31.BÖLÜM

193 141 29
                                    


Oy vermeyi ve satır aralarına yorum yapmayı unutmayalım lütfen, iyi okumalar...






HERKESE YABANCI

31.BÖLÜM:


"Ne cenneti merak ediyorum ne de cehennemi; çünkü ben annemi gülerken gördüm ağlarken de..."

                               Özdemir Asaf



Mutluluk, benimleydi. Mutluluk benimde kapımı çalmıştı ve ben onu seve seve içeri buyur etmiştim.

Artık nişanlıydım, sevdiğim adamla her gün dahada yakınlaşıyordum. O ben oluyordu, ben o oluyordum. Biz değil iki beden tek parça oluyorduk.

Nişan gecesi tuzlu kahveyi Fadik içmişti ve herkes buna çok gülmüştü. Ama Fadik yüzükleri taktıktan sonra rahat durmamıştı ve tatlı servisinin yanında getirdiği meşrubatlardan birinin içine wasabi koymuştu ve içmesi için Barış'a vermişti. Barış içinde ne olduğundan habersiz içmişti ve kusma raddesine gelmişti. Barış'a bir şey olacak diye çok korkmuştum ama Fadik bir şey olmayacağından emindi. Barış geceyi sağlam atlatmıştı. Fadik'in savunması ise Barış'ın tuzlu kahve içmemesiydi o yüzden böyle bir hareket sergilemişti. Her şeye rağmen hayatımın en güzel gecesi olmuştu.

Şimdi hepimiz toplandık ve piknik yapmaya Beykoz Kaymakkonduran ormanına  gidiyorduk.

Arkadaşlarımın hepsinin farklı şehirlerde kendi hayatları olduğu için kısıtlı olan zamanımızı dolu dolu geçirmeye çalışıyorduk.

Bir hafta sonra düğünümüz vardı, çok heyecanlıydım. Barış ile aynı evi paylaşacaktım.

Düğünden sonra Beren yurt dışına gidecekti. Fadik ve Fırat'ın da İzmir'e dönmesi gerekiyordu.

Düğünümden sonra ayrılacaktık ve bu beni üzüyordu, onları yeni bulmuşken yine ayrılık aramıza giriyordu.

Barış'ın arabasına Fadik, Fırat ve ben binmiştik. Kaan ve Mayıs Sarp'ın arabasıyla gidecekti piknik alanına. Pamir ve Beren de Pamir'in arabasıyla gidecekti. Biz gittikten sonra Çağan abi işlerini bitirirse Maya'yla aramıza katılacaktı.

Arabanın içinde eski şarkılardan biri çalarken Barış arabayı çalıştırmıştı.

"Anlatın bakalım."dedim Fırat ve Fadik'e bakarak.

"Ne?"dedi ikisi aynı anda, gülümsedim.

"Tanışmanızı biliyorum zaten peki nasıl sevgili oldunuz?"diye sordum.

"Biz sevgili değiliz."dediler yine aynı anda konuşmuşlardı.

Göz devirdim.

"Nesiniz siz? Kardeş mi?"dedim ve aklıma ilk tanıştıklarında Fadik'in ona abi dediği geldi.

Ben gülerken onlar bana bakıyordu. Sustum ve anlatmalarını bekledim.

"Üniversite sınavında İzmir'i yazdım ve ailemle İzmir'e taşındık. Ben Dokuz Eylül Üniversitesinde hukuk okurken o Ankara Hacettepe'de tıp okuyordu. Yine mesajlaşıyorduk ailemin haberi yoktu ve onun anksiyetesi olduğu için birbirimize gidip gelemiyorduk."  dedi Fadik.

Barış'a göz ucuyla baktığımdaysa dikkatli bir şekilde yola bakıyordu ama bizi de dinliyordu.

"Üniversite yıllarımız boyunca mesajlaştık. Ben geçen sene üniversiteyi bitirdim ve stajımı İzmir'de yapmak için İzmir'e geçtim. Bu sayede Fadik'le de görüşebiliyorduk."dedi Fırat.

"Ne oldu şimdi? Siz hâlâ kardeş misiniz?"dedim Fadik susmam için kaş göz işareti yapıyordu.

"Kardeş değiliz Hayal. Çünkü bir şeyler hissediyoruz birbirimize karşı."dedi Fırat.

HERKESE YABANCI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin