Ve sonunda tabii ki alev sönüp de küller önündeki içki bardağına düştüğünde Jeremy yanına gelmemişti. Dileği kabul olmamıştı ve Lina kabul olmayacağını bilse de yine de hayal kırıklığına uğramaktan kendini alamamıştı.

İşte o gece o acı ve umutsuzlukla içmeye başlamıştı. Yapacak hiçbir şeyi yoktu. Her şeyini kaybetmişti ve artık yaşadığını bile hissetmiyordu. Jeremy yoktu. Etrafındaki herkes ölüyordu. Üstelik etrafındaki herkes kendi yüzünden ölüyordu. Bu gerçekle baş etmek her zaman zor olmuşken o gece daha zordu ve Lina bu gerçeği kaldıramadığından yapabileceği tek şeyi yapıp içtikçe içti. O içtikçe kafası bulanmaya, gerçeklik algısını yitirmeye başladı.

İşte o zaman onu gördü.

Kendisinden biraz uzakta durmuş her zaman yüzünü aydınlatan o hafif gülümsemesiyle kendisine bakıyordu. Gözlerinde o 'sana aşığım' bakışı vardı ve Lina içinin çoktan ölmüş olduğunu düşünmeseydi o bakışları gördüğü an gözyaşı dökebilirdi. Fakat dökmedi. Ve ne kadar sarhoş olmuş olursa olsun karşısında durup ona gülümseyen Jeremy'nin gerçek olmadığını biliyordu. Yine de bu içmeye devam etmesine ve gördüğü hayalin devam etmesini istemesine engel olmadı. Ve Lina o geceden sonra da her seferinde sırf bir kez daha Jeremy'i görebilmek için daha çok içti. Zaman geçtikçe alkole olan dayanıklılığı artsa da bu onu engellemedi. Ve her seferinde de onu gördü. Bu da Lina'ya devam edebilmesi için gerekli gücü verdi.

İçmek Jeremy'i görmesine neden oluyordu, Jeremy'i görmek de neden intikam istediğini hiç unutmamasına.

Fakat şimdi, tam da şu an ne kadar içmiş olursa olsun içi ne kadar intikam için kavruluyor olsa da Jeremy'i göremiyordu.

Saat gecenin kaçıydı hiçbir fikri yoktu Lina'nın. Fakat çok uzun zamandır kendine verilen küçük evin salonundaki uzun koltuğunda oturduğunun farkındaydı. Yaren'in Smeraldo hakkında bilgilerin olduğu dosyayı kendisine vermesinin ardından kadının gerçek adını ve soyadını öğrenmişti. Amacı kadın hakkında daha fazla şey bilmekti ki yanına gittiğinde kullanabileceği kozu olsun.

Fakat araştırması her ne kadar umduğu gibi gitmiş olsa da öğrendikleri kalbine bir başka ağırlığın daha çökmesine neden olmuştu. Bir ölüm daha yüreğindeki yerini sağlamlaştırmıştı.

Smeraldo'nun, asıl ismiyle Donna'nın, neden Martin ile düşman olduğunu Lina da Lucas da asla öğrenememişlerdi. Tek bildikleri Smeraldo'nun Martin'den ölesiye nefret ettiğiydi. Ve Lina da Lucas da Smeraldo'nun hayatlarında Martin'i bitirmek için önemli bir rol oynayacağını biliyorlardı. Smeraldo çok güçlüydü ve Andersonlar öldükten sonra Linaların böyle bir güce ihtiyacı vardı.

Fakat ne yazık ki Smeraldo'ya ulaşmak çok zordu. Gerçek adını bilmemeleri de ona ulaşmayı daha da zor bir hale getiriyordu. Kadın gizlenme konusunda oldukça titiz davranıyor ve bunda başarılı da olduğundan Linaların neredeyse iki senedir şansı hiç yaver gitmemişti.

Ona ulaşabilecekleri tek yer her sene önemli mafyalarla yaptıkları toplantılardı ve Lina geçen sene Smeraldo ile buluşma fırsatını kıl payıyla kaçırmıştı.

Bu seneki buluşmayı ise tamamen şans eseri öğrenmişlerdi. Deniz Akay'ın peşine düşmüşken Smeraldo'yu bulmak uzun zamandır hiçbir şeyin peşinde olmalarının ardından çok iyi denk gelmişti.

Fakat işte her şeyi öğrendikten sonra bile Lina yine başladığı yerdeydi. Ölüm peşini asla bırakmıyordu.

Çok derin bir nefes çekti içine. Biraz başı dönüyordu o yüzden birkaç saniye gözlerini kırpıştırdı. Bu bir işe yaramamıştı ama Lina bunu önemsemedi. Elindeki şişeyi bir kez daha kafasına dikti.

NapervaWhere stories live. Discover now