Yüzbaşıyım ben. Birçok başarılı göreve imza attım. Atmaya da devam edeceğim. Kimsenin beni alkışlayıp tanımasına da gerek yok. Sadece öldüğüm zaman arkamdan beddua edilmesin, nalet etmesinler istiyorum. Aksine herkes gururla desin. Bir kadın yüzbaşı vardı. Vatanı için her şeyi yaptı. Sonunda şehit oldu ama mutlu şehit oldu. Biz ondan razıyız. Allah' da ondan razı olsun deseler benim için yeterli. 

 Her ne kadar ben oğlunuzun biyolojik kızı olsam da beni bir Orgeneral büyüttü. Ben ondan öğrendim asker ne demek olduğunu. Askerliğin kızı erkeği olmadığını. Bu vatan için nasıl savaşılacağını. Ben her şeyi ondan öğrendim. Benim annem karnında kız kardeşimi taşırken hain bir saldırı sonucun da şehit oldu. Ben bir asker kızı olduğum için, iki askerin kız kardeşi olduğum için, bir askerin torunu olduğum için, bir askerin gelini olduğum için, bir asker yareni olduğum için, bir evladın asker annesi olduğum için en önemlisi bir kadın asker olarak bundan utanmıyorum. Saçmalık olarak görmüyorum. Aksine gurur duyuyorum. Ben bütün tim arkadaşlarımı kaybettim. Ben defalarca abimleri ve eşimi kaybetme eşiğine geldim. Ben karnımda ki bebek ile şehit olma noktasına bile geldim. Hiçbir kadın asker olduğu için utanmaz. Aksine gururu duyar. Yeri geldiği zaman değil bir erkeğe bin erkeğe emir veririz biz.

Kimsenin haddine değil benim askerlik yapıp yapmamak. Kimse karışamaz. Ben babamın izinden gidiyorum. Ne olursa olsun kanımın don damlasına kadar savaşacağım. Bu kadar dar kafalılık olmaz. Saygısızlık yapıyorsam da affedin. Ama kimse bana ve askerliğime dil uzatamaz. siz böyle dar düşündükçe daha birçok kişi sizin karşınıza çıkar ve size bunun dersini vermeye çalışır. Değil benim kimsenin askerliğine karışamazsınız. Ben bu vatan uğruna birçok silah arkadaşımı kaybettim. Gül Hanım benim asker olduğumu öğrenince göğsü kabardı gururdan. Siz ise siz ne yaptınız? Kadın askerleri aşağılamayı tercih ettiniz." Elimle kapıyı gösterdim. "Evimden çıkın lütfen. Gül babaanne ve Oğuz Beyler  kalmak istiyorsa kalsınlar ama bana ve askerliğime laf eden dil uzatan birisini evimde barındırmam. Saygısızlık olarak algılayacak olmanız da umurumda değil." Gözümden akan yaşları sildim. Alpay Bey ayağa kalktı. "Sen istesen de ben kalmam zaten. Saygısız. Kalk Gül gidiyoruz. Siz de kalıyorsanız da kalın." Alpay Bey kapıya ilerledi. Gül anneanne de ayağa kalktı. "Kızım kusura bakma sen Alpay için."

"Kusur senin değil anneanne. Kusuru olanlar bunu düşünmeli. Hem gitmek zorunda da değilsin. Burada kal. Beraber vakit geçiririz." Gül anneanne gülümsedi." Gideyim ben. Ne olur olmaz." Başımı salladım. Burnumu çektim. "Tamam sen nasıl istersen." Onunla beraber kapıya doğru ilerleyecek iken beni durdurdu. Başımı salladım sadece. Onlar evden çıkınca sertçe yüzümü sıvazladım. "Kusura bakamayın. Ben bir an kendimi kaybettim. Atalay Bey, Oğuz Bey, Atahan Bey özür dilerim. Ben gerçekten kendimi tutamadım." Egemen Abim ayağa kalkıp benim yanıma geldi. Beni kollarının arasına aldı. Başımı hemen göğsüne koydum. Oğuz Bey ayağa kalktı. Bize yaklaştı ve koluma dokunda. "Baha kusurluk bir şey yok. Burada babam suçlu. Sen yerinde ve haklı bir tepki verdin. Senin bir suçun yok. Seni suçlamıyoruz biz." Başımı salladım. "Biz kalkalım artık. Sizin de konuşacaklarını vardır." Abimden ayrıldım. Kapıya kadar eşlik ettim. Hepsine veda ettim. İçeri geri döndüm.

Selim abim de ayağa kalktı ve gelip bana sarıldı. Hemen başımı göğsüne koydum. Saçlarımı okşamaya başladı. "Şşşş sakin ol bebeğim." Başımı iki yana salladım. "Nefret ediyorum. İnsanlardan iğreniyorum. Ya bir insan nasıl torunu asker diye iğrenerek bakar. Nasıl askerliği bırakmamı isteye bilir." Selim abim daha sıkı sarıldı bana. Ben de iyice göğsüne yerleştim. Giray Taha' nın ağlamsı ile başımı kaldırdım. "Anneciğim yani şurada ne güzel iki duygusal an yaşıyoruz. Ağlayacak zamanı buldun. Oldu mu şimdi?" Egemen abimin gülmesi ile Talha da gülmeye başladı. Ben de gülmeye başladım. Selim abim de ben gülünce gülmeye başladı. Abimden ayrıldım. "Tamam oğlum açlıktan baygınlık geçirmeden gidip karnını doyurmam lazım. Ayrıca geldiğimizde o Porsuk denen herif ve dünkü olay hakkında konuşacağız."

Abimlerin yanaklarından öpüp bebek odasına ilerledim. Odaya girip bebeğimi kucağıma aldım ve emzirmeye başladım. Biz böyleydik işte. Ne kadar ağlasak da günün sonunda yine gülüyorduk. Birbirimize sıkı sıkı bağlanmıştık. İyisiyle kötüsüyle beraberdik. Ayrılamıyorduk. Kardeş olmak için kan değil can bağına ihtiyaç vardı. Biz abimlerle kan bağımız olduğunu zannetiğimiz sırada bile can bağımız güçlüydü. Şimdi daha da güçlenmişti aramızda ki can bağı.







Bölüm hakkında ne düşünüyorsunuz?

Alpay Güçlü?

En beğendiğiniz sahne? 

Görmek istediğiniz sahneler var mı?

Oy ve yorum yapmayı unutmayın.

Sizi seviyorum. Kendinize çok iyi bakın.




VATAN İÇİNWo Geschichten leben. Entdecke jetzt