~39

428 8 72
                                    

Ateş kapıyı geri kapatırken elimi kapının arasına koydum Ateş hızla kapıyı tutup geri açmıştı "Eline çarpıcaktı" omuz silkip içeri geçtim çantamı masaya bırakıp banyoda elimi yüzümü yıkadım ve içeriye geri döndüm Ateş üstüne tişört giymişti ve karşımda mutfak kapısına yaslanmış iç çekiyordu, ona doğru ilerlediğimi fark edince üzerimi süzdü ve kafasını yeniden eğdi yanından geçerken elimi omzuna temas ettirerek geçtim ve buzdolabını açtım "Çoğu şey çürümüş, bunlarla yemek yapamayız"

Ben konuşurken içeriden merdiven sesleri gelmeye başladı kapıya baktığımda Ateş yoktu mutfaktan çıkıp merdivene doğru baktım, yukarı çıkıyordu. "Yemek yapmanı isteyen yok çantanı al ve git" hala benimle sert konuşuyordu ama kapıda dediğim gibi zorla güzellik yapıcaksam bunları görmezden gelmem gerekiyordu

Ateş'in peşinden yukarı çıkıp odasının kapısını açtım ve karşımda yine sadece eşofmanla duran Ateş vardı, bu evine ilk gelişimde de olmuştu ama bu sefer arkamı dönmek yerine içeri girip kapıyı geri kapatmıştım "Giyinicem çık dışarı" Ateş'i hiç duymamış gibi yapıp gardırobuna doğru yürüdüm ve kıyafetlerine tek tek bakmaya başladım

"İyi sen bilirsin"
"Pantolonumu çıkarıyorum"

Ateş'e sönmeden elimi havaya kaldırdım "Hayır hayır hayır, bekle çıkıyorum" Ateş kıkırdarken odadan çıktım ve kapıyı kapattım, Allah bilir odadan çıkmasam ne kadar yanlış anlaşılıcaktım


Arkamda kalan kapı açıldığında yönümü kapıyı açan Ateş'e çevirdim ve o yine beni görmezden gelip aşağıya indi bense arkasından hızlı adımlarına yetişmeye çalışarak gidiyordum. "Nereye Ateş?"
"Ateş nereyeee?"
"Ateş ya böyle yüzüme bile bakmicak mısın gerçekten?"
"İyi bende geliri-"

"Hiçbir yere gelmiyorsun!"
"Annemlere gidicem"
"Oraya gelmeye yüzün var mı?"

Durup Ateş'den gözlerimi kaçırdım evlerine gitmeyi geç onların ismimi duymasına bile yüzüm yoktu. "Evet, tabiki de yüzün yok çünkü sen hepsinin önünde bana beni hiçbir zaman sevmediğini aylarca kullandığını söyleyip çekip gittin ve onlar o günden beri beni bir kere bile görmedi ve sesimi duymadı. Belki de beni Ayça dışında hepsi ölü sanıyor. Sayende" hala Ateş'in yüzüne bakamazken sertçe kapanan kapının sesi evin içinde yankılandı, haklı olarak gitmişti.







Ateş'in arkasından gitmek yerine mutfağa geçip dolaplardaki bozulmuş, çürümüş ve ekşimiş gıdaları attım ardından evden çıkıp markete gittim marketten attığım şeyler ve birkaç şey daha alıp eve geri döndüm ama kapıyı açacak bir anahtarım olmadığı için kapının kenarına poşetleri bırakıp çıktım


Ateş'den



Kapı çalması ile o korkunç kabustan uyanıp aşağıya inip karşımda Gizem'i gördüğümde hala uykulu olduğum için ona sarılıcaktım ki aklım başıma gelmişti tek sorun ise şu anda sarılmadığım için kendime kızıyordum. Evet, Gizem'i hala çok seviyordum her ne kadar ona bunun tersini söylesemde ve tek istediğim bana o söyleyemediği şeyi söylemesiydi eğer o şeyi söylerse her şey daha güzel olabilirdi






Arabayı annemlerin girişine getirdiğimde iki güvenlikte şok olmuştu ama aynı zamanda birbirlerine bakarak gülümsemişlerdi biri kapıyı açarken diğeri camımın yanına gelmişti "Hoş geldiniz Ateş Bey özledik sizi" tebessümle yetinip arabayı içeriye girdirdim kapının önüne park edip arabadan indim evimi çok özlemiştim




Kapıyı çalmama izin verilmeden kapı açıldı ve annem koşarak kollarıma atıldı "Oğlumm" diyerek ağlarken bende kendime hakim olamayıp hıçkırıklarımın annemin hıçkırıklarına karıştırmıştım. Annemin arkasından babamda gelip bana sarılırken kapıdan yavaşça dedem çıktı "Bırakın torunumu biraz da ben seveyim, çok özledim" annem ve babam yaşlı gözlerle çekildiklerinde dedem bana sıkıca sarıldı ve kulağıma bir şeyler fısıldadı "Müsait bir anda hemen çalışma odama gel oğlum, rüyamda bir şey gördüm" dedem içeriye geri dönerken anlamsız gözlerle arkasından baktım

ZORLA GÜZELLİK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin