BÖLÜM 6 : TROLLER

14 6 9
                                    


     Uzun süredir çocuklarıyla  vakit geçiremeyen bir anneydi Yoan. Saçlarındaki aklar her gün biraz daha artıyordu.  Kadın olarak  sözünü  çocukları  haricinde kimseye  geçirecek gücü yoktu. Zaten  böyle  dertleri de yoktu. Gayet alçak gönüllü birisiydi. Oğullarının ve eşinin mutluluğunu istemek haricinde  kendine özel bir zevk hobi edinmemişti. Oğulları arasında Voldi onu daha bir ayrı severdi. Annesinin bir sözünü iki etmezdi.  Bir gün yine çalışmanın ortasında   genç askerlerden  biri  mesaj getirdi. Annesinin onu çağırdığını  söylemişti asker. Asker tedirgin bir bakış attı ve  '' Kötü bir şey yok değil mi? '' diye sordu. Askerin  ''Hayır efendim'' demesinin ardından  işini bırakıp evin yolunu tuttu. 

  Eve geldiğinde Annesi Dan'ı karşısına almış Voldi'nin gelmesini bekler bir şekilde bekliyordu. Voldi'nin gelmesiyle Yoan'ın  yüzündeki  gülümseme  bile Voldi'nin 3 km boyunca yürüdüğü o yola değmişti.  

Yoan : '' Hoşgeldin oğlum, Dan'ın yanına geç sizinle konuşmak istediğim şeyler var'' dedi. 

Voldi : '' Peki anne umarım  kötü bir haber değildir'' dedi.

Yoan : '' Hayır değil, bu konuda  sizle  daha önce  konuşmak istiyordum  fakat bir sürü  kötü havadis birbirini takip etti. Çocuklar biliyorsunuz ki yaşınız geldi geçiyor. Nefes aldığım her saniye size   göz kulak olmaya  devam edeceğimden şüpheniz olmasın'' biraz duraksadı ve çocuklarının   bakışlarını süzdü ve devam etti. 

Yoan : '' Ben de babanız  gibi ışığa karışmadan önce sizi  güvenilir ellere emanet etmek istiyorum.  Biliyorsunuz,  Rahip Zagra'nın   ikiz kızları mevcut.  Size  uygun gelin adayları olarak Dea ve Diana'yı uygun gördüm. Bu yaşlı annenizin isteği hakkında diyecek bir şeyiniz var mı?'' 

Dan ve Voldi bir ağızdan '' Sen  uygun gördüysen bizim için bir sorun yok anne'' dediler. Dan  istekliydi aslında soyunu devam ettirme  arzusu ile doluydu.  Voldi'de diğer yandan   o kadar istekli olmasa da annesi ondan  hayatında belki  iki ya da üç  istekde bulunmuştu. Annesini kırma niyetinde değildi.   

Yoan : '' Peki öyleyse  bu isteğimi  zaten  rahiple de paylaşmıştım. Kızların da rızası var. Voldi sen Dea  ile  evleneceksin. Dan sen ise Diana ile.  Düğün hazırlıklarını başlatıyorum.'' dedi mutluluk içerisinde.  Uzun süredir   yüzü gülmeyen annelerinin  yüzlerinin güldüğünü  görmek  çocukları da mutlu  etmişti.  Hiç bir dert ve çilenin olmadığı  çocukluk yıllarını hayal etti Voldi. Ne kadar da  mutlu ve  her şeyden bir haberdiler. Özlemle iç çekti ve surun yolunu  tuttu.  Harcayacak fazladan bir saniyesi  bile yoktu.  Dan ise yapılan evleri denetlemek için  annesinin yanından ayrıldı.


  Voldi   her geçen gün birliklerini biraz daha disipline ediyordu.  Bir yandan sur inşası için elinden geleni yapıyordu.   Surun yarısından çoğu  tamamlanmıştı.   Kışa az bir vakit vardı. Ellerini çabuk tutmak zorundaydılar.  Kışın  vahşi hayvanlar  daha hırçın oluyordu. Ellerini çabuk  tutmaları gerekmekteydi.  

  Aradan  bir hafta geçti  kış yaklaştığını  her şekilde  göstermeye başlamıştı. İlk kar tanesi  şehrin üzerine  düşmüştü bile.  Surun  yüzde sekseni  tamamlanmıştı.  Canla başla çalışıyordu herkes.  Yoan ise her gün   oğluna  yemek götürüyordu. Annesine  bu kadar yolu   yürüdüğü  için  hayıflansa da annesi '' Artık başka bir işim  kalmadı , evlendiğinde eşin  getirir. o zamana  beni çekmek zorundasın. Yaşlı kadınlar her ne kadar  çekilmez olsa da''  dedi. Voldi gülümseyerek  ''Kainatın sonuna kadar katlana bileceğim bir çekilmezlik'' diye  cevap verdi.  

