11-) İNTİKAM

17 4 0
                                    

Hafiften gözlerini araladı. O anda tavan ile karşılaştı. O neredeydi? En son olanlar aklına gelince yattığı yumuşak yerden kalktı. Hâlâ depoda mıydı? En son olanlar aklına geldikçe içine bir korku giriyordu . Yattığı yerden kalkınca hiç beklemediği bir manzara ile karşılaştı. O, odasındaydı. Depoda değil . Ama bu nasıl olur? Onun şimdi depoda olmadı gerekmiyor muydu? Evet, o şimdi depoda olmalıydı. Yoksa bu olanlar bir rüya mıydı? Hayır . Bir rüya olamazdı. O kadar çok gerçekçiydi ki o korkuyu hâlâ benliğinde hissediyordu .

Bileğine  baktığında morardığını farketti . Bu bileği en son Kaan tutmuştu ve onu bu şekil sürüklüyordu. Neden? Çünkü onu sinirlendirmişti. Ve Kaan buna sinirlenmişti. Çünkü dediğini yapmıştı. Kızmıştı ve kızdığında hiç iyi şeyler olmuyordu .
Ona olduğu gibi . Bunları aklından uzalaştırmaya çalıştı ama olanları hatırlamaya ihtiyacı vardı. Buraya nasıl geldiğini öğrenmesi gerekiyordu . Kaan ile konuşmadan önce bir depoya getirilmişti. Peki o depoya nasıl gelmişti? Bunu hatırlayınca içini bir nefret dalgası kapladı. Onu Furkan ve grubu bir de vampirler oyuna getirmişti .

Bu okuldaki öğrenciler . Belliki hiç biri onu sevmiyordu ve hepsinin nefretini kazanmıştı. Ama artık o da onlardan nefret ediyordu . Onlardan intikamını almalıydı çünkü onlar onu ölüme sürüklemişti. Kurt adamlar ile anlaşma yapmış, Abel'i onlara vermişti . Kim bilir ne karşılık almışlardır. O depoya gittiğinde pis ve iğrenç bir koku ile karşılaşmıştı. Daha sonra cesetler, duvara ve yere sıçramış kanlara, paslı ve kokan bir depo ile karşılaştı. Ardından depoya doluşan kurtlarla ve Kaan...

Kaan'ı gördüğü ilk anda ona âşık olmuştu . O, kurtlar varisine âşık olmuştu. Ama bu yaptığı en büyük hataydı . Ve kurtlar prensi bunu bizzat ona göstermişti. Onu sürükleyerek, ona bağırarak...Belki de onu öldürecekti. Abel'in hayatında hiç unutamayacağı bir ders vermişti ona. Küçükken yaşadığı şoku gün yüzüne çıkarmıştı ve bunu yaparken tek bir merhamet duygusu barındırmıyordu.

Abel de, yaşadığı şoktan dolayı bayılmıştı. En son o evdeyken, ailesinin katledildiği gün , ellerini yüzüne siper etmişti . O şekil saatlerce ağaçta durmuştu . Ancak, gece yarısı olduğu vakit polisler onu bulana kadar o şekil kalmıştı. Ve o korkuyu hâlâ içinde saklıyordu. Ve Kaan'da bu korkuyu ikinci kez yaşamasına neden olmuştu ve belki de Kaan yüzünden unutmaya ve yaşamamaya çalıştığı o korkuyu bundan sonra bir çok kez yaşayacaktı. Ama en önemlisi; Kaan onu öldürmek istememiş miydi? Şimdi neden buradaydı?

Pencereye yaklaştı ve pencereden dışarı baktı. Yanlış tahmin etmemişti. Okuldaydı ve öğrenciler bahçede dolaşıyor, vakit geçiriyorlardı. Bugün cumartesi olduğu için ders de yoktu. Anlını ovdu ve tekrardan yatağına oturdu . Vampirlerden intikam almak istiyordu . Bunu istiyordu! Onu öldürmeye çalışmışlardı ve bunu onların eline bırakmazdı! Neden burada olduğunu ve nasıl geldiğini bilmiyordu ama şunu biliyordu ki bu konuda vampirlerin bir gıdım faydası olmamıştı.

Ama nasıl buraya gelmişti?

Şimdi bunu düşünmeyecekti. İntikam arzusu yavaş yavaş vücuduna yayılırken sadece vampirleri pişman edecek, onları mahvederdi bir şey istiyordu . Ve bunu kendisi yapmalıydı. Onlar yüzünden şoka girmişti . Belki de orada aklını yitirebilirdi!Yatağından bir hışım kalktı ve direkt odadan çıktı. Ama tam da odanın önünde durdu ve bir koku aldı. Bu koku çok yakındaydı ve şüphesiz kendisinden geliyordu . İğrenç koku...

Kan kokusu kendisinden geliyordu . Midesi ağzına gelmeden ve daha doğrusu biri onu bu halde görmeden önce odasına girmeli ve güzel bir duş almalıydı. Ayrıca, hemen bu giysilerden kurtulması gerekiyordu . Hemen odaya girdi ve arkasından kapıyı hiç düşünmeden kilitledi . Artık kimseye güveni kalmamıştı bu okulda . Ne de olsa o sadece bir insandı ve karşısında yüzlerce yaratık vardı.

