Odasının kapısını açıp kenara çekildim. Reha merdivenlerden çıkıp yanıma geldi. "Teşekkür ederim. Gerisini kendim hallederim."

"Önemli değil. Her yer temiz bu arada,.. yani rahatsız olma." Reha kafasıyla onaylayıp kapıdan içeri odasına girdi.

Kapı kolundaki elimi çekip rahatlayarak omuzlarımı düşürdüm. Arkamı dönüp odama yöneldim.

"Somay!.." Arkama dönüp Reha'ya baktım. "Bir şeye ihtiyacım olursa kapını tıklatabilir miyim?"

Hafifçe kafamı salladım, tebessüm ettim. "İhtiyacın olan şey elimden gelebilecek bir şeyse yardımcı olurum."

Reha teşekkür ederek odasına gittiğinde koridorda hala aynı yerde duruyordum. O şimdiye kadarki en kibar eşleşmem olabilirdi sanırım.

Ciddi birine benzemesine karşın, itici biri olmamasına içten içe sevindim ve odama yöneldim.

Odama girip kapıyı yavaşça kapattım. Evde yalnızken kapıyı kapatma alışkanlığım yoktu ama eşleşmelerimle kalırken kapımı çekerdim. Hatta kilitlerdim.

Eşleşmemizin ilerleyen dönemlerinde bunu kessem de başlangıcında mantıklıydı. Her ne kadar eşleşmiş olsak da karşımdakinin niyetinden emin olamazdım, sonuçta.

Reha için de geçerliydi bu düşündüklerim. Henüz sadece bir saat kadardır tanışıyorduk. Önlem almakta yarar vardı.

Kapımı kilitleyip yatağıma uzandım. Oda tamamen sessizdi. Reha için temizlediğim odadan da hiç ses gelmiyordu. Onun buradaki varlığını bilmesem tek olduğumu bile sanabilirdim.

Yerimden kalkıp üstüme pijamalarımı giydim. Zaten odama girdiğimde ışıkları açmadığım için direkt yatağıma gittim.

Örtüyü kaldırıp altına girdim. Kafamı yastığa koyduğumda alt katta konuştuklarımız aklıma geldi. İçecek fikrime olabilir demişti acaba bunun için gelir miydi? Pijama giymese miydim?

Gelmesindi ama. Rahat şeyler gitmiştim böyle karşısına çıkmak istemezdim. Olduğum yerde yatmaya devam ettim. Dakikalar boyu hiç ses gelmezken göz kapaklarım yer çekimine karşı koyamayarak kapanmaya başladı.

...

Telefonuma kurduğum alarmın çalmasıyla hızla yatakta doğrulup kalktım. Erken bir saatte kalkmak için alarm kurmuştum.

Diğer eşleşmelerimde onlar çalışmadığı için böyle dertlerim yoktu fakat ilk gün o çalışmaya gitmeden önce onunla kahvaltı etmek istemiştim. Henüz ne iş yaptığını bile öğrenememiştim.

Üstüme düz siyah v yaka bir tişört giyerek altıma da siyah bir kot pantolon giydim. Muhtemelen evden çıkmayacağım için kombinim yeterliydi.

Kilitli kapımı anahtarı çevirip ses çıkarmadan açtım, koridordan geçtim. Geçerken Reha'nın kapısına da göz ucuyla baktım. Kapısı kapalıydı. Uyuyor olmalıydı.

Merdivenlerden indiğimde beklemediğim bir görüntüyle karşılaştım. Reha, üstüne dün geceki gibi bir takım elbise giymişti. Ve kahvaltı hazırlıyordu.

Masayı kurmuştu. Şimdi ise ocakta bir şeyler yapıyordu, sırtı bana dönük olduğundan ne hazırladığını göremiyordum.

"Reha?" Reha boynunu yarım çevirip arkaya baktı. Beni gördüğünde ise önüne geri döndü.

"Uyanmışsın. Kusura bakma, ben mi uyandırdım?" Kafamı iki yana salladım, bilinçsizce.

Arkası dönük olduğundan kafamı salladığımı görmediğini bile birkaç saniye içinde idrak edebildim.

"Sen uyandırmadın. Ben sadece... sana ilk gününde kahvaltı hazırlayacaktım. Alarm kurup kalktım, yani." Reha elinde bir tavayla yanıma geldi. Ne olduğu hakkında bir fikrimin bile olmadığı şeyi, ikiye bölüp iki ayrı tabağa koydu.

"Düşündüğün için teşekkür ederim ama uzun bir süredir kendi kahvaltımı hazırladığım için alışkınım." Kaşlarımı çatarak Reha'ya baktım.

"Benden önceki eşleşmen hiç mi yemek yapmıyordu?" Mutfağa geri dönerken bana cevap verdi.

"Hayır, o yüzden değil. Uzun süredir işlerim çok yoğun olduğundan eşleştirilmiyordum." Şaşkınca ondan tarafa baktım. Eşleştirilmemek gibi bir şansımız olduğunu bilmiyordum, bile. Anlaşılan işi olanlar sistemde birer istisnaydı.

"Ben eşleştirilmemek diye bir şey olduğunu bilmiyordum." Elinde bir ekmek sepetiyle geri döndü.

Sepeti masaya bıraktığında sandalyeyi çekti ve eliyle sandalyeyi işaret etti. Sandalyeyi bana çektiğini anlayarak o tarafa yöneldim.

"Teşekkür ederim." Sandalyemi ittirerek karşıma doğru yürüdü.

"Rica ederim." Sandalyesini çekip karşıma oturdu. Masada birçok bilmediğim yemekle bakışıp yüzüne geri baktım.

"Sorabilirsin." Gözlerimi kırpıştırıp anlayamayarak yüzüne baktım. Neyi soracaktım ki?

"Soracak bir şeyim yok, deme. Merak ettiğin ne varsa sorabilirsin." Merak ettiklerim vardı tabi ama daha en baştan onu soru yağmuruna tutmakta istemezdim.

"Çalışanlar için DKD'nin bazı avantajları var. Buna her zaman eşleştirilmek zorunda olmamamız da dahil." Yüzüne bakarak 'anladım' anlamında kafamı salladım.

Ortamda kısa bir sessizlik oldu. İkimizde sadece önümüzdekileri yedik. Ne olduğunu bilmediğim şeyleri temkinle tadarak yemeye devam ettim.

Yediğim şeyleri daha önce yememiş de olsam Reha'nın güzel bir el lezzeti vardı. Reha hızla olduğu yerden ayaklanıp tabağını mutfağa götürdü.

"Gidiyor musun?" Reha mutfaktan çıkıp ceketini düzeltti.

"Evet, gidiyorum. Çalışma saatime geç kalmak istemem." Onaylarcasına kafamı aşağı yukarı salladım. Reha önümden geçip kapıya doğru ilerledi.

Onu durdurmak için hızlı adımlarla peşine takıldığımda aniden kapının önünde durdu. Çarpmamak için kendimi frenlediğimde dönüp bana baktı.

"Geç gelmemeye çalışacağım. Yine de, eğer akşam yemeğine geç kalırsam lütfen beni bekleme." Kafamı kaldırıp yüzüne baktım.

"Peki. Reha... ne iş yapıyorsun?" Bir an duraksadı ama kendini toparladı, Reha.

"Doktorum." Sanırım, bu durumda neden yoğun olduğunu anlayabilirdim.

Bir sonraki bölüm görüşürüz! Öpüyoruum^^

Kara Olay(Gay)+18Where stories live. Discover now