episode 1; hot chocolate

205 25 20
                                    

song: where are we now-mamamoo

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Avusturalya'dan buraya taşınalı yaklaşık bir hafta olmuştu. Tüm hafta boyunca üniversite ve ev işleriyle uğraşmaktan çok yorulmuştum. Bugün de kalan ufak tefek işlerimi de halletmiş, otobüs durağına doğru yürüyordum.

Adımlarımı hızlandırırken yol kenarında gördüğüm kafe tekrardan yavaşlamama sebep olmuştu. İçeri girip bir bardak sıcak çikolata içtikten sonra durağa gidebilirdim. Son otobüsün gelmesine daha çok vardı.

Kafeye geçince yüzüme vuran sıcak hava gülümsememe sebep olmuştu. İçeri oldukça sade ve güzeldi. Kahverengi, krem tonlarındaki kafenin iç tasarımı oldukça güzeldi. Duvardaki tablolar ve köşedeki yeşil bitkiler kafeye ayrı bir hava katıyordu. Sol köşedeki masanın yanında minik bir kitaplık vardı. Buranın en sevdiğim yeri olabilirdi bu küçük kitap köşesi.

Kafeyi incelemeyi bırakıp sipariş vermek için sıraya girmiştim. Önümde pek fazla kişi yoktu. Sonunda sıra bana geldiğinde, güler yüzle siparişimi isteyen siyah gamzeli çocuğa sıcak çikolata ve kruvasan istediğimi söylemiş ve kitap köşesinin yanındaki masaya oturmuştum.

Ev arkadaşıma geç geleceğime dair haber vermiş ve camdan dışarıyı seyretmeye başlamıştım. Kar tanelerinin rüzgarda hafifçe dans edişini izlemeye dalmışken sevimli çocuk siparişimi getirmişti. Gülümseyerek siparişi masaya yerleştirip gitmek için arkasını dönmüştü. Tam o sırada aklıma gelen soruyla onu durdurmuştum.

"Pardon, buradaki kitaplardan birini okumamın sakıncası var mı?"

"Hayır, efendim istediğiniz kitabı alıp okuyabilirsiniz."

Başımı sallayıp gülümseyerek kısa bir teşekkür ettikten sonra beni yalnız bırakmıştı. Ben de sıcak çikolatayı avuçlarımın arasına almış ve ellerimi ısıtmıştım. Kitaplıktan rastgele bir kitap seçip onu okumaya başlamıştım.

Yaklaşık bir yarım saatin ardından oradan çıkmış ve hızlı adımlarla durağa yürümeye başlamıştım. Otobüsün gelmesine az bir zaman kalmıştı. Durağa vardıktan birkaç dakika sonra otobüs gelmişti. Uzun bir otobüs yolculuğunun ardından kalan 5 dakikalık yürümeyi tamamlamak için gözlerimi açık tutmaya çalışıyordum.

Lise arkadaşım Jay ile birlikte buraya okumaya gelmiştim. O, buraya birçok kez ailesiyle birlikte akrabalarını ziyaret etmeye gelirdi. Bense sadece 5-6 yaşlarıma kadar burada yaşamış, sonrasında ailemle birlikte Avusturalya'ya taşınmıştım. Şimdiyse üniversite için tekrar buraya dönmüştüm. Başta Jay ile yurtta kalmayı planlasak da, ailem kalmamız için eski evimizin anahtarını vermişti. Ev üniversitemize oldukça yakındı ve işlek bir yerdeydi. Sahil 10 dakikalık mesafedeydi.

Sahilde yürürken telefonumdan saate baktım. Saat gece yarısını çoktan geçmişti ve hava daha da soğumaya devam ediyordu. Telefonu tekrar cebime koyup yürümeye devam edecekken kayalıklarda oturan birini gördüm.

Üstünde ince siyah bir hırka, siyah pantolonu, siyah spor ayakkabıları vardı. Rüzgar kızıl saçlarını ve kulağına taktığı küpeyi hafifçe okşuyordu.

Bu soğukta üstündeki kıyafetlerle burada ne yapıyordu? Hem de gecenim bir yarısıydı? Üşümüyor muydu?

Onu rahatsız etmek istemiyordum ama bu soğukta bu şekilde oturursa kesinlikle donarak ölecekti. Yanına yaklaşıp montumu ve atkımı onun yanına bıraktım. Sonrasında hiçbir şey demesini beklemeden koşarak oradan uzaklaştım.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
your eyes tellWhere stories live. Discover now