past

59 7 2
                                    

Çok ironik değil mi?

Arkadaşlar edinirsin, onlarla zaman geçirirsin, eğlenirsin, gençliğini yaşarsın, yetişkinliğe adım atarsın (veya atmaya çalışırsın), hayatının her anında, ölene kadar o kişilerle beraber olacağını sanırsın.

Ama sonra bir bakmışsın saçların beyazlamış, yüzünden kırışıklıklar belirginleşmiş, aynaya baktığında eskiden gördüğün o dinç, mutlu, sağlıklı insan yerine garip bir ihtiyar görürsün.

Ve o sürekli beraber olduğun arkadaşların da... onlar aile denilen şeyi kurmuş ve senden tamamen kopmuşlar. Hâlbuki senin ailen onlarmış...

Onlar çocuk sahibi olmuş, sen ise sanki daha önce hiç o eski, çılgın insan olmamış gibi hayatına huysuz bir ihtiyar olarak devam ediyorsun. İşe gidip gelmekten başka yaptığın birşey yok.

Oysa ki geleceğini böyle planlamamıştın ki...

Hayallerindeki gelecekte mutluydun. Dostların yanındaydı.

Ama onlar gittiklerinde sen de artık efsanevi şeyler yapamaz hale gelirsin. Çünkü bu hayatta ne yaparsan yap eğer onu görecek dostların yoksa yaptığın şey "efsanevi" olmaz.

Ve şimdi, McLaren'sın üst katındaki daire gibi sıcak olmayan, orası gibi mutluluk vermeyen dairende oturup hayatını mükemmel hâle getiren o arkadaşlara mektup yazarsın. Gönderip göndermeyeceğin bile belli olmayan mektubu yazarsın. Çünkü o kadar birikmiş duygu vardır ki bir süre sonra taşıyamaz hâle gelirsin.

Geçimişi hayal etmek ne demek öğrenirsin. Her gece yatağa girdiğinde geçmişi hayal edersin. Geçmişini efsanevi yapan insanları hayal edersin. Şimdi hepsi sıcacık yuvalarında senin onları düşündüğünü bilmeden aileleriyle güzel vakit geçiriyordur. Senin ise yapabileceğin tek şey onları bir dönem olsa da hayatına soktuğu için tanrıya şükretmektir.

Geçmiş, eğer ona dönüp baktığında seni ağlatıyorsa gerçekten geçip gitmiştir...

am i still your best friend?حيث تعيش القصص. اكتشف الآن