Taçsız Kral

912 83 252
                                    

İlk benden olsun istedim

!!!SPOILER İÇERİR!!!

-

William James Moriarty.

İsmi bile sahte olan birisi için çok fazla hayalleri ve hedefleri olan, hırslı bir adam olarak nitelendirilebilirdim.

Ve şimdi, hırslarımda boğulmuşken bu köprünün ucunda sonuma doğru adım adım ilerleyen vücudumun titreyişlerine uygun bir ritim tutturarak dans etmeye çalışıyorum.

O'nun gelmesi yakındır.

Muhteşem gösterimin son sahnesini perdelemek bana inanılmaz bir heyecan veriyor, kalbim durduğu yerden bana tezahürat yapıyor sanki.

Çoktan ölümü kucakladığıma yemin edebilirim. Tabii benim gibi bir adamın yemini ne kadar tutarsa.

İsmimi başta söylemiş olsam dahi bu isim beni gizleyen bir perdeden başkası değil. Açık olmak istiyorum. Günahlarımı dökmek istiyorum. İhanetlerimi sağa sola saçarken tüm insanlığa haykırmak istiyorum.

Ben, İsa'nın biricik arkadaşıyım. Ben İsa'nın biricik ihanetçisiyim. Ve ben, bu defa cezama yüce olanın gazabına maruz kalıp zorunlu olarak gitmiyorum.

Onu seçmemin sebebini sorgulamış olana, cezama yardımcı olması için ihanetimin en çok değdiği kişiye yardım için bir mektup gönderdim. Bu defa ekmeğini değil de mektubunu bana sağdan vermesi için.

Amaçlarımı bir bir gerçekleştiriyorum.

Her şeyi bu yozlaşmış toplum adına yapıyorum aslında çünkü şeytanlar aradan çekildiğinde insan zihni yeniden huzura kavuşur. Bu huzura erişmek için kırmızı ipliği yakalamış olan ona ihtiyacım var. Beni aradan çekmesi için ona ihtiyacım var.

Yavaşça ayağımla tahta köprünün yıkılmış zemini üzerinde ritim tutuyorum. Ay ışığı tüm kötülüklerimi ortaya çıkarmak ister gibi üzerime yansıyor. Beynimin içinde devasa bir orkestra bağır çağır eğleniyor. Gözlerim dalıyor bazen ta ki o siyah ve beyaz dünyamı tekrar kan rengine boyamak için gelene kadar.

Ellerimdeki kan desenleri uzayarak boğazıma çıkıyor. Yüzüne serin bir huşuyla bakıyorum.

O benim biricik İsa'm, o benim biricik cezalandırılma yöntemim.

Reverans yapmak istiyorum ama bu durum ve karakterim için abartı kaçar gibi geliyor. Sıkıntı etmiyorum, hep sustuğum gerçekleri kendimle beraber götürerek köprünün altındaki karanlık sularda balıklarla paylaşabileceğimi tahmin ediyorum.

Son sahnenin son hazırlığı olan dikkat fişekleri patlıyor ve havaya beyaz bir sisle devasa bir ses yayılıyor.

Sevgili İsa'm, Sherlock, acaba bana kızıyor mudur diye düşünmeme gerek kalmadan hatlı kaşlarının çatıldığını ve alnında ufak izlerin oluşmasını sağladığını görüyorum.

Bu beni havaya sokuyor. Onu alt etmek, onu mahvetmek istiyorum. Onu pek çok çıkmaz sokağa sokup nasıl kurtulacağını izlemek istiyorum. Kurtulamadığı zaman yukarıdakine yalvarışını izlemek istiyorum.

"Demek böyle oynayacaksın?" Diyor bana adım adım ilerlerken.

Elimdeki sopanın içerisindeki ince bıçağı çekiyorum. Silah kullanmıyorum, burada öldürmek istediğim kişi o değil.

Üzerine atılıyorum, dans ediyorum. Çevremde dönerken hareketlerimin zerafeti var mı yok mu umursuyorum çünkü son dansımı ve son gösterimi herkese sevdirmeye çalışıyorum.

Son kez herkesin önünde güzel olmak istiyorum. İsa'ma olan ihanetim, onun bildiği bir gerçek olan ihanetim, gözlere güzel gelsin istiyorum. Günahların güzelliği gibi.

Uzun bıçağımı tutarken ellerimizi buluşturup kısa bir güç savaşına giriyoruz. Önceden bazı geceler tutunacak destek olan elleri şimdi yine beni tutmak istiyor gibi geliyor.

"Vazgeç," Sesi umutsuz çıkıyor, istemiyor belki de bu defa Yehuda'nın cezalandırılmasını. "ölüm basit bir kurtuluş olacaktır, Liam!" Emin konuşuyor ancak bilmiyor ki çoktan cehennemden güzel bir köşeyi din tüccarlarından satın aldım. "Yaşa ve hakkıyla kefaretini öde!"

Gülüyorum, aklımı çelmeye çalışmasına, güzel bir şekilde. "Çoktan kararımı verdim, sevgili Sherlock." Bizi izleyip bana hakaretler yağdıran halkın tatmin olduğunu düşünerek uzun bıçağımla son bir hareket daha yapıyorum. İsa'mın güzel yüzünde derin bir yara bırakıyorum.

Ben ihanetin vücut bulmuş hâliyim, bencilliğiyle bilinmiş olanım; ona benden bir hatıra bırakmak başından beri aklımın içerisinde dönüp duruyordu. İsa'mın her baktığında beni hatırlayacağı güzel bir hatıra.

Yavaşça tekrar geriye adımlıyorum. Ateşe verdiğim şehrin isli havası burnuma doluşuyor. Ben geri gittikçe Sherlock da bana yaklaşmaya başlıyor.

Ölümü kucaklamak için hazır olduğunu haykıran beynim beni zorluyor. Gıdıklanıyor ve kaşınıyor sanki.

Kollarım açık bir şekilde kendimi geriye bıraktığımda sessizce gitmeyi hedefliyorum. Ölümün soğuk havası beni bir an için sarıyor ancak tek elimi yaşamın sıcak havası yakalıyor.

Bu defa İsa, ihanetçisinin ölmemesi için çabalıyor.

"Neden?" Sesim sakin, herhangi bir acı hissiyatını tatmamış gibi yumuşak. "Tüm doğrularına ters olan tek insan için bu kadar ileri gitmene gerek yok, Sherlock."

"Aptal!" Bağırıyor bana. Hayatımda ilk defa zekâma değil de aptallığıma laf edildiğini fark ediyorum. Ufak bir şaşkınlık silsilesi beni sarıyor ancak ifadesiz suratımda sadece küçük bir gülümseme peydah oluyor. Çünkü benim ilklerimin onun olması aşırı derecede hoşuma gidiyor. "Ölüm bu işin çözümü değil! Hiçbir şey için geç değil, Liam!"

Bana 'Liam' demesi başından beri yumuşak bir şekilde baktığını sandığım bakışlarımın cidden yumuşamasını sağlıyor belki de. Dudaklarım istemsiz hareket ediyor. İtirafımı taçlandıran ay ışığı bizleri büyülüyor. "Beni yendin, Sherly."

Ona Sherly demek istiyorum, ona o an yakın olmak istiyorum ve bunu başarıyorum, yüzündeki acılı ifadeden bunu anlıyorum.

Mükemmel sonu daha fazla bekletmek istemiyorum. İnce bıçağımı omzuna yüzeysel bir yara açacak kadar sert geçirdiğimde beni bırakıyor.

"HAYIR!" Ve İsa, biricik ihanetçisinin ardından böyle isyan ediyor. "HAYIR LÜTFEN!"

Elleri arkamdan uzanıyor beni tutmak için ama çoktan ulaşamayacağı kadar uzaklarda oluyorum. Bana erişemiyor, belki de buna korkuyor. Bir kâğıt parçası gibi, ona gönderdiğim mektup gibi düşüyorum.

Sessizce, bu defa cidden beni yakalayan ölüm soğukluğunun karşısına hiçbir şey çıkmıyor. İhanetimin bedelini ödeyerek herkese temiz bir hayat armağan ediyorum.

Ben Yehuda'yım. Ben, ihaneti yüzünden cezalandırıldığı ya da omuzlarındaki yüke dayanamadığı için intihar ettiği söylenen hainim.

Bu defa hiçbir zorlama olmadan; kendi isteğimle her şeyden vazgeçiyorum ve yüce olanla anlaştığım yere doğru ufak bir adım atmış oluyorum. Bana oradan bedavaya sattıkları arsayı kullanabileceğim için tüm din tüccarlarına teşekkürlerimi sunuyorum.

Ve ben, Yehuda, İsa'ma böyle veda ediyorum.

-

Yahuda/Yehuda, Hz. İsa'ya ihanet eden ve bu yüzden Allah'ın gazabına maruz kalan; Hz. İsa kılığına büründürülerek çarmıha ilk giden kişi olarak anlatılır çoğu hikâyede, pek çok farklı versiyonu da vardır tabii

Bu oneshot üzerine gidip namaz falan kılmam lazım cidden ağlicam JEMGOÖELGLSKFÖE

Sonu değiştirdim, artık liam yaşamıyor bb

Yehuda | SherLiamWhere stories live. Discover now