Bölüm 6: "Palüde."

Start from the beginning
                                    

Burada, onunla kalacaktım.
Onu gördükten sonra ben tekrar hayata bağlanmıştım.
Kopamazdım ki kolay kolay.
Başıma ne gelecek bilmiyordum, belki delice bir fikirdi, belki de ölüm vardı ucunda bilmiyordum ama ben o binanın içine girip onun karşısında çıkmak istiyordum.
Sessiz sevişlerim kalbimi artık tatmin etmiyordu.
Silikçe gülümsedim.

"Palüde. Seni bulacağım tek adres artık sevgilim." Diye mırıldandım.

🌑

Havanın aydınlanması ve sokakların eski canlılığına geri dönmesi ile devam eden yürüyüşümde bir markete girerek kasiyer kızdan telefonunu ödünç istemiş ve babannemi aramıştım. Bulunduğum yeri de kasiyer kıza konum attırmıştım.
Kısa sürede babaannemin şoförü Orhan abi gelip beni eve götürmüştü. Bu sürede babaannem ile sarılıp iyi olduğumu anlayana kadar yanında oturmuştum. Söylediğine göre bazı düşmanları varmış ve bu yüzden bundan sonra bir kaç koruma ile dışarı  çıkabileceğimi söylemişti. Bunu istemesemde sesimi şimdilik çıkarmamıştım çünkü aklım ve fikrim şuan sadece Arın'daydı.
Babaannemin yanından ayrılıp odama geçtim önce güzel bir duş almış sonra ise yatağıma uzanarak onun sureti ile uykuya daldım.

Saat öğlen sonu üç gibi uyandığımda yavaşça yattığım yerden doğruldum.
Sırtımı yatağın başlığına yaslayarak bacaklarımı kendime çektim ve yüzümde oluşan tebessüm ile onu düşünmeye başladım.
Bundan sonra ne yapacaktım bilmiyordum.
Burada kalmaya karar verdiğimi daha babaanneme söylememiştim ve söylemeyi de daha erken buluyordum. Bir anda ne oldu da kalmaya karar verdin diye soracaktı çünkü.
Arını bir süre kimseye söyleyemezdim.
Derin bir iç çekip telefonumu aldım ve Defneyi aradım.
Biri ile konuşmazsam içim içimi yiyecekti.
Uzun bir bekleyişten sonra Defne telefonu açmıştı.

"Bebeğim merhaba."

"Merhaba canım ne yapıyorsun bakalım?" Dedim ve ekledim.
"Annen ve baban nasıllar?"

"Gayet iyiler bende resim yapıyordum bu yüzden biraz geç açabildim. Sen ne yapıyorsun? Nasıl gidiyor İtalya?"

Dudaklarımı büzdüm.
"Buraya alışmış değilim lakin artık alışmak zorundayım." Dedim ve hemen ekledim.
"İnsanın ruh eşinin olduğu yere alışmalı öyle değil mi?"

Defne sessizce güldü.
"Haklısın lakin ya orada değilse ruh eşin?"

"Onu gördüm." Dedim hemen.

Kısa bir sessizlik oldu karşı tarafta ve ardından bir oha sesi yankılandı kulaklarımda.
"Sen ciddi misin Miray? Sen şimdi Arın'ı gördün mü gerçekten? Bak bana her şeyi en başından anlat. Nasıl oldu? Nasıl gördün? Allahım çok heyecanlı."

Kocaman tebessüm ettim.
"Az sakin ol Defne tamam sana en başından anlatacağım." dedim ve ona dün gece olan her şeyi anlattım.
Bunun sonunda Defne peşime düşen adamlar yüzünden korkmuş ve endişelenmiş ama işin sonunda iyi olmam ve Arını görmüş olmama aşırı sevinmişti.

"Peki bundan sonra ne yapmayı düşünüyorsun?"

Omzumu silktim.
"O mekana gideceğim."

"Miray bu tehlikeli olmaz mı? Tek başına hemde?
Üstelik orası nasıl bir yer? Orda ne işler dönüyor daha bilmeden körü körüne nasıl gidebilirsin? Bu çok tehlikeli."

"Bunların bir önemi yok ki." Dedim ve Leyla olmuş benliğim ile kocaman gülümsedim.
"Ben sadece onu tekrar görmek istiyorum."

"Miray delirme istersen? Tamam haklısın bunca zaman onu bekledin, onu aradın ama bulunca bu şekilde karşısına çıkamazsın. En azından yalnız çıkamazsın. Yabancı bir ülkedesin ve ben senin adına oldukça endişeliyim." Dedi tek nefeste.

GÜL BATAKLIĞIWhere stories live. Discover now