13| Kendini Affettirmek İster Misin?

65.8K 6.2K 5.3K
                                    

"Sasha aç ağzını hadi. Yaşlandım yemin ederim ya!"

Sasha babasının gideceğini öğrendiğinden beri somurtuyor, yemeğini yemiyordu. Sıkıntıyla nefes verdim; zaten yeterince mutsuzdum, Sasha da işimi daha çok zorlaştırıyordu.

"Yemeyeceğim işte. Babamı görmek istiyorum."

Kızarmış yanaklarına ve hafiften dolmuş gözlerine baktım. Uzattığım kaşığı indirdim ve kaseye geri koydum. Normalde yemeklerini kendi yerdi ancak şimdi keyifsiz olduğunu düşünerek ben yedirmeye çalışmıştım, öyle de yemiyordu.

Ayağa kalktım ve elimi Sasha'ya uzattım.

"Pekâlâ, gel hadi."

Şu an Taehyung toplantı odasında adamlarıyla plan yapıyordu ve ortam ciddi olduğu için bizim girmemizi istememişti. Biz de içeri girmeyecek, kapının önünde onu bekleyecektik zaten. Merdivenlerden çıkarken Taehyung gittiğinde olabilecekleri düşünüyordum. Vizelerim iki güne bitecek, Pazartesi de projeyi teslim edip ders işlerinden tamamen kurtulacaktım. Hoseok'un güvenliğimiz için bizim yanımızda kalacağını söylemişti, buna gerçekten sevinmiştim ve biraz da olsa içim rahatlamıştı.

Sonunda toplantı yapılan odanın önüne geldiğimizde içeriden Taehyung'un gür sesini duyabiliyordum. Bana ve Sasha'ya karşı tamamen farklı biri oluyordu, onun ciddi ve tehditkâr tarafını ben de tatmıştım ancak bana karşı yumuşadığını hissediyordum artık. Mesela iki gün önce Sasha'ya bisiklete binmeyi öğrettiğimi, sürmesi için parka çıkardığımı ardından da düşüp ağladını öğrendiğinde beni öldürmekle tehdit etmemişti. Bu çok büyük bir gelişmeydi...

"Anne, içeri girelim. " dedi Sasha beni kapıya doğru itekleyerek.

"Giremeyiz şu an bebeğim. Baban meşgul."

"Bana ne! Gidecek zaten, onu görmek istiyorum." deyip beni beklemeden odanın kapısını açmıştı. Velet, asla söz dinlemiyordu!

"Sasha, dursana!"

Onun peşinden hızlı adımlarla içeri adımladığımda bize yönelen gözleri fark etmemiştim. Sasha'yı kucağıma aldığım gibi doğrulmuş ve yüzleri kaskatı olan takım elbiseli insanlarla karşılaşmıştım. Hepsi gözlerini bize dikmiş, ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı. Ortamı ölüm sessizliği kaplamıştı sanki, çıt çıkmıyordu. Tanrım, rezalet bir andı! Utançla dudaklarımı ısırmış, gözlerimi masanın başındaki ve sinirli bakışlarını bize yollayan Taehyung'a diktim. Dövecek gibi bakıyordu.

"Baba!" Kucağımdaki Sasha öne doğru atılmış ve bir anda ağlamaya başlamıştı. Babasının yokluğuna alıştığını sanıyordum, demek ki yanılmıştım ki şu an ortalığı birbirine katıyordu. Taehyung yanıma doğru adımlayıp Sasha'yı kendi kucağına alırken hâlâ odada çıt çıkmıyordu. Suratlarından ciddilik akan adamlar sadece bana bakıyor, kafamı yere eğmeme sebep oluyorlardı. Böylesine ağır bir ortama destursuz dalmış olmak cidden utanç vericiydi.

"Buradayım babacığım, ağlama."

Taehyung bir yandan Sasha'yı susturmaya çalışıyor öbür yandan da olayı bozuntuya vermemeye çalışıyordu. Eğer ortamdaki rezil olan bir başka kişi de ben olmasaydım bu hâline deli gibi gülerdim.

"Patron, isterseniz toplantıyı erteleyelim?" dedi Eunwoo dalga geçer gibi. Gerçekten Taehyung ile şakalaşabilen dört kişi vardı; Hoseok, Eunwoo, Jongin ve ben. Diğer adamlar korkuyor olmalılardı ki hiç iş dışında Taehyung ile konuştuklarını duymamıştım.

"Kapa çeneni Eunwoo." Taehyung gerilmiş yüz hatlarıyla konuşmuş ardından kucağındaki Sasha'yı kendi koltuğuna oturtmuştu.

"Evet, devam edelim." demiş ve masaya yığılmış evrakların arasındaki haritaya uzanmıştı. Gerçi haritadan çok bina krokisine benziyordu ama ben pek anlamıyordum bu işlerden. Beni takmadan işlerine devam ettiğinde şaşırmıştım, burada olmam onun için bir sorun değil miydi? Sasha'ya göz attığımda o da hâlinden çok memnun duruyordu. Yavaş yavaş geri çekilirken ses çıkarmamaya dikkat ediyordum, hararetli şekilde planları üzerine tartışıyorlardı. Burada kalmamın bir anlamı olmadığı için tam kapıyı açmış çıkacakken Taehyung aniden kafasını kaldırmış, çatılı kaşlarıyla bana bakmıştı. Sözleri ise beni durdurmuş, tekrardan herkesin gözlerini bana dikmesine neden olmuştu.

Mother's Daughter | tkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin