iki.

11.3K 203 65
                                    

yaz çok vahşi ve tüm bu yaz boyunca seni bekliyordum

Ups! Tento obrázek porušuje naše pokyny k obsahu. Před publikováním ho, prosím, buď odstraň, nebo nahraď jiným.


yaz çok vahşi ve tüm bu yaz boyunca seni bekliyordum



Saat sekiz buçuktu. Yaz olduğundan hava geç kararıyordu. Kırmızı ojelerim, kırmızı rujum, kırmızı kısa elbisem, bileğimde biten beyaz dantelli çoraplarım, Oxford ayakkabılarım ve çilek sarısı saçlarımla 'barlar sokağının' girişinde tedirgince duruyordum. Buraya gelip takılmayı ben istemiştim neden şimdi vazgeçecekmiş gibi hissediyordum? Daha neon ışıklara yaklaşamamıştım bile. Derin bir nefes aldım ve yavaş adımlarla ilerlemeye başladım.

Ben yürüdükçe neon ışıklar yaklaşıyordu ve şarkı sesleri geliyordu. Karanlık yolun sonuna gelmiştim ve işte şimdi barlar sokağındaydım...

Heryer insan doluydu. Müzik ve insanların gürültüleri kulağı dolduruyordu. Eski binalar vardı altları ise bar ve gece kulübüydü, anladığım kadarıyla üstlerde de insanlar kalıyordu. Herkes birbirini tanıyor gibi görünüyordu. İnsanlar bir bardan çıkıp diğerine girip orada birileriyle gülerek konuşup sonra başka bara girip ordan birileriyle konuşuyordu. Hayatımda hiç tanıklık etmediğim bi' yerdi burası. Bana festivalin yapıldığı bir sokağı anımsatmıştı. Çoğu kişi punk, emo ya da metalci gibi giyiniyordu bu yüzden aralarında çok dikkat çekmiştim. Yavaş yavaş ilerlemeye başladım. Birçoğunun  gözü bana çevrilmişti. Öyle  gergindim ki, herhangi bir bara girmeye bile götüm yemiyordu.

Bir kol omzumu sardı. "Lolita! Senin burada ne işin var?" Kafamı sağa çevirdiğimde; lacivert saçlı, mavi gözlü, saçlarına zıt sarı kaşları olan, boynu zincirlerle dolu bir punk gördüm. Çocuk gülümseyerek bana bakıyordu. "Ben... Şey-" Yanımızdan geçen siyah küt saçlı, kaküllü kızı durdurdu. "Sera bak kimi buldum!" Kızın gözleri bir süre benim üstümde dolandı, anlamadığını belirten bakışlarla yanımda ki çocuğa baktı. Onunla beraber bende kafamı ona çevirdim. Çocuk gözlerini devirdi. "Lolita!" Kızın yüzünü büyük bir gülümseme kapladı. "Ah! Merhaba! Ben Sera." Uzattığı eli sıktım. "Çağla." Siyah ojeli elleriyle yanımda ki çocuğu işaret etti. "O da Burhan." Bir solumda ki kıza bir sağımda ki çocuğa bakmaktan başım dönmüştü. "Gel seni diğerleriyle tanıştıralım." Burhan denen çocuk beni omuzlarımdan yönlendirerek bir yerlere götürmeye başladı, Sera'da bizi takip ediyordu. İkiside mal mal gülüyordu. Burada insanların bu kadar arkadaş canlısı olacağını tahmin etmemiştim...

Beni bir bara soktular. İnsanlar yanımdakilere selam veriyor sonra ise bana tuhaf bakışlarını atıyorlardı. Barın en köşesinde bir grup vardı, karanlığa gömülmüş pek gözükmüyorlardı. Beni oraya yönlendirmeye başladılar.

Hilal şeklinde ki siyah, deri koltuğa dizilmişti herkes. Burhan sağdan başlayarak hepsini tanıtmaya başladı. İnsanlar gerçektin sıcak kanlıydı. Çoğunun ismi aklımda kalmamıştı ama herneyse.

Burhan heyecanla Sera'ya döndü. "Onu patrona götürmeliyiz!" Elim ayağım boşalmış bir şekilde ikisinin arasında geçen diyaloga yetişmeye çalışıyordum. En sonunda ikiside beni patrona götürme konusunda anlaştılar, ki hiç istemediğim bir şeydi bu.

