1.Bölüm:Alp Timi

34.1K 714 400
                                    

(Medyanın ana karakterlerle ilgisi yok)

Başlama tarihlerii👉

1.Bölüm:Alp Timi İle Tanışma

Kendimi bildiğim günden beri her gün olduğu gibi yine her zaman ki saatimde yataktan çıktım.Saatin 4.50 olduğuna aldırmadan tuvalete girip yüzüme soğuk su çarpıp kendime geldim. Aynada kendimi görünce yüzümü düzeltip odama tekrar girdim. Telefonuma herhangi acil bir durum var mı diye baktığımda, herhangi bir mesaj arama görmedim. Üzerime siyah düz uzun kollu bir tişört giyinip, altıma siyah dar bir kot giyindim.

Üstüme siyah montumu alıp, küçük sırt çantasına telefonumu, cüzdanımı ve herhangi bir durum için bezine sardığım kasaturamı da koyup beylik tabancamı belime yerleştirdim.
Saçımı üstten sıkı bir at kuyruğu yapıp, odadan çıktım. Mutfakta ki küçük hazır sandiçlerden atıştırıp, kendime sabah kahvesi yaptım. Gideceğim kışlayı araştırdım biraz, geçen sürede odamı toplarladım.

Deniz daha gelmemişti büyük ihtimal nöbeti vardı. Deniz ev arkadaşım, aynı zamanda çocukluk arkadaşımdı. Biraz daha zaman geçirip, 06.00'da siyah postallarımı giyindim. Jeep'e atlayıp kışlaya doğru yol aldım.

Bu arada kendimi tanıtmadım.
Ben Asena 28 yaşında, 1.80 boyundayım. Aileme gelirsek, annem ben 9 yaşlarındayken, kardeşim Atalaya hamileyken şehit olmuş. Babam emekli Edebiyat öğretmeni, annem ise şehit olmadan önce Üsteğmenmiş.

Benim vatan sevgimi bana aşılayan da annem kadar dayım ve dedem. Onlarda asker, anneannem de eskiden gönüllü hemşireymiş. Birde bizim küçük kereta var işte Atalay küçük kardeşim küçük dediğime bakmayın 19 yaşında ama benim için hala annemin emaneti, küçüğüm.

Ev arkadaşım Denizi de biliyorsunuz işte kendisi kadın doğum doktoru. Babamlar işimden dolayı halam ile birlikte İstanbul'da kalıyorlar.
Ben Şırnak'ta görev alıyorum. Yüzbaşı rütbemi alınca buraya atandım. Yüzbaşı Asena Çağan olarak, önce ki görev yerimden sonra tayinimi isteyerek buraya gelmek istedim. Buraya daha önce ev arkadaşım Denizi görmek için çoğu izin günlerimde gelirdim.

Küçükken babam, annemin günlüğüne yazdığı dağ görevlerini bana anlatırdı. Daha çok küçüktüm ama her zaman bende annem gibi olacağımı söylerdim.
Ve bugün buradaki kışlaya ilk gidişim.

Hayatımda annem sayesinde çok şehir gezdim, her şehrin yeri benim için farklıdır. Ama İstanbul benim için fazla gelirdi hep, yaşam heyecanı, insan fazlalığı bu yüzden Şırnak'a gelmiş olmak bana iyi geliyordu yollar boş sessiz huzurlu. Biraz sonra kışlanın kapısına vardım.

Nöbette ki asker arabaya temkinli bir şekilde yaklaştı camı araladım.
"Birine mi bakmıştınız? Görüş saati daha başlamadı hanımefendi."

"Görüşüme gelecek olan biri yok zaten asker kimliğimi uzattım Albay Ender Kurtuluş ile görüşmem var.

Asker tekmil verdi."Salih Son, Manisa Emredin komutanım."

"Rahat asker Albayımın odasını gösterir misin."

"Emredersiniz komutanım."

Kartımı geri uzattı kartımı alıp arabamı içeride boş bir yere park ettiğimde çantamı alıp arabadan indim. Az önce çok hoş bir karşılama olmasa da karşılayan asker yanıma geldi. Albayın odasına doğru yol gösterdi. Giderken bir andan da konuşmaya başladı."Komutanım."

"Efendim."

"Komutanım özür dilerim."

"Ne için?"

"Komutanım yanlış davrandım sabahın köründe gelip görücem diye tutturan erlerin yakınları var kafayı yedirttiler ben ondan şey ettim yani bunun bahanesi olmaz ama özür dilerim."

Ölümün UcundaWhere stories live. Discover now