Kraliçem Olacaksın

Start from the beginning
                                    

Bir rüyadan uyanmıştım şimdi. Masalsı başlamıştı ancak kabusa dönmüş ve ben yere çakılmıştım.

"Sen buna karar veremezsin! Ben kiminle evleneceğime karar verebilirim elbet!" Jungkook özüne dönmüştü sanırım. En baştaki halimize. Tam da olması gerektiği gibi.

"İster bir soyluya evlenirim ister başkasıyla. Önemli olan sevdiğimle evlenmem ve sevdiğim sensin Taehyung. Seni bırakamam. Sensiz yapamam. Seninle nefes almaya başladığımı hissettim ben. Annem ve babam gibi sende beni bırakacak mısın?" diyip gözlerime baktı.

" Kimin ne dediği umurumda değil. Jeon Krallığının Kralı benim, istediğim ile evlenirim ve sen Taehyung bunu sen bile değiştiremezsin. Bu yüzden, benim Kraliçem sen olacaksın. "diyip dudaklarıma yapıştığında şaşırdığım için birkaç saniye kalakaldım. Kendime geldiğimde ise Jungkook beni kucağına çekmişti. Öpüşüne karşılık verdim.

Orada ne kadar öpüştük bilmiyorum ancak durduğumuzda güneş çoktan batmıştı.

Ve ben emin olmuştum. Jungkook bana gerçekten aşık olmuştu.

***

Akşam yemeği vaktiydi. Balo salonundan, önce Jungkook birkaç dakika sonra ben çıkmıştım. Jungkook orayı temizleme görevini kimin verdiğini sorduğunda teyzesini söylemiştim.

Sinirlenmişti. Jungkook zeki bir alfaydı ve teyzesinin amacını belki de anlamıştı.

Şimdi hepsi masa da oturuyor yemeklerini yiyordu.

"Taehyung'a balo salonunu neden temizlettin teyze?" diye sordu aniden Jungkook.

"Canım, çünkü pisti baya o yü-"

"Taehyung benim hizmetkarım. Ben ne dersem onu yapar ama seni kıramamış ki dediğini yaptı ancak bundan sonra ona bir görev verdiğini ne göreyim ne de duyayım."

Teyzesinin yüzü kıpkırmızı olurken Jungkook umursamaz bir şekilde önündeki yemeğe döndü ve yemeye devam etti.

" Taehyung çekilebilirsin. Yemeğini ye. "

Anlaşılan benimde görüp duymamı istemişti bu yüzden bekletmişti. Dediğine uyup eğildim ve afiyet olsun diyerek salondan çıktım.

Jungkook akşam odasına gelmemi söylemişti ve gidecektim. Onunla uyuyamıyorduk uzun zamandır. Özlemiştim. Evet kendim uzak durmuştum ancak bir kenarda gerçeklerdi o düşünceler ama Jungkook yıkıp geçmiş ondan emin olmamı sağlamıştı. Kraliçesi olmamı istiyordu. Bu cümlesi bile yetmişti niyetini anlamam için.

Yemekhaneye girip yemeğimi aldım. Sebze yemeği ve pilav. Oturup bir kenarda yemeye başladım. Aç olunca insana her şey lezzetli geliyordu. Ben sabahtan beri çalışıyordum. Kollarım çok ağrıyordu ve tüm eklemlerim kıvrılınca acıyordu. Bu gece nasıl uyuyacaktım bilmiyordum.

Zorla yemeğimi yedim ve kalktım. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra en üst kata çıkmak için merdivenlere yöneldiğim sırada Hyerin ve Mi Ren'i gördüm. Saygı gereği önlerinde eğildim ancak onlar beni takmadan önümden geçtiler. İşime gelirdi muhattap olmak isteyen yoktu zaten. Önüme bakıp en üst kata çıktım. Jungkook'un odasına geldiğimde kapıyı çaldım ardından içeri girdim.

Jungkook her zaman ki gibi çalışma masasındaydı. Beni görünce ayağa kalktı ve yanıma gelip sarıldı.

"Seni o kadar özledim ki... Bir haftadır kafayı yedim sensizlikten. Kurdum bile çıldırdı, kokuna çok fazla alışmışım ben ve kurdum."

Kingdom Of The Jeon -Kooktae-Where stories live. Discover now