3. BÖLÜM

495 48 7
                                    

- Yeni bir şehre yerleşmem, buraya alışmam, üniversite hayatı ve üstüne part time çalışan biri olarak uzun zamandır buralarda olamadım farkındayım. Ama hayat beni 1 senedir baya yoruyor özellikle son 3 ayda. Yakın zamanda Sarmaşık Mahallesi'ne yeni bölüm attım. Şimdi de burası, inşallah devamı ile bir düzen tutturacağım.-

.....

Zeyno'dan

Eve döndüğümde Yaman'ın hallerini getirdim aklıma yine. Yeterince yanında olamıyor muyduk? Maddi destek değildi kastım. Dün o kadar yöntem bulmuşken bugün kahvehaneyi satmaya kalkmasına anlam veremiyordum. İkna ettiğimize bile inancım yoktu dünden sonra.

Cebimdeki telefonu çıkarıp Faruk'un ismine tıkladım.

"Buyur Zeyno."

"Faruk'um sen biliyor musun Yaman'ın kime satmaya kalktığını?"

"Allah'tan yabancıya değil lan, Reise."

Adını bildiğin, namını duyduğun ama bir türlü görmediğin o adam.

"Tamam Faruk'um."

Türkü evi onun diye biliyordum, gidip yarın görüşelim bakalım Reisimizle.

Aşağıdan gelen annemin sesiyle kafamı kaldırıp o tarafa çevirdim. Duyurabileceğime inandığım bir ses tonu kullandım.

"Efendiiiiiim."

"Bağırma Zeyno, mahalleye duyurmayacaksın kendini. Ben duyacağım sadece."

"Tamam anne. Ne diyordun?"

"Babanla çıkıyoruz biz."

"Tamam."

Bu saatte nereye acaba? Ben miyim genç siz misiniz anlamıyorum ki.

Bugünün yorgunluğu ve tek kalmışlığın sessizliği ile kapadım gözlerimi.

Sabah olduğunda Tuğçe Ablaya mesaj attım bir saat geç geleceğime dair. Ve adımlarımı Türkü Evi'ne çevirdim.

Vardığımda yenice açıldığını fark ettim. Çok güzel bir havası vardı. Ben incelerken omzuma çarpıp geçen biri ile kendime geldim.

"Görülmeyecek gibi de değilim ki kardeşim, kolum koptu ya."

Benden uzun, zayıf ama küçük duran çocuk yüzünü döndü.

Lokantada çarpan çocuktu.

"Abla valla görülmeyecek gibisin, ufak tefek. Ama kusura bakma, acelem vardı."

Allah'ım nasıl tatlı?

Kaç yaşında ki?

En fazla 19 mudur? Muhtemelen.

"Tamam kardeşim, kolay gelsin işinde sana."

"Yok de mi bir şeyin?"

"Yok, için rahat olsun."

Kafasını sallamasıyla gözden kaybolması bir olmuştu.

Ben de kasanın oraya doğru adımladım.

"Buyrun hanımefendi?"

"Ben Reise bakmıştım."

"Yılmaz abi yok, bırak numaranı geldiğinde vereyim."

Şimdilik iyi bir fikirdi.

"Tamam, o da olur. Ama kesin dönmesini iletir misin?"

"Boşuna Reis değil, elbet döner."

Sen çok bilmiş kasiyer, hiç hoşlanmadım.

KURTULUŞ MAHALLESİ (Mahalle Serisi 3)Where stories live. Discover now