Mardin'e Tutsak 8

En başından başla
                                    

"Hala sen de bu kadına uyup sinirlerimi bozma, kendisi ne ki milleti sorgulamaya geliyor."

Bakışlarını Pervin Hanıma dönüp "Sırf berdelle evlendim diye o çarşafı verdim, yoksa değil bu kapıya çarşaf karıma kaşının altından bakmana izin vermezdim. Şimdi istediğini aldın. Bir daha sakın benim katılma şimdi olduğu gibi kapısına geleyim deme, bu cesareti kimden aldın bilmiyorum. Tekrarı olmasın. Bunun hesabını sonra vereceksin ben sana her seferinde haddini bildirmekten sıkıldım. Sen her seferinde arsızca tekrar etmekten sıkılmadın. Şimdi benim alanımı daha fazla kirletmeyi bırakıp defolup git." Deyip kapıyı suratlarına sertçe kapattı.

Arkasını dönüp yatak odasına geri döndüğün de yatakta hiçbir şeyden habersiz masum bir şekilde uyuyan Zerya'ya baktı. Kafasını sallayıp pikeyi kaldırıp yatağa tekrar girdi. Bir elini kafasının altına koyarak Zerya'yı izlemeye başladı. Simsiyah saçları bembeyaz yastığın üzerine dağılmıştı. Bembeyaz bir tene sahipti. Boştaki elini Zerya'nın yüzünü kaplayan saçlara uzatıp yüzünden çekti. Saf bir güzelliği vardı. Bir birlerine yabancı da olsalar artık karısıydı. O bu düşüncelere dalmış bir şekildeyken. Gelen zılgıt ve silah sesleri ile Zerya'nın irkilip uyanması bir anda oldu.

Zerya önce çevresine bakıp şaşkın bir şekilde nerede olduğunu sorguladı. Uyku sersemliğini üzerinden atınca gelen zılgıt ve silah sesleri ile neye uğradığını şaşırdı. Bir an acaba babamlar olabilir mi desede, sonra zılgıt sesleri ile bu saçmalığı kafasından attı. Azad'ın da uyandığını fark edince yataktan ayaklarını sarkıtıp ayağa kalktı.

Azad ise keyifle izliyordu onu, kendisine bir kaç beden büyük gelen pijamalar ile gerçekten çok tatlı görünüyordu.

Zerya dışardan hala devam eden seslere anlam veremediği için elini boynuna götürüp şaşkın bir şekilde Azad'a döndü.

"Aşağıda neler oluyor."

Azad söyleyip söylememe arasında kaldı. En doğru olanın Zerya'nın utana bileceğini karar verip.
" Boşver Pervin hanım yine saçma sapan bir şeyler yapıyordur."

Zerya bir an içinde bulunduğu saçma duruma suratını ekşiterek kafasını olumsuzca salladı. Ne yapıyorum diye kendisini sorguladı sahi ne yapıyordu.

Omuzları düştü ve sessizce "Ben bir duş alsam iyi olacak" deyip banyoya ilerledi.

Aslında Azad ile daha fazla iletişim de kalmak istemiyordu. Kafası karma karışıktı. Beynin de şimdi ne olacak soruları dolaşıyordu.

Azad bedenini yatağa bırakarak eliyle saçlarını karıştırdı. Onun kalbine hiçbir zaman kimse girmemişti. Bu yüzden evleneceği insanın kim olduğu pek önemli değildi. Zerya ve ailesini gördükten sonra bu düşüncesi değişmişti. Özellikle Zerya'dan etkilendiğini inkar etmiyor ve kabulleniyordu. Bekir beyin kızı için çabası onun gözünde takdire şayandı. O bir ağaydı ve ilk defa böyle bir şeye şahit olmuştu. Dün gece gerekirse kızı için oğlunun infaz emrini bile verecek duruma gelmişti. Kafasında ki düşünceleri şimdilik rafa kaldırıp. Yataktan kalktı. Hivda'yı arayıp Zerya için giyebileceği bir şeyler ayarlamasını isteyip Hacer ablası ile göndermesini istedi.

Dün ilk defa kendi katına odasına birilerinin girmesine izin vermişti. Gerçi Zerya'nın varlığından hayatına katına özel alanına girmesini hiç yadırgamıyordu. Temizliğini sadece yardımcıları olan Hacer ablası yapıyordu. Onun konaktaki görevi sadece kendi katıyla ilgilenmesiydi. Artık bir Zerya, diğerleri için geçerli olan, yine aynı şekilde devam edecekti.

Kapının çalınması ile kapıya doğru ilerleyip kapıyı açtı. Ona gülümseyen Hacer hanıma o da tebessüm gösterdi.

"Günaydın oğlum, gelin kızım için kıyafet istemişsin. Hivda bir şeyler ayarlayıp gönderdi."

Mardin'e Tutsak. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin