«KAÇIRILMA»

104 12 1
                                    

-HAY SİKEYİM          

Ağzı bantlıydı ve konuşamıyordu. Bir sandalyeye bağlanmıştı. Buraya nasıl geldiğini ne yaşadığını veya bunun gibi şeyleri hatırlamıyordu. 'TANRIM LANET OLSUN!' Koridordan adımlar duymaya başladı ama debelenmeye devam ediyordu.

>Bak bak bak, kimler de uyanmış 

Bir anda bandı açıverdi.

-Irgh. Mafya bozuntusu.

>Aww, kırıldım ama. Herneyse, küçük oyunlarına vaktim yok. Bana söylemen gereken şeyler var.

-Sana söyleyecek hiçbir şeyim yok benim, yarım yüzlü orospu çocuğu

>Öyle mi? Tamam o zaman şöyle yapalım..

Islık çaldı ve arkasında silah, işkence aletleri, su dolu kova vb. gibi aletlerle birkaç adam belirdi. Anlamıştı. Güçlerini açıklaması için üzerinde birkaç deneme yapacaklardı. Pembe saçlı uzaylıya benzeyen, kahverengi  saçlı ve kısa boylu, siyah saçlı ve çok dekolte giyinmiş birkaç kız vardı. Erkeklerdeyse pikachuya benzeyen biri, kırmızı saçlı ve üzerinde t-shirt olmayan bir mankafa, kısa boylu ve yeşil kıvırcık saçlı biri vardı.

-Tüm adamların bunlar mı?

>Evet, ne oldu? Küçük mü gördün?

-Hayır.

>E, ne o zaman?

-Herneyse, bak. Ne istediğini biliyorum. Gözlerimden anladın sanırım. Bir şartım var, eğer sen ve takımın bana güçlerini gösterirse bende gösteririm ve giderim tamam mı?

Hepsinin gözleri fal taşı gibi açıldı.

>Vay canına. Yani güçlerinin olduğunu kabul ediyorsun?

-Evet.

>Ahahah ama sen durumu yanlış anlamışsın. Ben sana bir teklif sunmak istiyordum.

-Teklif?

>Evet, bir teklif. Bize katılman için.

-SİZE KATILMAK MI? 

>Evet?

-SABIKA KAYITLARIM ZATEN KABARIK! BİR BÜYÜK ŞEHİRDE YAŞIYORUZ! BİZİ BULAMAZLAR MI SANIYORSUN? O ZAMAN NE YAPACAĞIM HA?

>Hm. Sabıka kayıtlarını inceledim. Haneye zorla giriş, kapkaç, tacizle para çalma, uyuşturucu kaçakçılığı-silah kaçakçılığı ve organ satışı, komplo, casusluk, hapisten kaçış, soygun, katliamlar ve niceleri.

Odadaki diğer herkes daha da çok şaşırıyordu. Adam devam  etti ;

>Bizi biliyor olmalısın. 11 yıldır ardı ardına büyük suçlar işliyoruz ve biz yakalayan olmadı.

-Siz mi? Pftaaahahahaha! Şöyle söyleyeyim, onların patronu olduğun çok açık ve arkandakileri sanki sokaktan toplamışsın. Arkanda duran çubuk parçalarından sana yara geleceğini sanıyor olmalısın. Hem onların üzerindekiler de ne böyle? Eğer onları sen giydirttiysen hiç moda anlayışın yok gibi görünüyor. Artı olarak, hayır. Sizi tanımıyorum.

>Onlar hakkındaki söylediklerini duymamış gibi yapacağım tamam mı? Ama... BİZİ NASIL BİLMEYEBİLİRSİN?! TÜM ÜLKE, HATTA TÜM ASYA BİZİ TANIYOR! İŞLEDİĞİMİZ SUÇLARI, YAPDIĞIMIZ KOMPLOLARI! HERKES!

-Sizi bilmediğim için beni suçlayamazsın. Ve sizi tanımam zaten imkansız.

>Neden ki?

-Bak, sana bunu anlatmam için hiçbir neden yok.

>Aslında var. Seni öldürmememiz için anlatacaksın.

-Argh peki. Hımm, nerden başlasam... Ben çok küçükken, annem beni şehir dışındaki tamamen gizli ve korunaklı bir yerde büyütme kararı aldı. Bunun sebebi babamın ölmüş olmasıydı ve annem bunu yaptığını kabullenemeyip bir yandan da polisten kaçmaya çalışıyordu. Evde beni tam bir asi olarak yetiştirdi. Özel bir öğretmenim vardı, derslerimi o anlatırdı. Ama bu derslerin yanında suçla ilgili şeyler de öğreniyordum. Gelmiş geçmiş en büyük komplolar, kaçakçılık yaparken nelere dikkat etmen gerekir, hapisten nasıl kaçabilirim, toplu katliam yapacaksam nelere ihtiyacım var gibi şeyler. Bunların yanında aklına gelebilecek tüm dövüş tarzlarının eğitimini de aldım. Karate, tekvando, kick boks, boks, judo, aikido, krav maga, jieishudan ve bunlar gibi dövüş sanatları. Dış dünyayla alakam yoktu. Herhangi elektronik bir aracımız da yoktu. Dış dünyayla ilgili bilgilerim sadece 4 yaşıma kadar olanlardı. Ama zaten dün akşam annem beni evden kovdu. Bu sayede hayatımda ilk defa konsere gittim. Fakat siz aptallar KONSERİN İÇİNE SIÇTINIZ! Al, özetledim. Beğendin mi?

>Vay canına.

Arkasında duran kişiler şaşırmaya devam ediyordu. Katsuki aklından, "Keşke yüzlerine çakabilseydim de şu aptal tipten bir kurtulabilselerdi!" diye geçirdi.

>Tamam artık yeter. Teklifimizi kabul ediyor musun etmiyor musun?

-Ben tek çalışırım. Her zaman.

>Son kez soruyorum. Teklifimizi kabul ediyor musun etmiyor musun?

-Off sizden kurtuluş yok. İyi tamam ediyorum.

dedi ve  sandalyeden kalkıp içeri doğru gitti. Herkes arkasından bakakalmıştı. Dur bir saniye. ONUN ELLERİ BAĞLI DEĞİL MİYDİ?!


Nabers?

Yorum yapın. Lütfen.

Had eyw



⁂«ʏoųʀ ɱãFıå» ⁂   ⁓TDBK⁓ (cancelled/ yenisine başlayacağım)Onde histórias criam vida. Descubra agora