12✯

693 48 38
                                    

 Aktris olmak istediğin tek şeydi. Ve şimdi hayalin gerçekleştirmiş ve büyük filmlerde çalışma şansını yakalamıştın.

Pek çok, tanınmış ve az tanınan oyuncularla çalıştın. Her deneyim farklıydı ama hepsini sevdin.

Bu Tom Hiddleston ile ilk çalışmandı ve söylentilerin doğru olduğunu doğrulaman gerekiyor, o çok yakışıklı bir beyefendi ve yetenekli bir aktör. Ama en önemlisi, o genel olarak sadece iyi bir insan. Mola zamanlarında sık sık seninle birlikte oturur, seninle sohbet eder ve ona söylediklerinle gerçekten ilgileniyormuş gibi görünürdü. Adama küçücük bir aşkın olmadığını söylersen yalan söylemiş olursun.

Onunla geçirdiğin her gün, her dakika büyülüydü ve sadece seni bir randevuya çıkarmasını umuyordun. Onun da senden gerçekten hoşlandığını ve sormak istediğini biliyordun, ama henüz cesareti yoktu.

Çekimin son gününde nihayet düşüncelerini topladı ve sana sormakta için kendi karavanından çıktı. Oldukça yağmurlu bir gündü. Neyse ki senin karavanın çok uzakta değildi, o yüzden oraya koştu. Kapıyı çaldıktan sonra cevap vermeni bekledi.

"İçeri gel." Sesin duydu, ama her zamanki sesin gibi gelmedi.

Karavana girdiğinde, kalbi kırıldı.

"Sevgilim... Neden ağlıyorsun?" Yatağında oturuyordun, gözlerin kırmızı ve şişti, gözlerinin altında yaş çizgileri vardı ve kırılmış görünüyordun.

Konuşmak istedin ama cevap veremeden tekrar ağlamaya başladın, Tom sana doğru yürüdü, yanına oturdu ama o sana sarılmadan önce sen ona sarıldın, yüzün göğsünde. Ellerini sırtında gezdirerek seni sakinleştirmeye çalıştı.

Ağlamayı kesmen beş dakikanı, tamamen sakinleşmen ise on dakikanı aldı.

"Üzgünüm." dedin her şey için, ona aniden sarılma şeklin, gömleğindeki gözyaşları ve hatta seni gördüğü manzara için özür diledin.

"Özür dileme hayatım. Sorun yok." Alnını öptü ve tekrar sarıldı. 

"Anlatmak ister misin?"

Bir iç çektin.

"Kendimi çok çocuksu hissediyorum. Böyle söylüyorum çünkü bugün benim doğum günüm ve kimse bana bir şey göndermedi, elbette birçok kişi iyi dileklerini söyledi ama... bir buket ya da başka bir şey bile yok." ellerine baktın.

"Oh..." dedi Tom ve düşüncelerini toplamak için birkaç saniye ayırdı. 

"Aslında buraya sana harika bir doğum günü geçirmeni söylemeye geldim ama şimdi yardım etmem gerektiğini hissediyorum."

"Lütfen kendini zorunlu hissetme, Tom."

"Bir randevuya ne dersin?"

Ona baktın. Şaka yapıp yapmadığından emin değilin.

"Ama lütfen, bu randevuyu senin üzülmemen için istediğimi sanma. İlk görüşmemizden beri senden hoşlanıyorum, Y/N. O yüzden lütfen seni yemeğe çıkarmama izin ver."

Sonunda kabul ettin ve hemen oradan ayrıldın. Elbette biraz ani oldu, ama biraz aniliğin kimseye zararı olmaz.

  ⋆⋆⋆⋆

 Randevu harikaydı. Sadece basit bir restorana gitmiş olsanız bile, daha fazlasını isteyemezsin. Tom randevularda hiç olmadığı kadar eğlenceliydi.

Önemli bir arama yüzünden beş dakikalığına ayrılmak zorunda kaldığında bile.

Bu sadece ilk randevu, ama daha fazlası gelecekti.

  ⋆⋆⋆⋆

 Seni karavanına geri götürdü, gece geç bir saatti.

"Umarım daha iyisindir, sevgilim."

"Kesinlikle öyle, çok teşekkür ederim Tom."

"Bir kez daha doğum günün kutlu olsun."

"Teşekkür ederim, iyi geceler."

Yanağına bir öpücük bıraktın ve kapıyı açmaya gittin. Tom senin içeri girmeni bekledi ve sonra bir aptal gibi gülümseyerek gitti.

Kapıyı açarken karavanının her tarafında yaklaşık yüz kırmızı gül gördün. Bir kart vardı:

 Bu dünyanın en güzel kızına,

 Umarım daha iyi hissedersin

 Aşk, Tom

O kesinlikle yaşayan en tatlı adam ve sen kesinlikle aşıktın.

O kesinlikle yaşayan en tatlı adam ve sen kesinlikle aşıktın

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
𝑻𝒐𝒎 𝑯𝒊𝒅𝒅𝒍𝒆𝒔𝒕𝒐𝒏 ‖ 𝑰𝒎𝒂𝒈𝒊𝒏𝒆𝒔Where stories live. Discover now