5.Bölüm "Sınava Kadar"

134 21 35
                                    

Bölüm Şarkısı: Alan Walker & Ava Max - Alone, Pt. II

İyi okumalarr~

Violet Moore

"Kahvaltıdan sonra kimsenin bir planı yoksa neden hemen çalışmaya başlamıyoruz?" dedim kaşlarımı çatarak.

Masadaki herkes mırın kırın etmeye başlamıştı. Yemekhanede geniş bir masaya altı kişi oturmuştuk ve iki fikir üzerinde tartışıyorduk.

Birincisi, kahvaltıdan sonra birlikte bir etkinlik yapmak, dün gece iptal ettiğimiz dersi önümüzdeki günlere eşit şekilde bölmek ve bu akşam itibariyle sınava kadar tüm konuların üzerinden geçmek için her gün bir ders çalışma seansı (yaklaşık üç saat) yapmaktı.

İkincisi, kahvaltıdan sonra dün akşamın telafisini yapmak, öğlen Darien'dan uygulamalı sınavlar hakkında bilgi almak ve akşam da bugün için planladığım kısmın üzerinden geçmekti.

Tabii ki ikinci fikir bana aitti ve tabii ki uygulanacak olan fikir ikincisiydi fakat onlara bir beyin jimnastiği olarak benimle tartışma hakkını bahşetmek istemiştim.

"Dün ertelediğimiz seansı her güne eşit şekilde paylaştırmak bizim için daha sağlıklı olmaz mı?" diye sorarak şansını denedi, Vanessa. "Bu şekilde yaparsak sabahları bize kalan zamanda trenin imkânlarının tadını çıkarabiliriz."

Onu başımla onayladım. "Evet, bunu yapabiliriz," dedim. Giselle ve Jimin kadar beni tanımayan herkesin yüzü bir anda ışıldamıştı. "Fakat yapmayacağız." Ve işte beklenen hayal kırıklığı...

"Neden?" dedi Mackie çirkef bir sesle.

Sebebi çok açıkmış da o göremiyormuş gibi küçümser bir tavırla elimi salladım.

"Çünkü o zaman her güne düşen iş yükümüz artar ve olur da bir kez daha ertelemek zorunda kalırsak telafi edilemez bir duruma düşeriz. Şimdi," dedim kelimenin üzerine basarak. "Boş vaktimiz var. Yarın ise bunun garantisini veremeyiz. Plana bağlı kalabilmek için biraz zaman ayırmak yeni bir plan yapmaktan çok daha etkili ve faydalıdır. Ayrıca çalışma prensibimin ciddiyetini kavramalısınız. Bilgi düzeyiniz yetersiz kalırsa gün içine sürekli ek dersler koyacağım. Uyum sağlayamayacaksanız beni oyalamayın."

"Dün sizin aile dramınız yüzünden ertelemiştik oysaki." diye lafı bana çarpıttı, Mackie. Çalışmayı gerçekten hiç sevmiyor olmalıydı.

"Evet," dedim ışıl ışıl ışıldayan sahte bir gülümsemeyle. "Şimdi de hatamı telafi etmek için size bütün bir sabahımı sunuyorum."

"Ben," dedi Mackie ağlamaklı bir ifade ile. "Sadece pes ediyorum."

Onun bu haline kıkırdayan Vanessa, samimi bir ifade ile elini koluma koydu.

"Öyle demek istemedi," diye mırıldandı. Sanırım aile dramı meselesinden bahsediyordu. Mackie'nin haklı olduğunu düşündüğüm için alınmamıştım ama Jimin'in kulaklarına kadar kızardığını görebiliyordum.

Kısaca, "Haklı," demekle yetindim.

Darien her ne kadar sabah sabah ders çalışmayı hiç istemese de hiç sesini çıkarmadan yemeğe gömülmüş, tartışmanın sonucunu bekliyordu. Zaten konu açılır açılmaz sözlü bir tartışmada sadece tuttuğu tarafı geri çekeceğini söyleyerek sessiz kalacağını belli etmişti.

Olabildiğince iri yarı, olabildiğince iyi niyetli ve olabildiğince aptal bir adamdı. Aslında böyle bir insanla tanışmak taş kalbimi yumuşatmıştı. Çünkü sabah erkenden -ki dolaylı olarak hâlâ gece vaktiydi çünkü saat üç civarındaydı- beni ziyarete gelmişti. Böyle ortamlarda dedikodu hızlı yayılırdı ve daha akşam bizim kompartımandan çıkar çıkmaz trenin üstünde yaşanan her şeyi öğrenmişlerdi. Sabah bizimle kahvaltıya oturmak için daha erken kalkıp daha erken antrenman yapmak isteyen Darien da soluğu ilk benim yanımda almıştı. Bu göğüs kafesime bir sıcaklık yayılmasına sebep olmuştu ve aslında oldukça yeni bir histi.

Işığın ÖlümüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin