özel bölüm II

27 6 9
                                    

Asel'den başka kimsem yoktu bir zamanlar. Şimdi ise Asel de yoktu.

İlk mektubu gözyaşlarımla okudum. Sonra ikinci mektuba geçtim.

Bu mektubu bu odaya yeniden geldikten sonra yazıyorum. Ali şimdi uyuyor. Ellerimi alıp ellerinin arasına koydu. Ancak ondan ayrılmak zorunda kaldım.

Sakince nefes alış verişleri beni de sakinleştirirken önce onun saçlarını öptüm ve sonra kalemi aldım elime.

Göknur, benim her şeyim.

Lisede tanıştığımızdan bu yana seni kendi annem yerine koydum. Bana baktın, gecelerce başımda bekledin.

Aslında tedaviyi kabul etmemin bir sebebi de sensin. Senin bana olan sevgini iliklerime kadar hissettim. Bem gidersem biliyordum, üzülecektin ve belki de kendini harap edecektin.

Kıyamadım sana.

Aslında benim sevdiğim kadar çok seven birisi var hayatında biliyorum. Son zamanlarda yüzünden tebessüm eksik olmuyordu. Seni mutlu gördükçe seni güldüren kişiye dualar ettim veyahut teşekkürler.

Lisede zorbalık gördüğümüz zamanları hatırlıyor musun? Eskiden olsa beni ağlatacak ancak şimdi sadece güldüren zamanlar. Ben birlikteydik diye o zor günleri kötü anmıyorum. Varsın olsun, sen varsan eğer.

Beraber Madrigal konserine gitmek istedik, fakat şartlarımız buna engeldi. Sen Anıl diye ben Uğurhan diye yedik bitirdik birbirimizi. Ama ne Madrigal konserine ne de Dolu Kadehi Ters Tut konserine gidebildik.

Aslında ben ölmeden gidememiş olacağım fakat sen gideceksin. Nasıl mı?

Yastığımın altında Madrigal'in 2 ay sonraki konserinin bileti var. Nasıl aldın diye sorgulama. O konsere git ve sesin kısılana kadar şarkı söyle.

Ve bir gün benim için de konsere git. Uğurhan ile konuşabilirsen ona 'kanser bir arkadaşımın hayali sizi görmekti' de. Onu sevdiğimi söyle.

Gel gelelim asıl hikayeye.

Tedaviyi kabul ettiğimde içim umutla doluydu. Lakin ilk kan kustuğum zaman anladım ki benim ciğerlerim düzelmeyecek, ben iyileşmeyeceğim.

Seni kandıramadım. Beni öyle iyi tanıyor ve biliyordun ki sana yalan söyleyemiyordum.

Bir gece acıdan kıvrılırken, kan kusarken ve nefes alamazken sadece seni son kez görmek istedim. Eşimi tutsan, bana sarılsan belki de geçecekti acım. Ancak yapabildiğim tek şey kapının ardındaki sevgilime sesim gitmesin diyr yastıkla boğmaktı kendimi.

Zayıfladığımda seni kıskandım çünkü saçların ve fiziğin öyle güzeldi ki...

Beni affet.

Seni göremeden ölürsem diye affet beni.

Şimdi ben büyük ihtimalle soğuk ve karanlık mezarda yatarken sen bu mektubu okuyorsun.

Lütfen Göknur, sevgilime sahip çık. Onu sensiz bırakma. Çünkü ben bırakmak zorunda kaldım. Ölümün önüne geçemedim. Biraz daha sizinle kalamadım. Sevgilime doyamadım.

O yanımda uyuyor ve ben birazdan onu izleyerek sabah edeceğim.

Benden sonra birine aşık olursa eğer, ses etme. O mutlu olmayı en çok hak eden. Olaki beni unutursa kızarım ancak başka birini sevmesine bir laf edemem. Çünkü ben ölüyüm. Onu bu savaşta yalnız bıraktım. O pes etmesin.

Ali'yi sana emanet ediyorum. Seni de Ali'ye. Kavga etmeyin ve birbirinize çokça destek olun.

Sizi çokça sevdiğim gibi birbirinizi çokça sevin.

Hoşçakalın. Bu benim size son vedam.

Mektup bittiğinde ağlamam hala sürüyordu. Onsuzluğa dayanmak kadar zor bir şey var mıydı? Hastaneye gelmemi gerektiren bir şey de kalmamıştı. Emanetine sahip çıkamadım.

Yatağa oturup yastığı aldım ve kaldırdım. Bilet oradaydı. Bu daha da şiddetli ağlamama sebep olurken sanki onu o an kaybetmişim kadar acı vermişti.

Bilete dokunamadım bile. Yüreğim sıkışıyor, daha fazla dik duramıyordum. Yatağa uzanıp Asel'in yastığına sarıldım ve kokladım.

O sırada kapı açıldı. Sırtım kapıya dönüktü. Gelen kişi yanıma oturup elini belime koydu. O an anladım Ömer olduğunu.

Uzanıp boynuma öpücük kondurdu. Yüzümü ona döndüm ve yatakta oturur konuma geldim.

Konuşamadım, konuşursam boğazım yanardı.

Elini yanağıma koyup sevdi ve uzanıp bu defa alnımı öptü.

"Neden kendini hırpalıyorsun?"

"Dayanamıyorum ben nefes alamıyorum Ömer."

"Seni anlıyorum."

Kafamı salladım.

"Anlayamazsın. Ben iki kişiyi, kardeşimi ve abimi kaybettim."

"Emin ol sevgilim, seni çok iyi anlarım. Senin arkadaşındı onlar. Ben öz kardeşlerimi aynı anda kaybettim."

Bir şey diyemedim. Kollarımı boynuna sarıp omzunda ağladım bu defa. Sırtımı sıvazlayıp kulağıma bir şeyler fısıldaması beni rahatlatıyordu.

"Ben bu odayı nasıl toplayacağım? Dokunamıyorum bile."

"Yardım ederiz sana güzelim, merak etme."

"Asel hastaydı tamam ama Ali'yi neden kurtaramadın? Teşhisi koyduğunda neden ilgilenmedin?"

"Teşhisi koyduğumuz gün hocalarıma danıştım fakat o gün-"

"Lütfen devam etme." diye yarıda kestim onu.

Duymaya dayanamıyorken, ya onu odada öyle görseydim diye düşündüm.

Korkunç görüntüler aklıma gelirken sevgilimin kollarını bedenimde hissetim ve kendimi ona teslim ettim.

Devam edecek...



Ölü Kalbin Son ÇırpınışlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin