4. Haşin Esmer

10.2K 666 208
                                    

Diğer bölümü atlamayın...

Sınavdan nefret ediyordum! Sınav haftalarından nefret ediyordum. Adımı unutturan, sabahlarımı şaşırtan, bilgilerimi sınayan eğitim sisteminden nefret ediyordum!

Ben kısacası, rengarenk yaşımla okula gelmekten nefret ediyordum. Zengin bir eş bulsam ne hoş olurdu. Ama bende bu şansızlık olduğu sürece nah bende o zenginlik. Daha bir görüşte etkilendiğim esmer çikolatamı bulamamıştım. İki haftayı  geçmişti hâlâ aklımdaydı. Nasıl etkilemişti beni böyle...

Beni zorlayan sınavdan çıkıp kampüsün kafesine geçmiştik arkadaşlarla. 2 saat sonra son sınava girecektik. O saatin bir yandan hemen gelmesini istiyordum. Çünkü bitip eve gidecektim. Diğer bir yandan gelmesini istemiyordum, sınav esnası zülüm gibiydi.

Önümdeki limonatadan yudum aldım. Yanımdakiler son sınav hakkında konuşuyor,  bence bura çıkacak diye tahminlerde bulunuyorlardı.

Ben ise akşamdan çalıştığım için sınava yakın bir iki kere tekrar etsem yeter diye sadece etrafı izliyordum.

Yanımızdaki masaya bir kız geldiğinde bakışlarım yüzüne kaydı. Gözlerimi büyüttüm. Turuncu saçlı kız. O akşam ki esmerin yanındaki kız buydu!

Ona bakmaya devam ederken telefonunu çıkartıp uğraşmaya başladı. Hadi güzel kız, esmer beyimi yanına çağır, okuyor olsun, burada olsun lütfen!

Aslında arsızdım, kalkıp yanına oturur, sorardım ama o gün nasıl mekânda yanlarına gitmediysem yine bir şey beni engelliyordu. Beynimdeki bir ses 'henüz değil!' diye bağırıyordu.  Aq sesi eğer senin yüzünden bir fırsatı kaçırırsam boğarım kendimi.

İki dakika sonra turuncunun yanına iki erkek gelmişti. Tamam bunlarda o akşamki çocuklardı. Kıvırcık kahverengi olan çocuk turuncu ablamıza sarılıp öptü. Not alındı; bunlar sevgililer. Çilli bir esmer sadece kıza gülümsemekle yetinmişti.

Üçü oturdu. Konuşmaya başlamışlardı.

"Bizimkiler hâlâ sınavda değil mi?" dedi turuncu kız.

"Evet, Gökhan şimdi mesaj attı, geliyorum diye. Ertuğrul hala sınavda sanırım, Şafak'ta öyle. "

Hangisi benim ki! Üç isim saydı...  Gerçi üçünden biri belki benimki bile değildir... çünkü hatırladığım kadarıyla lobide altı erkek vardı.

Sırtımı sandalyenin arkasına yaslayıp önüme baktım ve kulağımı onlara verdim. Direkt onlara bakarsam dikkat çekebilirdi.

Önümde duran çay bardağı ile oynuyordum. O sıra sarışın gelip yanlarına oturdu. Aha kumralı sömüren oğlan değil mi bu?

"Ooo Gökhan efendi, yaşıyorsunuz? " dedi adını Özgür olduğunu az önce öğrendiğim kıvırcık kahverengi saçlı genç.

"Her an yerlerde sürünebilirim kardeşim" dedi pürüzlü sesiyle. Hepsi aynı buradaki birçok öğrenci gibi sınav haftasını belli eden yorgunluğu taşıyordu. 

Dört genç konuşurken nefesimi kesen esmeri gördüm. Çocuk resmen saniyesinde nefes alışımı düzensiz hale getirmişti.

Omuzlarını düşürmüş yavaş adımlarla arkadaşlarına yaklaştı. Hayranlıkla onu izliyordum.  Çok yakışıklıydı.  Ya da ben çok etkilendiğim için herhalde gönül gözümle görüyordum. Yok aga adam resmen yakışıklıydı!

Şimdiden bile kafedeki birkaç kızın dikkatini çekmişti. Bok vardı da bundan etkilendin Batu! Sana mı bakar oğlum bu etrafında kızlar doluyken. 

Arkadaşlarını selamladığında ses tonunu kısık tuttuğu için net duyamamıştım. Ardından sandalye çekip oturdu. Şu an onunla çapraz duruyormuşuz gibiydi. Göz odağı biraz kaysa göz göze gelecektik.

Barutla YanWhere stories live. Discover now