Bir şey düşün Kat! Bir şey düşün!

Bir şey düşün Kat! Bir şey düşün!

Ups! Ten obraz nie jest zgodny z naszymi wytycznymi. Aby kontynuować, spróbuj go usunąć lub użyć innego.


Gözüm hala köşesinde dehşetle olanları izleyen çocuğa takıldığında "Lee!" diye haykırdım heyecanla. Ancak üçüncü seslenişimde bir uykudan uyanır gibi kendine gelip hareketlenmişti Lee. Kemerini çözüp yanıma koştuğunda "Başını sabit tut!" dedim oğlanın diğer tarafına geçip.

Biri de Lee'ye destek olmazsa her an kusacak gibiydi. Yine de sıkıca kavradı oğlanı ensesinin iki yanından. O arada duvara asılı ilk yardım çantasına koşup yere sermiştim içindekileri. Önce hayatta kalmasını sağla! diye tekrar ediyordu içimdeki doktor. Önce nefes! Nefes almalı. Sonra kanı durdurmalısın.

"Piller çok hızlı boşalıyor!" dedi sarı kız. "Tek tribün yeterli hızda enerji üretemiyor. Yavaşlamazsak sonunda tamamen durmak zorunda kalacağız!"

Titreyen parmaklarım arasındaki bıçakla oğlanın boğazın kesmeye çalışırken bunları duymak kesinlikle işimi kolaylaştırmıyordu. Üstelik asıl sürprizle karşılaşmamıştık bile henüz.

"Robotlar!" dedi Jules korkuyla. "Robotları suya bıraktılar! On iki tane. Nasıl onların robotları olup bizim olmaz?"

"Yanlış denizaltının içindeyiz de ondan!" diye tısladı Rick. "Binmemiz gereken bu değil, o lanet çocuğun darmaduman ettiğiydi!"

O lanet çocuk Tyron'dan başkası değildi elbette. Bizi durdurmak için Lee'nin çalıştırdığı denizaltını gözünü kırpmadan vurmuştu. Unut onu! Odaklan! Hayatta kalmasını sağla. Nefes almasını sağla! Tüpü biraz daha sıktım ve nefesimi tutup kestiğim yarıktan içeri bastırdım. Havanın ciğerlerine dolmasıyla derin bir nefes almış, sonra da kendinden geçmişti Pim.

"Onu yatırmama yardım et," dedim ayaklarından tutup. Lee komutuma uyup benimle birlikte Pim'in omuzlarına asılıp havaya kaldırmıştı. Bedenindeki metal parçalar yüzünden normal bir insandan üç kat daha ağırdı Pim. Yine de onu düz bir şekilde yatırmayı başarmıştık ki sağa sola yalpaladı denizaltı ve Lee'yle ikimizi dizlerimizin üstüne düşürdü. Bir dolu gibi bombalar yağıyordu şimdi üzerimize.

"Bir dakika üç saniye!" dedi oğlan yalvarır gibi. Bu süreyi bize bahşetmesi için tanrıya yakarıyordu sanki.

"Daha hızlı!" diye haykırmıştı Lore karşılık olarak.

"Piller yüzde onda!" dedi sarı kız ağlamaklı.

Lore dinlemiyordu. "Daha hızlı! Menzile girmeliyiz. Hadi! Lanet olsun hadi!"

Elinde olsa suya dalıp bizi arkadan itecekti, öyle bir ateş yanıyordu mavi gözlerinde. Titreyen denizaltında oradan oraya savrularak Rick'in yanına gelmiş ve Pim'den boşalan koltuğa oturmuştu. Bir hayvan gibi uludu öfkesini asıldığı kolla düşmana karşı saldırıya geçerken.

N.O.A.H. - IIOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz