2-) KANLI NOT

22 6 5
                                    

Müdire ile boş koridorda ilerliyordular. Cılız ay ışığı koridoru dev , geniş pencerelerden koridora yansıyordu. Yarım saattir sessizlerdi. Ortamdaki sessizliği müdüre bozdu: "seni, burada yıllarca okuyan öğrencilerin bulunduğu koridoradaki, okul açıldığından beri boş olan odaya götüreceğim. Bundan sonra orada kalacaksın. "


Müdire , iki kanatlı hafif paslanmış kapıyı araladı. Ne kadar paslı görünsede oldukça yeni görünüyordu . Kaygan zeminde ilerlerken bu koridorun öbür koridordan biraz daha karanlık olduğunu farketti. Bir bir odaların yanından geçerken gerçekten de burası çok ürkütücü gelmişti ona . Cılız, beyaz renkte kapıların önünden geçerken içinden bir ürperti geçti . Müdireyi sevmemişti orası kesin ama bu odalarda farklı bir his vardı. Soğuk ama garip bir soğukluk. Ayrıca burası sanki kanla karışık oda kokusu gibi bir şeydi.

Sanki birileri bu kokuyu kapatmak için odalara koku sıkıyordu.

Müdire, Abel'edöndü: "hızlı ol." Ona bakmamaya çalışarak müdirenin yanına geldi ama mesafesini yine koruyordu .
Tam bir odanın önünden geçiyordu ki aniden kapı açıldı. Korkarak geriye bir kaç adım attığında o kişiyi gördü. Kestane rengi gözleri ve oldukça beyaz teni olan ince gözlüklü olan bir çocuk kapıyı açarak dışarı çıktı. Çocuğun teni öyle beyaz ve soluktu ki koyu bir makyajla kapatılmaya çalışıldığı ortadaydı.

Çünkü yüzü ay ışığında bile görünüyordu . Kenarlarında beyazlar taşmıştı ki, zaten makyaj beyazlığı kapatmaya yaramamıştı.
Müdire: "aa, Furkan? Gece gece neden odandan çıkıyorsun evladım?"

Çocuk müdüre döndü, gayet rahat bir edayla: "avlanma- " tam o sırada çocuk bir koku almışçasına burnu kıpırdadı ve arkasını dönünce Abel ile karşılaştı. Abel neredeyse korkudan oradan kaçmaya yeltenecekti çünkü çocuğun gözleri sarıdan siyaha dönmüştü. Gözleri öyle koyu bir renk almıştı ki Abel neye uğradığını şaşırmıştı. Bunlar olurken bu okulda işlenen insan cinayetlerini hatırladı ister istemez. Yutkunarak çocuğa baktı ve daha fazla bu korkutucu anı sürdürmemek adına kendini güçlü göstermek için çabalayarak elini ona uzattı ve söze şöyle girdi: "merhaba. Ben Abel...tanıştığıma memnun oldum ."

Çocuk Abel'i öyle bir süzdü ki çocuğun kasıldığını anladı . Sanki kötü bir koku almış gibi burnu kımıldıyordu. Ve sanki dudak altındaki dişleri büyümüş gibi dudakları hafif kabardı.
Yutkundu ve bir kaç dakika bu şekil Abel'i süzdü. Acaba kötü mü kokuyordu . Ter...evet, en iyi tahmin buydu . Müdirenin sahte öksürüğü aradaki anı bozdu . Çocuk kendini toparlayarak isteksizce Abel'in elini sıktı ve Abel o anda ürperdi .
Eli öyle soğuktu ki Abel ikinci kez titredi ve elini çekmek için saniyeleri saymaya koyuldu.

Elini çekmek istiyordu çünkü bir yandan da elleri çok güçlüydü ama onun en çok fark ettiği yer ellerinin soğukluğu idi .
Çocuk ondan önce davranarak elini çekti ve müdireye büyük bir hızla döndü;

"Efendim, izninizle yemekhaneye gitmek istiyorum ."

Yüzü kasılmıştı ve durmadan burnu kımıldıyordu. Müdire nazikçe elini koridora uzattı ve o anda çocuk koşarak ortadan yok oldu . Normal olmayan bir şekilde ikinci koridora varmadan yok oldu. O, çocuğun ardından bakarken müdire: "devam edebiliriz ."

Odanın önüne geldiğimizde başka bir koridordaydık. Burası boş bir koridordu. Bu sefer korkusu iki kat arttı. Zaten uykusu da vardı ama korku daha baskın geliyordu . Kapı iki koridor ötedeydi; ayrıca, oldukça korkutucuydu. Bu koridorda bir tek oda bile dolu değildi. Titrek bir nefes verdi. Müdire: "odana geçebilirsin. Bu da anahtarın. İyi uykular."

LiseWhere stories live. Discover now