~33

491 17 109
                                    

Tam ağzımı açmışken dedem konuştu

"Kızınızı sevdiği adamdan alıp götürmek sizin düşüncenizde ne kadar doğru bilemem ama şöyle söyleyeyim benim düşüncemde o baba kızını sevdiği adamdan alıyordur çünkü ya kızına ya da kendine güvenmiyordur he tabi oğlana da güvenmiyor olabilir ama kimse ilk bakışta bir adama güvenmez yani kısaca Gizem kızımın rızası olmadan onu bu koridordan dışarı bile çıkaramazsın"

Dedem sözünü bitirir bitirmez Gizem'in babası Fatih amca ne amcası be baba baba konuşmaya başladı

"Benim kızıma zarar veren bir adam benim düşüncelerime ve olması gereken düşünceye göre kızımdan uzak durmalı"

"Torunum kızınıza ne gibi bir zarar vermiş Fatih bey"

"Hemen söyliyim"
"Kızım torununuzla tanıştığından beri kaç kere hastaneye yatmış"
"Magazin olayını hiç açmak bile istemiyorum"

Fatih amcanın sesi gittikçe yükseliyordu

"Kızım kaçırıldı"
"Ölümle tehdit edildi"
"Sizin torununuzun geçmişteki namussuzluğu yüzünden benim kızım işinden olup Türkiye'ye gelmek dokuz ay boyunca orda kalmak zorunda kaldı şimdi torununuz benim kızıma neler yapmış gördünüz mü"

Maalesef dayanamayıp çenemi açtım

"Ama bunların hiçbiri bizim tamamen ayrılmamıza ve aşkımızın bitmesine sebep olmadı biz birbirimizi seviyoruz ve şuan Gizem'e sorarsak emin olunki benden uzaklaşmak beni bırakmak istemez dimi Gizem"

Gizem'den

Cevap vermek istemiyordum bu yüzden sadece sustum on-on beş saniye sonra Oğuz gelip Ateş'in kolundan tuttu

"Ateş benimle gelmelisin konuyu biliyorsun"

"Bekle"

"Ateş bekleyemeyiz"

"Gizem cevap verde gidim"

Zorla dudaklarımı aralayıp bir şeyler söyledim ve arkamı dönüp hızla merdivenlere yöneldim

"Oğuz Ateş'i götür"

Ağzımdan çıkanları hastaneden çıkana kadar kendi kendime fısıldamaya devam ettim sanki havale geçiriyormuşumda ateşten saçma sapan sayıklıyormuşum gibiydi

"Oğuz Ateş'i götür"
"Oğuz Ateş'i götür"
"Oğuz Ateş'i götür"
"Oğuz Ateş'i götür"

Babamın arabasının önüne oturup sayıklamaya devam ederken omzuma bir el dokundu ve bu elin sahibi Ayça'ydı

"Yenge iyi misin"

Onlara bir cevap söylemeden kaçmıştım ama o bana kızmak yerine iyi olup olmadığımı soruyordu bu kızı alan çok şanslı biri olucaktır

"İyiyim sağol"

"İyi görünmüyorsun daha yeni ne sayıklıyordun"

"Hiçbir şey"

Soğuk tavrımı korumaya çalışıyordum ama Ayça bunu umursamadan bana yardımcı olmaya çalışıyordu

"Belkide biraz yürümeye ihtiyacın vardır yürümek ister misin"
"Söz veriyorum hiç konuşmicam"

Sonunda babam ve annem ben tam yumuşayacakken gelmişlerdi babam arabanın kilidini açtığı anda Ayça'yı umursamadan arabaya bindim annem ve babamda arabaya bindiğinde Ateş hariç ailesi hastanenin kapısından çıkıyorlardı

4 gün sonra

Dört gündür evde öylece oturuyor gittikçe annemle ve özellikle babamla inatlaşmaya başlıyordum elimdeki elmadan son bir lokma daha alıp sehpaya bıraktım ve sehpadan bardağımı alıp suyumu yudumlarken aklıma babamla dün ettiğimiz kavga geldi

ZORLA GÜZELLİK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin