18. "OPİA"

162 28 35
                                    

18. “OPİA

“Bir insanın diğer bir insanı,
hemen hemen hiçbir şey yapmadan
bu kadar mesut etmesi,
nasıl mümkün oluyordu?”

Sabahattin Ali, Kürk Mantolu Madonna

🕊️

"Çocuklar!" diye zarif sesiyle salonda çizgi film izleyen çocuklara doğru seslendi, genç kadın. Özene bezene giyindiği beyaz triko elbisesini düzelterek topukluları üzerinde ilerledi ve piyanonun başına oturdu.

İçi içine sığmıyordu! Asla sığmıyordu, asla sığmayacaktı... Bayram sabahı yeni giysilerini giyinip büyüklerinin elini öpmeye koşa koşa giden küçük çocuklar gibi şen ve heyecanlıydı.

Vaveyla Senfonisi, bitmişti.

Aklına düştüğü ilk andan itibaren gece gündüz çalıştığı bestesi bitmişti, hâlâ inanamıyordu ama sahiden de bitmişti!

"Çocuklar, hadi ama gelin lütfen," diye yeniden heyecanla konuşup yönünü kapıya çevirdiğinde 3 güzel çocuğu karşısında gördü. Merakla kendisine bakan parlak gözler, heyecanını tutuşturan kıvılcımlardan biri oldular. "Hoş geldiniz."

"Anne, biz sabahtan beri buradayız yalnız," diye bilmiş bilmiş konuşan erkek çocuğuna döndüğünde saçlarını düzeltip omuzlarına doğru savurdu.

"Biliyorum çocuğum, odama hoş geldiniz diyorum ya ben size."

"Hoş bulduk, Belkıs teyzeciğim. Esved, çok fazla çizgi film izlediği için beyni karıştı. Bizi de anlamıyor zaten," dedi, esmer kız çocuğu memnuniyetsizce burun kıvırıp Esved'e ters bir bakış attı.

"Ne alâkası var ya?" diye celallendi, Esved. Bir yapbozun parçasıymış gibi ufak yüzüne cuk diye oturan yuvarlak çerçeveli gözlüklerini düzeltti. Zıplayarak pencerenin kenarına oturdu. "Çok çizgi film izleyen çocuğun kafası çalışmaz ama benim kafam zehir gibi çalışıyor, zehir gibi!" Bilmiş bilmiş burun kıvırdı yeniden. "Tabii sen çok çizgi film izlediğin için beni anlayamazsın."

"Hah!" diye dalga geçerek konuştu kız çocuğu, Esved gibi zıplayarak koltuğa oturduğunda. "Benim kafam daha çok çalışıyor bir kere, senin ki guguklu saat gibi! Ancak saat başında geliyor sonra ötüp gidiyor." Arkadaşının kaşlarını çattığını gördüğünde omzunu, omzuna vurup yaramaz küçük çocuk gibi kıkırdadı. Zaten öyle değil miydi? "Arada kendini belli ediyor yani..."

"Kötü çocuk!" dedi Esved, küçük kıza doğru. "Kaba çocuk! Bir daha senin resmini çizmeyeceğim——"

"Çocuklarım, bir durun."

"Ay Belkıs teyzeciğim, çizmezse çizmesin," diye araya girdi kız çocuğu. Küçük burnunu havaya kaldırıp ufacık boyuyla kendisinden 5 santimetre kadar uzun olan erkek çocuğuna üstten bakışlar attı. "Zaten o kadar da iyi çizemiyordu."

Esved, kollarını önünde bağlayıp geriye yaslandığında küçük kıza yan bir bakış attı. Ne demek o kadar da iyi çizemiyordu? Çok iyi çiziyordu! Ondan iyisi yoktu, olmayacaktı, her zaman en iyisi o olacaktı... Bir kere çok başarılıydı, hep başarılı olacaktı. Yani tamam, bazen çizdikleri o kadar da güzel olmuyordu ama yine de çok başarılıydı.

VAVEYLA SENFONİSİWhere stories live. Discover now