Köşede ki siyah, dönen merdivenlere doğru yönlendirmeye başladılar. Şaşkınlıktan ağzımı açamamıştım bile, kendi aralarında bir şeyler yapıp beni de içine sürüklüyordu bu ikili.

Üst kata çıktığımızda koridor ve kapılarla karşılaştık. Burhan, siyah saçlı bir kızı durdurup patronun nerede olduğunu sordu. Kız da sonda ki sol kapıyı işaret etti. Beni oraya sürüklemeye başladılar. Sera heyecanla siyah kapıya vurdu. İçeriden melodik, erkeksi bir ses "Gel." dedi.

Kapıyı açıp içeri girdiğimizde görmeyi beklediğim şey göbekli,sakallı, yaşlı biriydi; kesinlikle siyah saçlı, beyaz tenli, dövmeli, deri koltukta oturmuş elinde ki viskiyi yudumlayan bir model çakması değildi. Genç adamın gözleri önce yanımda ki ikilinin üzerinde dolaştı, bana çevrildiklerinde ise titrediğimi hissettim, karnım kasıldı ve bu gerginlik hissinden kurtulmak için kafama sıkmak istedim.

"Burhan bu hafta seni üçüncü görüşüm. Bu sefer ne var?"

Gülümsedi ve beni omuzlarımdan tutup hafifçe öne ittirdi. "Tanıştırmak istedim patron. İşte karşında biricik Lolita." Ne yapacağımı bilmiyordum. Bu adamın yüzüne bakmak beni geriyordu bu yüzden ayaklarımı izliyordum. "Bana bak ufaklık." Ah, hadi ama! Barlara girmek için reşit olmadığım bu kadar mı belli oluyordu? Kafamı yavaşça kaldırdım ve onun avcı gözleriyle karşılaştım. "Adın ne?" Sonunda biri adımı sormuştu. Burhan herkese beni 'Lolita' olarak tanıtmıştı ve kimse gerçek adın ne diye sormamıştı. "Çağla." Gözleri üstümde dolaştı. Tüm vücudumu birden ayağa kalkıp parçalayacakmış gibi inceliyordu. "Neden sana Lolita diyorlar?" Bu soruyu bende kendime sormuştum, şahsen buna verebileceğim bir cevabım yoktu. "Hiçbir fikrim yo-" Burhan söze atlayıp beni konuşmaktan kurtardı. "Patron şu çoraplara, ojelere ve dudaklara bak! Adeta Lolita olmak için doğmuş." Oturduğu koltuktan kalktı. "Pekala, Lolita çık bu bataklıktan çıkabiliyorsan." Yanında ki koltuktan deri ceketini alıp, giydi. Ayağa kalktığında farketmiştim, boyu baya uzundu. "Yani beni öldürüp, bir varile koyup yakacak mısınız?" Kaşlarını çatıp önce bana sonra ise Burhan ve Sera'ya baktı. "Ağzımdan öyle bir şey çıktı mı?" İkiside hızlıca kafalarını sağa sola salladılar. "Ah bu çocukların hayal gücüne hayranım." Bana yaklaştı, dizlerini kırıp üstüme eğildi, göz gözeydik, işaret parmağını çenemin altına koydu sonra da ittirdi. "Bahsettiğim şey fiziksel değildi, fıstık."
Gülümsedi ve kapıya yöneldi. Hayatımda hiç bu kadar cezbedici ve korku verici bir an yaşamamıştım. 'Patron' odadan çıkınca karşımda dikilen ikiliye döndüm. "Ne demek istedi?" Üçümüzde az önce ki yıkımı arkamızda bırakıp kapıya yöneldik. "Buraya giren kişiler buraya bağımlı hale gelirler ve bunu farkettiklerinde ne kadar çıkmak isteselerde çıkamazlar, benlikleri buna izin vermez. Biz buna Nouè Melankolisi diyoruz burada."

Siktiğimin punkları.

_____________
Nouè Fransızca'da 'bağlı' yani bir nevi kördüğüm demektir.

Nwe şeklinde telafuz edilir.

Ukde || Daddy IssuesKde žijí příběhy. Začni objevovat