Ağzından çenesine doğru koyu bir kan akan vampir kadın,"Yoksa benden kurtulacağını mı sandın?" diye sorduğunda sıcak nefesi yüzüne çarptı.

Ondan uzaklaşmak için geriye doğru adım atmaya hazırlanırken titrek bir sesle,"Hayır... Hayır seni öldürmek istemedim," diyerek itiraz ettim hemen.

Tek eliyle yakamdan tutan yaratık, "YALANCI!" diye bağırdı. Yaratığın gür sesi sisin hakim olduğu orman boyunca yankılanırken ondan kurtulmak için çaresizce çırpındım. Ancak yakamı bırakmayan yaratık,"Sana benden kaçamayaçağını söylemiştim!"diyerek sivri dişlerini boynuma geçirdi.

"Hayırrr...!"

Gözümü açtığımda bilmediğim bir ormanda değil, Semra Hanım'ın sarımsak kokulu salonunda olduğumu fark ettim. En son vampir kadının sivri dişlerini boynuma geçirdiğini hatırladığım için sırt üstü uzandığım koltuktan hızlıca doğrularak elimi boynuma götürdüm. Ama neyse ki sadece kötü bir kâbus görmüştüm. Her şeyin yolunda olduğuna emin olduktan sonra derin bir oh çekerek kendimi tekrar koltuğa attım. Ve bana kalın kaşlarını çatarak bakan Emre ile göz göze geldim.

"İyi misin?" diye soran Emre, elinde bir su bardağı tutuyordu."Deminden beridir sayıklıyorsun."

Uzandığım yerden tekrar doğrularak,"İyiyim," dedim. Ama konuştuktan sonra aslında iyi olmadığımı anladım. Çünkü en son Ufuk'un iki elle yapıştığını hatırladığım boynum hem içten hem de dıştan feci bir şekilde ağrıyordu. Ufuk'un boynumu hangi ara bıraktığını hatırlamaya çalışırken orta sehpanın üzerine oturan Emre, elinde ki su bardağını bana doğru uzattı.

"İç biraz, iyi gelir," diyen Emre'nin elinde ki bardağı alarak soğuk sudan birkaç küçük yudum aldım. Diğer yandanda etrafa bakınmaya başladım.

Bardağı dudaklarımdan çektikten sonra,"Diğerleri nerede?" diye sordum ve elimdeki su bardağını sehpaya koymak için yavaşça eğildim. Ancak daha fazla eğilmeme izin vermeyen Emre, çevik bir hareketle bardağı elimden aldı.

Bardağı sehpaya koyduktan sonra,"O pisliğin seni boğmaya kalktığını hatırlamıyor olamazsın?" diye soran Emre, bakışlarını tekrar bana çevirdi."Yaptığın iyilik az kalsın canına mal oluyordu."

Ta en baştan beridir Ufuk'un tehlikeli olduğunu savunan Emre'nin bakışlarında haklı çıkmanın verdiği bir gurur vardı. Söylediklerinde haklı çıkan Emre'ye karşı kendimi çok mahcup hissediyordum. Gözlerimi ondan kaçırarak,"Hatırlıyorum," dedim."Ama sonrasında ne olduğunu hatırlamıyorum."

Tekrar göz ucuyla baktığım Emre,"Bayıldığın içindir,"dedi usulca. Ve fazla uzatmadan Ufuk'un elinden nasıl kurtulduğumu anlatmaya başladı:

"Her neyse, sen bayıldıktan hemen sonra seni bırakan Ufuk, farklı bir ruh haline bürünmeye başladı. Korkak ve şaşkın bakışlarla bize baktıktan sonra kim olduğumuzu ve burasının neresi olduğunu sorgulamaya başladı. Aslında ona kim olduğumu uzun uzadıya anlatmak istedim ama dua etsin sen o sıra bayılmıştın. Yoksa bir kaç kemiğini kırmadan onu asla bırakmazdım"

Yumruğunu öfkeyle sıkan Emre'ye,"Ama iyiyim sonuçta," dedim."Kimsenin kemiğini kırmana gerek kalmadı."

Öfkeli bakışları yumuşamaya başlayan Emre,"Evet neyse ki iyisin," diyerek yumru yaptığı elini yavaşça gevşetti. "O pisliğin icabına müsait bir zamanda bakarım."

Vampir Sokağı Sanguinarius Serisi [Düzenleniyor]Donde viven las historias. Descúbrelo ahora