2. BÖLÜM

895 80 23
                                    

Durmadan çalan telefonuma uzanıp arayana baktım.

Selma'cığım daha işime 1 saat varken ve biz dün geceye kadar birlikteyken rüyanda gördün de mi arıyorsun canım arkadaşım?

"Selma karga daha kahvaltısını etmedi be, bana da yazık günah."

"Zeyno çabuk gel."

Nefes nefese konuşması korkuttuğundan az önceki sersemliğimin zerresi kalmayarak ayaklandım.

"Bir şey mi oldu sana? Neredesin sen?"

"İyiyim ben mahalledeyim. Ama Faruklar?"

"Çatlatmasana Selma. Faruklara mı bir şey oldu?"

"Yaman kahveyi satlığa çıkarmış. İçerde Faruk'la birbirlerini yiyorlar."

"Ne? Oha."

"Zeyno şaşkınlık nidalarının sırası değil."

Kız haklı.

"Tamam. Hemen geliyorum ben."

Elime geçen ilk kot ve tişörtü giyip dünden kalma çantamı koluma taktım. Banyoda yüzümü yıkayıp saçlarımı da alel acele toplayarak aşağıya indim. İnmemle ayakkabılarımı giyip kahveye koşmam bir olmuştu.

Millet dışarda film izler gibi izlerken ben Selma'nın yanına geçtim.

"Girelim içeriye."

"Faruk kapıyı kilitledi."

"İlle de kapıdan demedim ki Selma."

Kahvenin yanındaki evin duvarından kahvenin çatısına geçtik.

"Dikkat et kayma kiremitlerden."

"Ben değil de kiremit kayacak."

"Ortalarına bas."

"Tamam."

"Şimdi de üç deyince bu kapağı kaldıracağız."

"Tamam."

"Bir, iki, üç."

"Oha ağırmış."

"E herhalde yani Selma. Ne bekliyordun?"

Kapağı kenarıya itip çatının içine girdik.

"Selma tekrar."

"Şimdi ne yapacağız?"

"Kendimize doğru çekelim."

"Tamam."

Bu işlem az öncekinden zordu. Ama tamamladığımızda girmek için açtığımız kapağı kapamıştık.

"Zeyno karanlık oldu ama burası."

"Çatıya güneş giren tek yeri yani kapağı kapadığımız içindir belki Selma. Telefonunun ışığını aç."

"Sen bugün sol yanından mı uyandın? Hep bir dalga geçmeler."

"Bizimkiler aşağıda birbirini yiyor biz burada tartışalım mı? Hem canım uykusuz yanımdan kalktım. Ama kabullen sende de bugün bir salaklık yok değil."

"Sabah sabah bunların kavgasına kalktım. Hâlâ toplayamadım ki kafayı."

En azından hem yalnız değilsin hem Selma kendisindeki salaklığın farkında.

Açtığı ışıkla kahvenin mutfağına gireceğimiz kapağı bulup kaldırdım. Bu diğerinden kat be kat hafifti. Kendimi aşağı sarkıtarak inmiş bulundum.

Selma da gelince içeri girdik.

Gelişimize ne Faruk şaşırmıştı ne de ağzı yüzü hafiften kaymış Yaman.

KURTULUŞ MAHALLESİ (Mahalle Serisi 3)Where stories live. Discover now