Uzak Mesafe

-2-

Multimedia: Eylül

Kapım heybetli bir şekilde çaldığında Azra'nın geldiğini anlayarak su ile elimdeki sabunu duruluyarak kapıyı açtım.

Elindeki elbiseyi göstererek " Hadi giyin şunu. Eminim ki sana çok yakışacak bu elbise" dedi.

Elindeki elbiseyi aldıktan sonra üstüme tuttum.

"Sen buna elbise diyorsun ama resmen bez parçası bu Azra! Giyinmem ben bunu vallahi!" diyerek kırmızı bez parçasının Azra'nın eline tekrardan sokuşturdum.

"Kızım neyi var lan bu elbisenin? Partiye bu kılıkla git istiyorsan? Hadi düş önüme " diyerek arkadaşını odasına sürükledi.

"Giyin şunu Eylül!"

Azra'nın elinden elbiseyi alıp üstüme geçirdim. Aslında hiç fena durmuyordu. Tek bi sorun vardı... Elbise bana göre kısaydı.

"Ya cidden olmadı bu Azra. Görmüyor musun her yerim meydanda. Gelmiyorum ya Parti'ye falan."

"Ağzının ortasına bir yapıştırsam görürsün Eylül! Kuğu gibi oldun lan!! Hadi ben kaçtım aksama hazırlık yapmam lazım ağda falan filan. Saat dokuzda hazır ol. " diyerek yanımdan ayrıldı...

---
Saat akşam dokuza geldiğinde ise pencereden Azra'nın mutlu mesut bir şekilde benim oturduğum siteye ilerlediğini gördüm.

Ruhumu tazeledikten sonra aşağı indim.

Azra turkuaz renginde mini bir elbise giyinmişti ve oldukça seksi görünüyordu.

"Eylül bu cidden sen misin? HARİKA görünüyorsun! "

"Sende birtanem benim. Yunanların başı dönecek desene" diyerek kikirdadim.

Bir taksiye atlayıp partinin düzenlendiği mekana girdik. Parayı ödedikten sonra Türk-Yunan dolusu mekana daldık.

Ikimiz kokteyllerimizi yudumlarken bir yandan çalan şarkıya eşlik ediyorduk.

Deli gibi dans ederken birinin bana çarpması ile yere kapaklanmam bir oldu.

"Önüne baksana hayvan her. ." diye bağırmak isterken, karşımdaki yakışıklı yunanı görmem ile birlikte lafım ağzıma tıkandı..