§1§ "DEJAVU"

2.8K 375 122
                                    


(ʘᴥʘ)

...Eylül geldi sonra, bir anda

Sensiz oldum, siyah oldum

Hem yandım, hem kayboldum.

Eylül geldi sonra, bir anda

Sorular sordum, yoruldum,

Hem yıllandım hem çocuktum.

Ben değiştim, her şey değişti,

Daha gerçekti, daha temizdi,

Zaman yoktu örneğin saçlarında,

Beni sevmiştin hatta...

Kulağımda çalan ama kalbimde hissettiğim şarkı sözleri, beni biraz da olsa dünyadan soyutluyordu. Şarkı dinlerken bir şekilde daha huzurlu ve daha "kendim gibi" hissediyordum. Şarkı sözleri bana yalnız olmadığımı fısıldıyordu daima. Benim yüreğimde hissettiğim sözleri, bir başkasının da dinlediğini ve dışlandığım bu dünyada en azından birilerinin hâlâ benimle aynı duyguları paylaştığını bilmek gerçekten özel bir duyguydu. Müzik, benim için dünyadaki sorunlarımdan kaçmama yardım eden birkaç seyahat aracından birisiydi. Başka bir boyutta farklı bir kılıkla düşünüyordum çünkü müzik dinlerken. Hayatta kalabilmeme yardım eden, bana kim olduğumu hatırlatan ve umudun hala var olduğunu fısıldayan küçük bir kaçamaktı müzik...

Ellerimi yağmurluğumun cebine koyup çevremdeki insanları izlemeye başladım. Hemen hemen herkes mutlu görünüyordu diyebilirim. Daha doğrusu, herkes yüzündeki maskeye uygun davranmaya çalışıyordu. Bazıları hariç tabi, onların da henüz bu balo için fazla deneyimsiz olduğu gözlerinden kolayca okunuyordu zaten. -Masum, meraklı ve gereğinden fazla hayalperest.- Kısa zaman önce ben de tam olarak böyleydim. Acının ne demek olduğu hakkında hiç bir fikrim yoktu mesela. Gülüşlerim, arkasına saklandığım bir maske değildi o zamanlar. Hayatın gerçekten eğlenceli olduğunu düşünürken maske takmak zorunda hissetmiyordunuz çünkü. Yalanlara inanmak gerçekleri öğrenmekten her zaman daha çekiciydi. Ama bir gün öyle acımasız ve ani bir şekilde tanıdım ki gerçekleri şu an benim yerimde başka birisi olsa yüksek olasılıkla, gökyüzünü ağaçların kapladığı bu küçük parkta değil, etrafını beyaz duvarların çevrelediği bir akıl hastanesinde olurdu...

Dinlediğim müziğin aniden kesilmesiyle düşüncelerimden sıyrıldığımı fark ettim. Kendi kendime gözlerimi devirerek telefonumu cebimden çıkarıp bıkkın gözlerle ekrana baktığımda, Eftalya arıyor yazısıyla karşı karşıya geldim. Tam müziğe kendimi kaptırmış ve düşüncelerimin arasında ufak bir sörf gezintisine çıkmışken seyehatimi bölmesi istemsizce yüzümü buruşturmama neden olmuştu.

Aslında bakarsak, Eftalya; bir yıl önceki olaydan sonra beni bırakmayan, yanlızlığımla olan ilişkimi daha katlanılabilir yapan tek kişiydi şu hayatta. Hakkımdaki her şeyi en ince ayrıntısına kadar bilen, çocukluğumdan beri yanımda olan ve olmaya devam eden tek kişi... Birlikte her şeyimizi paylaşırdık, bizi bizden iyi anlayan başka insan yok sayılırdı etrafımızda. Kendimizi bildik bileli bir aradaştık yani. Ama Eftalya'nın babaannesini görmek için yurtdışına gitmesi dolayısıyla yaklaşık üç aydır birbirimizi göremiyorduk -her ne kadar sabah, ve gece yatmadan önce telefonla konuşup her saniye masajlaşsak da- ikimiz de birbirimizi fazlasıyla özlemiştik. O hep yanımda olmuştu ve aramızda tam bir "Harry Potter" dostluk bağı vardı.Beni Harry'ye, Eftalya'yı da Ron a benzetirsek eğer bir tek Hermione' miz eksikti aramızda. Göze çarpan tek fark onların üç, bizimse artık iki kişi olmamızdı.

MASKELİ BALO Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum