Katilimizin içinde yaşatıldık.
Kimsesizdik, küçük şekerlemelerle avutulduk.
Gülmeyi, kahkaha atmayı unuttuk.
Ve biz, bu asrın içinde öldük.
En çok da biz öldük.
Biz farklı olan tüm canlıları öldürmek istedik, işte bu yüzden başlamadan kaybettik. İns...
ओह! यह छवि हमारे सामग्री दिशानिर्देशों का पालन नहीं करती है। प्रकाशन जारी रखने के लिए, कृपया इसे हटा दें या कोई भिन्न छवि अपलोड करें।
(B.C)
ÖLÜLER TUVALE ÇİZİLMEZ
Unutma küçük kız, yatağının altında bir canavar besledin, şimdi kalkıp dişlerini etine geçirirse eğer etrafında suçlayabileceğin kimse yok.
Bölüm müziği: Sagopa Kajmer, 366. Gün.
4. Bölüm:
"Ortada Kalmış Ortalık Kişi"
🎨
Bedenim kocaman bir çukurun içine gömülmüştü; kollarım, bacaklarım, yüzüm, gözlerim, burnum toprağın teniyle uyum içindeydi. İnsanlık diye adlandırdığım çocuğun saçlarına döktüğüm gözyaşı o gün son duraktı; duygularım, insanlığın kollarında can verdiği gün kalbimden silinmişti.
İnsanlık, sıfır sıfır sularında, karanlık bir koğuşta, doğacak yeni canavarın kollarında, hayata gözlerini yummuştu. O günden sonra hiçbir şey artık eskisi gibi olamamıştı. Yıkılan hapishaneler, mahkûmların gökyüzüne duydukları umudu yeşertmişti. Manevra denilen yer, Piramit Örgütünün inşa ettiği bir hapishaneydi. O gün oraya bile isteye düşmüştüm, neler olduğunu, olacağını, içinde yaşayanları görmek istemiştim ama asla atıldığım koğuşta ölü bir çocuk bedeniyle baş başa kalacağını düşünmemiştim. İşte insanlık dünyayı terk etmişti, hissetmiştim. Kurtulmuştum. Nasıl kurtulduğumu bilmiyordum ama beni kurtaran ya da bizi kurtaran kimdi, bunu öğrenmek istiyordum çünkü onun yaptığı Piramit Örgütünün bir uzantısı olan Ölüler Manevrası'nı yeryüzünden sildirmişti.
O gün gerçekleşen bir ayaklanmaydı, gerçekleşecek olan devrimin ayak sesleriydi; yöneticilerin kulaklarını çınlatmıştı. Piramit örgütünün sessizliğinin altında yatan neden de, Ölüler Manevrası'nı yok eden sebebi bilinmemesiydi. Bir ay. Tam bir ay önce gerçekleşen bu halel, yöneticilerin sıkı yönetim ilan etmesine, içtikleri suyu bile yanındaki köpeklere test ettirmelerine zemin hazırlamıştı.
İfadesizce aynadaki yansımama baktım; bir ay önceki halimden eser kalmamıştı, insanlardan çok daha fazla uzak düşmüştüm. Gördüğüm her insanın vücuduna tiksinç bakış atmamın tek sebebi bir ay önce insanlığın kollarımda can vermesiydi.
Ahaz.
Bulunduğumuz ülkenin adı Ahaz'dı.
Ve Ahaz'da yaşıyorsanız duygularınızın taze kalması pek mümkün değildi. Ülke, on yıl önce diğer gelişmiş ülkelere göre bir üst seviyedeyken, halkın seçip başa getirdiği yöneticiler ile batmaya yüz tutmuş bir hale gelmişti çünkü yöneticiler kendi çıkarlarını, kendi taraflarını doyurmakla uğraşırken kendisini seçip başa getiren halkını unutmuştu. Unutulan halk isyan edince de hain ilan edilip Ölülerin Manevrası'na sürgün edilmişti.
