İşte tekrar buradayım...

823 64 3
                                        

   Dipper's POV
  Sonunda, artık buradayım. Bill yok, huzursuzluk yok, beni yemeye çalışam canavarlar da yok.

-Nihayet, artık buradayım. Bill'den kurtuldum.

-Kim söyledi bunu Çam ağacı?

     Ne? Bu bir şaka olmalı, hayır, Bill beni bulmuş olamaz. Cevap veremeyecek kadar korkuyorum. Arkamı dönemeyecek kadar da. Bana her şeyi yapabilir, kaçtığım için.

Konuşmamalıyım, konuşmamalıyım, konuşmamalıyım...

    Arkamdaki sıcaklık be baskı ile gözlerim fal taşı gibi açıldı. Bill...bana mı sarılıyordu? Kaçmama rağmen mi?

-Sakin ol Çam ağacı~ Sana hiç bir şey yapmayacağım~

   Konuşamadım.

-Hadi ama Pinetree~ Dilini kedi mi yuttu?~

-H-hayır..Sadece şok..

- *Kıkırdar* Şoka uğramana gerek yok Çam ağacım~ Bunu yapacağını zaten biliyordum~

-Ne!?

-Seni duymadığımı mı sanıyordun Çam ağacı?

  Evet lanet olsun ki evet

-B-bana zarar verecek misin..?

-Hayır Çam ağacım.

    Bu cevabı üstüne az da olsa rahatlamıştım. En azından ölmeyecektim. Tekrar oraya dönmek zorunda mıydım? Lanet olsun. En azından bi mektup falan yazabilirdim hani. Buraya geleli daha 1 dakika bile olmadı. Hâlâ kaybolduğuma dair haberlerin etrafta dolaştığına eminim. Mabel'ın ne kadar üzüldüğüne de..
Oraya geri dönmek istemiyorum. Hayır. Bill'e aşık olsam bile hayır.

-O-oraya geri dönmek istemiyorum..

   Lanet olsun lan neden kekeliyorum ben?

-Biliyorum~ Bu yüzden bir mektup yazmana izin vereceğim.

-Ciddi misin?!

-Tabii

   Beni bıraktığı gibi kulübeye koşmaya başladım. Dallardan bazıları kolumu çiziyordu ama umrumda değil. Mabel'ı görebileceğim ya, benden mutlusu yok şu an.

   Kulübeye vardım ve evet. Her şey aynı sayılır. Işıklar açık. Koltuğun altındaki sakızlar hâlâ yerinde. -Duvardaki lekeler de öyle- Usulca kapıyı açtım. İçeriye küçük bir göz gezdirdim. Ve evet. Olacak şeyi tahmin edemezsiniz.










Yere kapaklandım.

  Mabel beni gördüğü gibi üstüme atlamıştı. Göz yaşlarının omzuma düştüğünü ve omzumu ıslattığını hissediyorum. Bende ona sarıldım. Ardından stan amca üstüme atladı, gerçi tam atladı sayılmaz ama ben eziliyodum galiba.

-Nefes alamıyorum, kalk üstümden Mabel.

-Üzgünüm Dipsos

   Mabel üstümden kalktı ve gözyaşlarını sildi ve bana baktı. İkimizde gülümsüyorduk. Stan amca saçlarımı kaşıdı ve:

-Nerdesin sen?, diye sordu.

-Küçük bir araştırma gezisi. Haber vermediğim için üzgünüm, ayrıca yatın tekrar gitmem gerekecek.

-Böyle şeyler için haber ver Dipsos, öldün sandım.

-Merak etme daha ölmedim.

    Hepimiz güldük ve sonra Ford amca  laboratuvardan çıktı ve onunla da sarıldık. Beraber gerçekten eğlenceli bir akşam geçirdik. Ördek dedektif ve yanında da patlamış mısırlar. Sonra hepimizin uykusu gelince yatmaya karar verdik. Mabel zaten olduğu yerde uyuya kalmıştı. Onu yatağa yatırdım ve güzelce üstünü örttüm. Şimdi sırada mektup işi vardı.

   Gerçekten hayatımın en iyi akşamlarından birisiydi. Ama her güzel şeyin bir sonu vardı. Tekrar yalan bir geziye çıkmam gerekecekti. Bir kalem ve rastgele bir defterden kopardığım kağıdı alıp yazmaya başladım.

   
"Tekrar bir geziye gitme kararı aldım, gezi bitince tekrar görüşürüz. Merak etmeyin, ölmeyeceğim.

Not:Ne zaman döneceğimi bilmiyorum.

                                             -Dipper "

  Mektup işi de bitince çantamı alıp içine birkaç kıyafet ve kitap tıktım. Ayrıca bir sürü kalem. Çiğneyip kırınca yenisinin lazım olacağı bir gerçek.

   Her şeyi aldıktan sonra dışarı çıktım ve ormana doğru ilerlemeye başladım. Açıkçası oraya gitmek istemiyordum, ama sanırım bu en iyisi -bir dakika ne diyorum ben!? Duygularına hakim ol Pines. Ona aşık olabilirsin ama o boyuta gitmek istemiyorsun.

-Hadi ama Çam Ağacı, benden o kadar mı nefret ediyorsun?

  Ağaca yaslanmış beni bekleyen Bill'e baktım. Aslında hayır. Ondan bu kadar nefret etmiyordum. Ondan nefret bile etmiyordum ki! Sadece, mantık her zaman duygulardan daha iyidir. Yani bana göre..

-Neyse, hadi gidelim.

Elini şıklattı ve tekrardan bir portal açıldı. Portala bakmaya başladım. Oraya geri dönmek istemiyorum. Bir şeyin zorunlu olduğunu bilmek..Zor. Özellikle senin için zorunlu olduğunu bilmek. Düşünceler içinde boğulduğumu hissediyorum. Nefes..alabiliyor muyum?

Ben düşünce havuzunun içinde boğulurken Bill yanıma geldi ve bana sarıldı. Vücudumda hissettiğim bu ani sıcaklık beni kendime getirmişti.

-Hadi gidelim Çam Ağacım

Bana gülümsedi ve elimden tutup portala götürdü. Bir kaç dakika portala baktım. Ve sonra içine girdik.



İşte tekrar buradayım..

————————————————————

Selamlar aq.
Şu an kurstayım ve açıklama yoq. Vote verin amk.

~~~BİLLDİP~~~Where stories live. Discover now