Banyoya girdi ve kendini sıcak düşün içine attı . Bu onu rahatlatmıştı. Sonunda rahat bir uyku uyuyabilecekti belkide. Korku olmadan, endişe olmadan rahat bir uyku çekebilecekti. Duştan çıktıktan sonra dolaptan uzun bir tişört ve siyah dar bir pantolon çıkardı . Bunları giydikten sonra kızıl saçlarını taramak için aynanın karşısına geçti .

Uzun saçlarını tararken aynadaki görüntüsünü görünce şaşırdı. Yüzü solmuş, göz altları morarmıştı. Gerçekten de berbat görünüyordu. Derin bir nefes alarak saçlarını taramayı sürdürdü. Ne de olsa yarın hepsi geçecekti. Yarın yine eski haline dönecekti ama hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktı. Bunları düşünürken aynanın kenarındaki notu farketti. Çatık kaşla notu eline aldı ve notu incelemeye başladı. Bu not buraya nasıl gelmişti acaba?

"İsteseydim seni orada öldürebilirdim ama bir şans verdim. Bu şansı iyi değerlendir ve bir daha bizim işlerimize karışma . Aksi taktirde bu son müdahalen olur küçük kız."

"Kaan."

Aslında sevinmeli ya da rahatlamalıydı ama o sinirlenmişti. Kendini hükümdar sanan biri ona acımıştı ve bu onu sinirlendirmişti. Nedense bu notu okuduğunda kendisini küçük, savunmasız biri olarak gösterilmesi onu sinirlendirmişti .

İsteseydim seni orada öldürebilirdim.

İşte bu söz onu sinirlendiriyordu. Notu yırtarak yatağına girdi . "Yarın, hiç bir şey eskisi gibi olmayacak. Ve ben, Abel Tekingöz bana yapılanları asla unutmayacağım. İntikamımı almak için elimden geleni yapacağım!"

*    *    *    *

Odaya giren güneş ışığı nedeniyle rahatsızca kıpırdandı. Gözlerini hafiften aralayarak tavana baktı. Dünkü sözleri kulaklarında yankılanıyordu .

Yarın hiç bir şey eskisi gibi olmayacak!

Bu sözü vampirler için kullanmıştı ama bir de ortaya kurtlar girmişti . Kurtlar dediğinde ise aklına birileri değil sadece bir kişi geliyordu . O da Kaan'dı. Kaan , güya ona acımıştı. Notu görünce heyecanlanmıştı ama sonra bir düşününce Abel'in yenmeyecek kadar kalitesiz bulduğunu vurguluyordu .

Oysa, o sadece Kaan'ın ondan hoşlandığını sanmıştı.

Ama böyle bir şey yoktu. Kaan insan katili bir kurttu . Ve asla bir insanı sevmeyecekti . Ama Abel ne derse desin asla duygularına yalan söyleyemiyordu. Kaan'ı hâlâ seviyordu ama bir an önce bu duygudan da arınması gerekiyordu .

Kaan'dan da intikam almalıydı. Onu öldürmek gibi bir düşüncesi yoktu tabii. Zaten istese bile bunu başaramayacağını da biliyordu . Ama orada öldürdükleri insanları düşününce en azından Kaan'ı ifşa etmesi gerekiyordu . Bir şey yapması gerekiyordu. Kaan'ın o insanları öldürdüğünü ya da en azından o insanların kimler tarafından öldürüldüklerini ve kaçırılmadıklarını anlamalarını sağlaması gerekiyordu .

Yoksa gerçek anlamda pişmanlık çekecekti ve buna hiç niyetli değildi .  Böylelikle Kaan sinirlenecekti çünkü karnını doyurmayı bile bilmeyen ve bunu yapsa bile eline yüzüne bulaştıran bir Kürt olarak bilinecekti. Hem böylelikle kendini üstün görmenin ne olduğunu öğrenecekti. Ama Abel bir taraftan da bunun kendisini tehlikeye atmaktan başka bir şey olmadığını biliyordu çünkü bunları yapmak, birebir Kaan'ın nefretini kendisinin üstünde birikmesi gerekiyordu ve bu da demek oluyor ki Kaan onun peşini bırakmazdı.

"Ciddi ciddi ondan intikam mı alacaksın? Hem de bu şekil."

"Evet, bunda ne var ki?"

"Sen önce şu video işini halletsen mı diyorum? "

"Aa! Doğru tamamen aklımdan çıkmış! "

"Ama ben anlamadım. Önce kimden intikam almayı düşünüyorsun? Vampirlerden mi, Kaan'dan mı yoksa Avcı'dan mı?"

"Avcı'dan intikam almayacağım . Avcının kim olduğunu insanlara göndereceğim ve bu şekilde katil ortaya çıkacak . "

"Hani avcı masumların tarafındaydı? Ne ara kötü kalpli katile dönüştü?"

"Ne yapayım? Onun kimliğini ortaya çıkarmazsam o zaman meraktan çatlarım. Hem, onun da tepkisinin ne olduğunu görmek istiyorum."

"Hem Kaan, hem avcı. Çifte bela diyorsun yani."

"Eh , öyle de denebilir."

LiseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin