Sürpriz

1K 108 81
                                    

Beğenin lütfen 🔪

Yorum da atın

YORUM ATSANIZA AAA

Başımı arkama çevirip az önce çarptığım adama baktım.

Pembe ve mor karışımı saçları olan, palyaçoya benzer bir adam sırtı bana dönük ama omuz üstünden bana bakıyordu.

"Kimsin?"

"Kim miyim? Bir önemi mi var?"

"Hastanedeki kişisin."

Ona doğru bir adım attım, o da bedenini biraz bana çevirdi. "Hastane? Tanışıyor muyuz?"

"Taşşak geçme. O haç kafanın odasında konuşan kişiydin."

Dudağında çok hafif bir tebessüm oluştu, "Haç kafa... Çok güzel bir takma isimmiş."

"İsmini bilsem takma isme gerek kalmazdı."

Gülümsemesi büyüdü ve tamamen bana döndü, "Tanışmak ister misin?"

"Kiminle?"

"Haç kafayla."

Baştan aşağı onu süzdüm. Hiç güvenilmeyecek ama aynı zamanda dürüst, bir yandan da kumarbaz bir adama benziyordu.

Ama sadece şu andan bahsedersek... Kesinlikle doğruyu söylüyordu, sadece aynı zamanda eğleniyordu.

"Kesinlikle isterim."

Arkasını dönerek yürümeye başladı ve bir elini kaldırıp 2 parmağını "Gel" anlamında ileri salladı.

"Biraz yol gideceğiz."

Önce arkama baktım, Leo'yu burada bırakıyordum.

Omuz silkerek palyaçonun peşinden ilerledim. Leo'ya mesaj atabilirdim.

.

"Tamam, kesinlikle daha lüks bir yerde olacağınızı düşünmüştüm."

"Ben de haç kafaya öyle diyorum ama maalesef dinleyen yok."

Eski binanın kapısından içeri girdiğimizde hızlıca etrafı taradım. Çok karanlık olduğu için fazla göremiyordum ama burada biri yok gibiydi.

Neredeyse 30 dakika önce parçaladığım elime baktım. Kanaması azalmıştı ama biraz daha böyle durursa mikrop kapacaktı. Kim bilir, belki de elimi kesmem gerekecekti.

Ayrıca böyle bir yerde tıbbi malzeme olduğunu da sanmıyordum.

Binanın içinde kapısı olmayan bir kapı boşluğundan geçerek çok büyük bir alana girdik.

Burada birileri vardı. Onları hissediyordum.

"Hey, size bir sürprizim var."

Palyaço keyifli sesiyle hızlı adımlarla alanın ortasına gitti. Ben de yavaş adımlarla arkasından ilerliyordum.

"Yine ne planlıyorsun Hisoka?"

İsminin Hisoka olduğunu öğrendiğim palyaço tiplinin yanına geldiğimde karşıma baktım.

En köşede kısa boylu bir adam vardı. Sesi sabah haç kafanın odasında duyduğum boğuk sesin aynısıydı.

"Aramıza yeni biri mi katıldı? Ama bu imkansız."

Bu sefer sarı saçlı biri konuşmuştu. Bu kişi gerçekten çok masum birine benziyordu.

Bir yığının üstünde duran ya da oturan insanlara göz atarken yığının en üstündeki kişi dikkatimi çekti.

En tepede, tavandaki delikten vuran ışıkla bir kitaba bakan haç kafalı.

"Haç kafalı!"

Konuşan herkes bir anda sustu. Sanki onun tepkisini bekliyorlarmış gibi dikkat kesildiler.

"Seni burada görmeyi beklemiyordum, doktor..."

Kitabı kapatarak başını aşağı, yani bana çevirdi. "Bu ne sürpriz böyle."

"Aşağı inersen daha güzel olur. Başımı kaldırmak yoruyor da."

Gözlerini kıstı, "Ben aşağıda olmam."

"Öyle mi?"

Karşımdaki yığına baktım ve başımı iki yana kıtlatarak yığına ilerlemeye başladım.

Sadece birkaç saniye sonra en tepeye çıkmıştım.

"Kimse bana yukarıdan bakamaz."

O daha bir şey demeden acısını iyice belli eden elimi havaya kaldırdım. "Bir ihtimal burada tıbbi malzeme var mıdır? Elime pansuman yapıp daha sonra da dikiş atmam gerek."

Chrollo x Reader (HxH x Reader)Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