6.6

34.9K 1K 131
                                    


İnsanın kendini en güvenli hissettiği ve en çok korktuğu yer hastanedir herkes böyle hissediyor mu bilmiyorum ama ben öyle hissediyordum. Sanki herşeyi hatırlıyordum bayıldığımı sonra Ateş'in beni kucağında çıldırmış gibi hastaneye getirmesini. En sonunda bu his güvende ve korkmuş. İki zıt hissi aynı anda hissettim.

Gözlerimi yavaşça aralayıp bembeyaz hastane çatısına baktım. "Ne oldu bana."

Arı uyandığımı görünce rahat bir nefes aldı ve elini kolumun üstüne koyup, "Endişelenme, sadece bayıldın ve birde bizi çok korkuttun." dedi.

O an düşündüğüm tek kişi kendim değildi. Zaten hiçbir zaman kendimi düşünmeden hareket ederdim belki de hayatımın bu kadar mahvolması için bir nedendir.
"Ateş ve Mirza nerede?"

Arı pencereye bakıp endişeli endişeli gözleriyle süzülen bulutlara baktı. "Sen benim en iyi arkadaşımsın Lamia. Gerçekten tek arkadaşımsın, daha okula geldiğim ilk gün korkudan titrerken yanımda durup 'Şu haline bak daha ilk günden pes ediyorsun.' demiştin ben o gün anladım. Dünyada ne olacağımıza karar veren kendimizdir. Ya korkak olursun yada cesur."

Gözlerimin dolduğunu hissedince derin nefes aldım." Artık korkak mıyım? Cesur muyum? Yoksa mahvolmuş muyum bilmiyorum. "

"Bu senin seçimin Lamia. Ne olacağına sen karar vereceksin ben artık en yakın arkadaşımı bu halde görmek istemiyorum."

Başımı salladım. "Haklısın." yüzümde buruk bir gülümsemeyle tavanı izlemeye başladım.

"Ateş koridorda Mirza da bahçede bekliyor. İkisi de mahvolmuş durumda."

Başımı çevirdim. "Peki ya babama haber verdiniz mi?"

Bana bakışından bile ne olduğunu anlamıştım tekrar çatıya baktım. "Verdiniz tabi ama gelemedi çünkü işi vardı önemli bir şey yoktur deyip telefonu kapattı değil mi?"

Arı birşey söylemeden kapıya yöneldi, "Ben Ateş'e uyandığını haber vereyim."

Yorgunluktan yada yediğim serumdan gözlerimi kapattım. İnsan bazen kendini yorgun hisseder ve o yorgunluk geçmez ya sanki tüm hayatım boyunca o yorgunluk benimleydi de ben onu yeni fark etmişim gibi hissediyorum.

Birinin sıcak dudaklarını alnımda hissettiğimde bile tepki vermedim. Dudakları alnımdan yavaşça saçıma sonra kulağıma geldi. "Lamia."

O an anlamıştım beni güvende hissettiren iki şey vardı biri hastane diğeri Ateş...

Gözlerimi kırpıştırdım. "Yanımdasın."

"Nefes aldığım her an."

Endişeli gözlerine baktım suçluluk duyduğunu görebiliyordum. "Senin yüzünden değil." diye fısıldadım.

Ama gözlerinde farklı bir bakış vardı. Anlayamadım.

"Belki de." dedi. "Benden uzak kalmalısın."

Gözlerim büyüdü kalbime sanki bir ağrı girdi. "A-Anlamadım."

"Baksana ben hayatına girdiğimden beri herşeyi mahvediyorum."

Konuşmanın sonunu duymaktan korktum. "Bir enkazı mahvedemezsin."

"Yaşadıklarını sen bu kadar saklamaya çalışırken ben herkesin önünde pervasızca söyledim hemde bağıra bağıra."

Gitmek için bahane mi arıyordu yoksa gerçekten endişeli miydi? Ama şimdiye kadar hep beni düşünerek hareket etmişti. Benim yapmadığım şeyi.

"Herşey için özür dilerim Lamia."

Gözlerim dolmuştu ve burnumda akıyordu. Kesik bir nefes aldım. "Gideceksin yani."

Ateş elimi elinin içine aldı. "Ben senden asla gitmem, gidecek olursam bu senin iyiliğin içindir."

Elimi keskin bir şekilde çektim. "Git o zaman! Herkes gibi GİT!"

Ayağa kalktı bana özür dilerim içeren bir bakış attı ve arkasında bıraktığı enkaza bakmadan çekip gitti.

Seni asla bırakmam diyen adam gitmişti.. Hayatımı mahvetmemeye çalışan adam hayatımı yerle bir etmişti.

Kapıya bakarken gözyaşlarım arasından fısıldadım. "Ben aşık olmuştum sana..."











🪐

Sizce Ateş neden gitti?

Sizce yeni bölüm nasıldı?

Yorumlarınızı bekliyorum...

Yıldıza basmayı unutmayın!

Hayal Kırıklığı | Texting Where stories live. Discover now