Bölüm 7 'Tehlikeli Sular'

En başından başla
                                    

İkinci kez sözümü böldü ve söylemekte zorlandığım şeyleri bizzat kendi söyledi.
"Göz göre göre seni sevdiğimi söylemem, sonunu bildiğim bir yolda ölüme yürümem gibi, öyle değil mi?"

Bakışlarım, elimin altında ki eline kaydı.
Fazla temiz seviyordu. Zorlamadan, incitmeden...

"Bir şeyi çok merak ediyorum Efsun."
Bakışlarım anında kahve gözlerine tırmandığında, söylemesi için başımı aşağı yukarı salladım.

"Eğer o lanet gece de hayatını ben kurtarmış olsaydım, bana da aşık olur muydun?"

Hareketlerim anında sekteye uğradı.
Zehirli bir yılan kaburgalarımın arasında süzülürken, aldığım her nefeste ciğerlerime kan doldu.

En yakın arkadaşımın, bana olan aşkını bir kefene gömmesini gözlerimi kırpmadan izledim. Bu kadar acımasız olma Beria...

"Özür dilerim Uğur."

Sessiz mırıldanışım bir nevi 'hayır' demekti.

Uğur idi o. Benim Uğur'um idi. Fakat her şeyden önemlisi çocukluğumdu. Ona o gözle bakmam mümkün değildi.

"Dileme Efsun... Mutlu ol yeter benim için."

"Nasıl yapıyorsun bunu."

"Neyi?"

Kaşları neyden bahsettiğimi anlamadığı için küçük bir açıyla çatılmıştı. Omuz silktim, ve cevabını oldukça merak ettiğim semi akıttım.

"Her şeye rağmen, nasıl oluyorda beni düşünebiliyorsun?"

Kırık bir tebessüm can çekişti dudaklarında. Bir intihar ipi asıldı gözlerine ve ben bunu fark edemedim.

"Her şeye rağmen sana aşığım. Her şeye rağmen... Senden gelen her şeye razıyım. Kalbine de, kalbindekine de."

Bu seni seviyorum ama kaybedeceğimi bildiğim bir savaşa giremem demenin afilli yoluydu.

Oturduğum sandalyeden hafifçe ona doğru uzandım. Ve elmacık kemiklerinin üzerini öptüm.

Acıta acıta da olsa o benim dostumdu.

********

Etraf tıka basa doluyken, birazdan canlı müziğin başlaması için gerek hazırlıklar yapılıyordu.

"Samet, mikrofonu her zamanki yerine koyalım."

Samet'in gözleri bana hiç değmedi ve dediğimi anında yaptı.
O sırada yanıma gelen, garsona çevirdim bakışlarımı.

"Bir sorun mu var Osmancığım?"

"Efsun Hanım, A1 numaradaki müşterimiz sizinle görüşmek istediğini söylüyor."

Bakışlarım anında hemen ilerdeki masaya çevrildiğinde gördüğüm yüzlerle kaşlarım anında havalanmıştı.

Berfu Maranoğlu ve Boran doğrudan bana bakıyordu.

Burada ne işleri olduğunu bilmiyordum fakat Berfu'nun ısrarlarıyla buraya geldiklerine emindim.

Pekala, biraz stres olmuştum. Cihangir neredeydi acaba? Gelmiş miydi ki?

Anında tüm masalara oranla yüksekte olan sahneden indiğimde, adımlarım onların olduğu yere doğru ilerledi.
Geldiğimi gören Berfu anında gülümsediğinde, bende ufak bir tebessüm hediye etmiştim.

Fabrikatörün KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin