Mardin'e tutsak 3

Začať od začiatku
                                    

"Hanımağam duyunca çok kızacak. En azından anne ve babanıza söyleseydiniz."

Azad duyduklarına tahammül edecek durumda değildi. Sesli bir nefes alarak sakinleşmek için biraz bekledi elleri ile yüzünü sıvazlayıp "Fatma hanım üstüne vazife olmayan şeyler hakkında konuşma, onların tepkisi beni ilgilendirir. Ağa ben isem onlar da sözümün üstüne söz söyleme haklarının olmadığının bilincindeler. Şimdi sana dediğimi git yap ve bir daha da sözümü ikiletirme."

Fatma hanım duydukları ile" tamam ağam" diyip odadan çıktı. Biraz daha ısrar etse büyük bir azar işiteceği kesindi.

Merdivenleri çıkıp tekrar yukarı çıktı. Kapı çalıp içerden gir sesini bekledi. Ses gelmeyince iki üç defa bunu üst üste tekrar etti. Kızın kendisine bir şey yapma korkusu ile kapıyı açıp içeri girdi.

Yatağa oturmuş sessizce ağlayan Zerya'yı görünce üzgünce ilerledi. Elini Zerya'nın omzuna koyup yanına oturdu. Kızın korkusunu isteksizliğini anlıyordu. Ne yazık elinden gelen hiçbir şey yoktu.

"Kızım kalk abdest al elini yüzünü yıka Azad ağam seni bekliyor. Birazdan hoca gelecek."

Zerya yüreğinin kabullenemediğini kulakları ile duyuyordu. Sesli bir şekilde hıçkırıp ağlamaya devam etti. Bu nasıl bir kader di. Bugün en mutlu olması gereken günüydü lakin bugün kabusu oluyordu. Ömrünün en kötü günü olarak kaderine yazılaçakdı.

Hıçkırıkları arasında kekeleyerek "ben istemiyorum ki, ben başkasını seviyorum. O anlamıyor benden ona eş olmaz. Lütfen abla söyle ona vazgeçsin. Ben ona kötü bir şey yapmadım." Fatma Hanım'ın ellerini tutarak göz yaşlarıyla "Allah aşkına konuş onunla belki yaptığı yanlışın farkına varır."

Ağlayarak konuşuyordu ve göz yaşları döküyordu. Bir umut belki ona yardım eder diye ne yazık Fatma hanımın elinden gelen hiçbir şey yoktu. Fatma Hanım ona üzgün gözlerle bakıp
"Kalk kızım Azad ağa asla geri adım atmaz. Abinin hayatı ortada olmasa seni kendi ellerimle bu konaktan çıkarırdım ama sen daha köşeyi dönmeden o abine kıyar." Zerya'nın ellerini sıkıp ona güven vermeye çalışan bir edayla "Kendini biraz toparla her şey olacağına varır. Belki de kaderin zaten Azad ağaydı. Biz bize yazılan hayrı bilemeyiz."

Orta yaşlı kadının söyledikleriyle daha sesli bir şekilde ağlamaya başladı.

"Ben onu sevmiyorum abla, hiç tanımıyorum. Allah aşkına bunun hayrı ne olabilir ki."

Hıçkırıkları arasında "Allah rıza için yardım et" dedi Zerya.

Fatma hanım elinden hiçbir şey gelmiyeceğinin farkındaydı. Aşiretler bile toplansa karar belliydi. Ya ölüm ya da berdel. Pervin Hanım müdahale etmek istiyor lakin karşısında ki adam Azad Saruhan olunca geri adım atıyordu.

Azad Saruhan hükmü kendisi vermişti. Kimsenin olaya müdahale etmesine bile izin vermemişti.

Zerya'nın kolundan tutup onu ayağa kaldırdı. Odanın için de bulunan banyoya sokup kendisine biraz gelmesi için elini yüzünü yıkadı. Sonra abdest almasını söyleyip banyodan çıktı.

Zerya uzun bir süre aynadaki görüntüsüne baktı. Gözleri ağlamaktan kıpkırımızı olmuş.

Üstündeki beyaz elbise sevdiği adam tarafından alınıp gönderilmişti. Sözde bu akşam ailesine açılacak, sözleri kesilecek ve dini nikahları kıyılaçaktı. Çünkü Gewer amcam izin verirse dini nikah demişti.

Şimdi başkası ile nikahı kıyılacaktı. Ellerini lavaboya dayayıp büyük bir nefes aldı abisinin hayatı için bunu yapabilirdi. Yavaş bir şekilde abdest aldı. Saçlarını ıslattığı elleri ile biraz toparladı. Üstündeki elbisenin eteğini düzeltip tekrardan büyük bir nefes aldı. Bakışları parmağında ki yüzüğe gitti belki onun gönderdiği elbiseyle başkasına eş oluyordu ama bunu parmağın da onun yüzüğü varken yapmayacaktı. Titreyen elleriyle parmağında ki yüzüğü çıkardı ve gözleri dolu dolu bir şekilde boynunda ki kolyeyi çıkarıp parmakları arasında ki yüzüğü kolyenin zincirine geçirdi ve tekrar boynuna taktı.

Mardin'e Tutsak. Where stories live. Discover now