YALANCI EVLİLİK- "ASDOR" SERİSİ

#Yeniden

11.ÖLÜM

5 YIL SONRA

Yazar'dan
Kappıyı çaldı ve içeriye girdi Asiye. Yıllar geçib gitsede aynı güzellik de kalmışdı. Yılların ondan aldığı tek şey mutuluğudu, onuda geri vermiyordu.
"Beni emr etmişsiniz Erkan bey" dedi Asiye kapıyı kapatarak.
"Asiye hazırlan yeni bir iş var." dedi Erkan bey önün de olan dosyanı kapyıb başkasını açarak.
"Tabi adres nersi ve ne zaman" diye sordu Asiye gülümseyerek.
"Hemen bu akşam çıkıyorsunuz yarın varcaksınız bir günüz var Asiye yapa bilirmisin?" diye sordu adam.
"Tabiki merak etmeyin, amma uzak yolsa oğlumuda götürmeliyim"
"Tamam götür aman bir yeri kırmasın" dedi sakince orta yaşlarıda olan adam.
"O zaman kuzenim Aybikenide götürecem yani ben iş gördüyümde onunla ilgilensin" dedi Asiye çekince tavırla. Biliyordu sinirleneceyini biliyordu.
"O zaman topla aileni git Asiye" diye bağırdı adam. Önce ki, tatlı adamdan eser kalmamışdı.
"Amma Erkan bey farz edersiniz ki oğlum daha 5 yaşlnda size beni yakın yereler gönderin dedim öyle kabul etdiniz şimdi siz böyle uzak mesafeye gönderiyorsunuz ben ne yapa bilirim bu durumda. Gitmeyeyim ozaman " dedi Asiye
"Tamam Asiye ne istersen yap! Seni istediler ne bileyim sen istediler ondan. Ne ise git hazırlan saat 5 de burda ol yola çıkıyorsunuz. Şirketin arbasıyla gidib, şirketin arabasıyla döneceksiniz" dedi adam sakinleşerek.
"Şimdi biz nereye gidiyoruz? " diye sordu Asiye merak ediyodu.
"Ankaraya kızım" dedi adam
"Ne? Ankaraya mı?"diye sordu Asiye bir daha. İçinden Ankara olmamasını yanlış duymasını diliyordu.
"Evet kızım Ankara. İhtiraz istmiyorum. Gideceksin bitdi" dedi adam kaşlarını çatarak.
"Asiye karşılaşma ihtamiliniz 100 de 5% yani olmaz öyle şey sakin ol. senin için önemli gitmen gerek" dedi Asiye kendi kendine yüksek sesle
"Bir şey mi oldu Asiye?"diye sordu Erkan bey.
"Hayır, hayır ben gidcem 5  de burdayız" dedi çıktı odadan Asiye.
~
Hayat bu acılarla dolu, yalanlarla, kederlerle. Bir hoca sormuş öyrencisine "sizce kaç yıl sonra sular kurur?" diye öyrenci parmak kaldırmış ve " acıların olduğu dünya da sular durulmaz ki, hocam" demiş. Aslına bakıldığın da doğru. Akan göz yaşlarımız toplasak bir bu kadar yıl daha sular kurumaz. İnsanlar mutulu bulamıyor. Bulanlar da ne acılar yaşıyor. Kaç kez ölüyor? Kaç kez düşüyor? Bizeyse sadece "hayat bu " demek düşüyor.
Atakullar akşam yemeyi için toplanmışdı. Doruk hariç tabi.
"Melisa Doruk seni aradı mı?"diye sorudu Harika.
"Hayır aramadı, aradım açmadı geliyor her halde ondan " dedi Melisa elinde olan çatalla oğlu Kadir yemek vereek.
"Ola bilir" diye onayladı Harika sonra yiğenini sevmeye başladı.
"Sen çok mu acıkdın" diyerek öpdü yanağından Kadirin.
"Ya hala yapma " diye sildi yanağını Kadir.
İşte o sırada Doruk kapıdan içeri girdi. Harika Kadirden uzaklaşıb Doruğun boynuna sarıldı. 

"Hoş geldin hayatım" dedi. Doruk Harikadan uzaklaşarak "Hoş bulduk" dedi ve Kadirle Melisanın yanına yaklaşdı. "Nasılsın bakayım yakışıklı?"diye sordu yakışıklı yiğenine Doruk. "İyim dayıcım " diye yanıtladı küçük Kadir. Saçlarını babasından almışdı. Kıvırcık kıcırcıkdı, saçının rengiyse dayısından diye biliriz. Doruk bir sağ olan sandayleye yaklaşarak kardeşinin yanağından öptü ve "iyi akşamlar birtanem" diyib yerine oturdu.   "Sanada iyi akşamlar abim" dedi  Kadiri yedirmeye devam etdi.

"E Doruk da geldiyine göre başlaya biliriz" dedi Ayşe hanım  en başda olan sandaleye oturarak. Atakullar yemek masasında bu gün bir seslik vardı. Melisa bunu görünce lafa girdi. 

"Harika yarın bir 9 gibi ayarlaycam gidib bu probayı yapalım tamam mı?"diye sordu.

"9 olmaz sen onu 09:30 yap ben düğün alnına gidecem oraları süslemek için İstanbuldan şirket çağırdım. Sen 09:30 yap" dedi Harika bıçak ve çatalını tabağın keanrına koyarak.