  Annesinin  yemek getirdiği sırada  Voldi  ormanların arasında  bir çift göz görür gibi oldu.  Gelenler  trollerdi.  metreyi aşan boyları vardı  ve goblinlerden daha da akıllıydılar. Troller bulabildikleri  herşeyi  yiyebilirlerdi ve  bu vahşiliklerine  rağmen  uzman bir  taktisyen gibi karmaşık  planlar da kurabilirlerdi. Bu evrendeki en şeytansı bilinçli varlıklar belki de onlardılar.  

  Voldi üzerlerine geldiklerini gördüğünde, annesine geri çekilmesi için    tüm gücü ile bağırdı.  Annesi kendisini    bir taşın arkasına  sakladı.  Elinde  tahta parçaları ve baltalar olan askerleri  olabildiğince hızlı  bir şekilde  hizaya getirip surun içine  topladı.  Fakat bazıları için çok geçti.   Elli yedi askerden  altısı  trollerin avı olmuştu bile.  kalan elli bir askeriyle birlikte  hizaya geçip savunma pozisyonu  aldı.  trollerin  elinde   ucu sivrileştirilmiş  agaç parçaları  mevcuttu  silah olarak. Öldürmesi zor yaratıklardı ama  daha önce  hiç buraya gelmemişlerdi.  çorak topraklarda yaşıyordular.  Voldi sonra uzunca bir süre  etrafına baktığında  gördü ki, ev ve sur yapmak için  bölgedeki ağaçların çocuğu kesmişlerdi. Ağaçlar  meğerse bu büyük düşmandan uzun süredir koruyordu onları.    

  Ellerindeki kılıç ve   sınırlı sayıda   silahla  cesurca  trollerin karşısına çıktılar.  Yedi adet trol vardı.  Voldi  iki tanesini  kendi öldürmüştü. 1 tanesini de  askerler alt etmeyi başarmıştı fakat  ordu sayısı da buna oranla azalıyordu. Geriye  dört adet trol kaldığına   18 askeri kalmıştı. ortalık kan gölüydü.   İnsalık tarihinin o zamana kadar ki en vahşet dolu anı belki de o andı. Beraber   aylarca  çalışıp, arkadaşlık ettiği insanlar gözlerinin  önünde  parçalara ayrılıyordu.   Voldi  son bir  çaba ile bir trolü daha  düşürdü.  Askerler de ona eşilik edip  bir trol daha düşürmeyi  başarmıştı.  Geriye iki trol kaldığında sadece altı kişilerdi.   voldi geri çekilme emri verdi.  kalan iki trol ise  artık saldırmıyordu.  yanlarında getirdikleri torbalara   insan parçalarını  doldurmaya başladılar. Voldi  acı içerisinde  olanları izliyordu.   Troller bölgeden ayrılana kadar   pozisyonlarını korudu. 

  İki trol hiçbir şey olmamış gibi  topladıkları  ganimetleri ile bölgeden ayrılırken Voldi'nin  aklına annesi gelmişti. Annesi  o gün orada olmasa Voldi kendinde o cesareti bulamazdı.  Bugün tam   tek başına  üç trol öldürmüştü. yaşayan son altı asker sonradan  bunu   dilden dile  anlatarak   toplumun ilk kahramanlık hikayesini oluşturacaktı. Destansı Voldi'nin  şehrini ve annesini  korumak için verdiği  o destansı  mücadelenin  şarkıları ileride  dillere dolanacaktı. 

  Voldi annesinin  saklandığı  kayanın arkasına koşarak seslendi. ''Anne artık çıkabilirsin geçti. Başardım anne'' dedi. Kayanın ardından ses gelmiyordu.  Annesi yerde uzanmış yatıyordu.  Annesinin yaşlı kalbi gördüğü bu vahşete ve oğlunun ölümle   bir kaç kez dip dibe gelmesine dayanamamıştı.  Son nefesini   bir trolün midesinde vermemiş olması tek teselliydi belki de bu durumdaki. 

  Voldi sert mizaçli birisiydi.   O gün    saatlerce annesinin  başında bağırarak  ağladı.  Hiç bir insan evladı yoktur ki bu duruma içi parçalanmasın.  Böylelikle   o kahramanlık hikayesinin  adı bugün ''Voldi'nin feryadı'' olarak bilindi. Dinleyen  her insan evladını hüzünlendiren bir  hikaye olarak  yüz yıllar içinde mitleşti... Annesini   yitiren bir  yiğidin hikayesi olarak  ozanlar tarafından  dillendirildi.


AZGARATH  İLK GÜNAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin