Bölüm 7: "Tanıdık Yabancı. "

116 1 0
                                    

Evdeki saat - Hiç Uyanmasam.

Dedublüman - Sakladığın bir şeyler var.

İnstagram hesabım : kbr55ky.




İyi okumalar ❣️🌼


Bir kalpte sürgün olanlar, bir habersiz dünyada attıkları her adımda aslında sürgün yerine götürürmüş onları.
Lakin bilinmezlik çukuru içinden çıkamayan benlikler, farklı bedeller ödemeden vuslat onları birleştirmezmiş.
Gözlerim hasretle vuslatımın benliğinde gezinirken aynı şey vuslatım içinde geçerli değildi.
Soğuk çehresi ile kömür karası, ifadesiz gözleri harelerime baskı yapıyordu.
Kalbim kasıldı.
Bana dokunan eli yaktı bedenimi ve usul usul kül etmeye başladı.
Hayal kırıklığı mıydı bu içimdeki yanık kokusunun nedeni?
Yoksa sevdiğim adamın bana tanıdık yabancı olması mı?

Arın, koluma daha çok asılıp kendine yaklaştırdı ve bu sefer İngilizce konuştu.

"Kimsin sen? Buraya nasıl girdin?"

Dudaklarımı yavaşça araladım ve sonra kapattım.
Sanki kelimeler bana düşman oldu, dönmüyor dilim, çıkmıyordu kelimeler dudaklarımdan. Gözlerim gözlerinde gezinirken kendime güç vererek konuştum.
"Ben. Ben lavaboyu arıyordum sonra sesler duyunca buraya girdim. Zaten çıkıyordum şimdi. Kusura bakmayın."

Gözleri gözlerimde gezinmeye devam ederken aynı zamanda bende onun gözlerinde mesken tutmuştum. Zaman kavramı sanki ikimizin arasında kopup gitmişti.
Kalbim biliyordu. Arın beni tanımıştı ama yabancı gözleri bana hiç öyle hissettirmiyordu. Aramızda bir çekim meydana gelmişti bunu hissedebiliyordum.

"Ronald nerede kaldın seni bekliyoruz."

Arkamızdan gelen ses ile hızla gözlerimiz birbirinden ayrıldı. Tüm ipler koptu ve bir ateş ile yanıp kül oldu.
Arın, kolumu bıraktığında önce onun suretine sonra sesin sahibi olan adama döndü bakışlarım.
Uzun boylu, yapılı vücutlu, esmer bir adamdı. İngilizce konuştuğu için ne dediğini anlamıştım. Siyah takım elbisesi içinde elinde bir çanta tutuyordu.
Adamın Arın'da olan gözleri yavaşça bana döndü.
Kaşlarını çattı önce sonra ise yüzünde hafif bir gülümseme oluştu.

"Ronald kim bu kız? Onu daha önce burada gördüğümü sanmıyorum."

Adamın Arın'a, Ronald demesine mi şaşırsam yoksa bana öldürecekmiş gibi bakmasından mı korksam bilememiştim.
Arın başını olumsuz anlamda salladı. Yüzüme bakmadı bir daha.
"Yolunu şaşıran bir kız sadece David. Hadi gidelim zaten yeteri kadar geç kaldık." Dedi.

Adının David olduğunu öğrendiğim adam başını tamam anlamında usulca salladı ve bana son kez bakıp arkasına döndü, geldiği yoldan geri yürümeye başladı.

Bakışlarımı ondan çekip Arın'a baktım.
"Bir dahakine her duyduğun sesin peşine düşme, bilmediğin yola da girme." Dedi ve arkasına döndü bir kaç adım attıktan sonra duraksadı.
Sırtında gezinen gözlerim ile merakla ona bakıyordum. Tek bir tanıdık bakışları ile karşılaşsam ona sıkı sıkı sarılır ve asla bırakmazdım. Ama öyle olmadı.
Bir kaç saniye sonra yoluna devam etti ve beni büyük bir boşluğun ortasında yalnız bıraktı.

Yüzüm hızla düşerken ellerim iki yana düştü sessizce. Sanki tonlarca ağırlıktaki beton yığını içinde kalmıştım.
Acaba gerçekten beni tanımamış mıydı?
Yoksa tanımamazlıktan mı gelmişti?
Neden burdaydı?
Neden gerçek ismini değilde Ronald ismini kullanıyordu?
Onun gidişini izlerken bu düşünceler beynimde dönüp durdu.
Tamamen gözden kaybolduğunda ise bakışlarımı boş koridordan çektim.

GÜL BATAKLIĞIDonde viven las historias. Descúbrelo ahora