu. Çenesine dokundu, başını salladı ve aşağı indi.

"Söyleyecek bir şey bulamadı." dedi Haeun. "Her gece, daha ben hastalanmadan önce, geri dönmen için dua etti."

Yoongi's Ladder // 1838Where stories live. Discover now