"Beni bırakıp giden sendin. Şimdi beni özledin mi?"

"Benim peşimden niye gelmedin? Beni durdurmadın bile. Hani gidersem, biterdim? Yaşıyorum hâlâ." Yatağa oturdum.

"Bitiyorsun Aybars. Farkında değil misin, sen bitiyorsun. Ölmek her zaman toprağa girmek değildir." Etrafima bakındım yaşlı gözlerle.

"Sen yokken çok kötü şeyler düşünüyorum. Bu çok korkutuyor beni."

"Birilerini öldürmeyi düşünmek seni korkutmuyor. Aslında senin korkun ne biliyor musun? Kendini kabullenmek."

"Ben neyden korktuğumu,niye korktuğumu bilmiyorum. Ama bildiğim tek şey seni sevdiğim. Lütfen gel."

"Beni seviyorsun değil mi bebeğim?"

"Seni seviyorum Efken." Telefon yüzüme kapandı. Yutkundum. Beni bırakmaması için dua ederek uzandım yatağa ve uyudum.

Üzerimde hissettiğim ağırlık ile küçük kalbim heyecanla kavruldu. Gözlerimi açtım hızla. Odanın içi karanlığa teslim edilmişti. Enseme vuran nefesi ile gülümsedim.

"Efken."dedim karnımdaki elini tutarak. Mırıltılı bir ses çıkarınca doğruldum.

"Abi?" Yüzümdeki gülüş silindi.

"Ahmet sen miydin?"

"Birde ağla istersen."diyerek doğruldu ve omzuma hafifçe vurdu.

"Özledim çok."

"Çok mu seviyorsun onu abi?" Nefesini dışarı verdi.

"Ahmet ben daha önce kimseyi böyle sevmedim. Her anımı onunla paylaşmak istiyorum."

"Abi, madem bu kadar seviyorsun ne oldu da geldin buraya?  Yoksa seni aldattı mı?"

"Bana yalan söyledi."dedim gözlerimi kardeşimin gözlerine dikerek. Ne diyebilirdim ki ona? Abin katil desem ne yapardı kim bilir?

"Ne konuda? Bak abi duyguların ile oynadıysa onu mahvederim."

"Hayır öyle değil. Biz bir konuda anlaşamadık sadece. Ben olmaz dedim o olur dedi. Topladım tası, tarağı geldim. O da beni seviyor. Biz beraber değilsek, yokuz."

"O zaman git ona. Sevdiğini söyle, sarıl. Abi bak hayat cidden çok kısa. Bak babam yok burada. Ama onunla zamanı geriye alabilsek onunla daha sıkı sarılırdı annem. Daha çok yanında olurdu. Pişman olacağın yola girme olur mu?"

Büyük bir adam gibi benimle konuşan kardeşimi omuzlarından tutarak kendime çektim ve sarıldım sımsıkı.

"Teşekkür ederim."dedim ve odamın kapısı açıldı. Ben anneme bakmak için başımı çevirdiğimde gözlerim kocaman açıldı.

"Yine mi hayal?" Ahmet kollarımın arasından çıkarak, baktığım yere baktı. 

"Sen kimsin? Hırsız mısın lan?" Ahmet yataktan sıçrayarak çıktı ve komodinin üzerindeki kitabımı aldı. "Abi polisi ara."

Göz temasını kesmeden gülümsedim.
"Geldin."

"Efken oğ-"Annem içeri adımladı ama beni ilgilendiren tek şey o an bana gülümseyerek bakan sevgilimdi.

"Ben de diyecektim ki bizimkiler uyuyor, sana kahve yapayım. Uyanıkmış bunlar zaten."

"Anne ne oluyor? Hırsız mı değil mi?"

"Ne hırsızı oğlum, Efken abin o. Ben açtım kapıyı. Sen benimle bir dışarı gelsene."Annem Ahmet'i peşinden sürükledi. Anladım bizi yalnız bırakmak istediğini.

"Yıldızları hissetmeni sağlayacağım."diyerek gülümsedi ve elini uzattı. Uzattığı elini tutarak ayağa kalktım.

Göğüslerimiz yumuşakca çarptı. Başımı hafif kaldırdım.

"Ne yaptın sen bana?"dedim şapşal bir gülümseme ile.

"Sonumuzu iyi görmüyorum."diyerek eğdi başını ve onu bekleyen dudaklarıma kapandı.

Dudaklarımız birbirini usulca tadıyordu. Ki bu beni şaşırtmıştı bir bakıma. Efken normalde sert oynamayı severken, şimdi beni böyle nazik öpmesi şaşırtıcı bir hoşluktu.

"Özlediğini bu kadar belli etme."dedim ellerimi ensesine götürerek.

"Çok belli ettim değil mi?" Solgun pembenin en güzel tonuna sahip dudakları iki yana kıvrıldı.

Sonra vakit kaybetmeden yeniden birleştirdi. Bu sefer hırçındı dudakları. Avını parçalayan aslan gibiydi. Dudaklarımı parçalamasına müsaade ettim bu yüzden.

Ellerini kalçama götürüp sıktı. Parçalanan dudaklarım arasından inledim. Bu inleme ile ellerini belime koyup beni havaya kaldırdı. Bacaklarımı doladım beline.

"Seni çok özledim Aybars. Akıllanman için bekledim ama kendime eziyet ettim resmen."

"Ben-" Nefes nefese baktım gözlerine. "Ben de çok özledim. Bilemedim seni bu kadar sevdiğimi. Bu normal değilken senden normal olmayı istedim. Bir daha asla seni bırakmama izin verme."

"Bir daha beni bırakamazsın."

Dudaklarımız yeniden birleşti. Yürüyerek beni yatağa bıraktı ve üzerime eğildi. Açıkta olan boynuma başını gömünce kapadım gözlerimi.
Elleri bedenimde arsızca dolanıyordu.  

Altımda ki pijamayı baksırım ile indirdi aşağı.

"Annen ve Ahmet duymasın."diyerek fısıldadı ve kapıyı kilitledi. Ardından kendi pantolonunu ve baksırını çıkarıp yanıma geldi.

"Sessiz ol bebeğim. Yoksa utanıyorsum."

"Sen fazla utanmazsan ben ne yapabilirim?"dedim neşeyle. Sanki ilk kez onu hissedecek gibi sevinçliydim.

"Bunu cezan olarak say."dedi eliyle ağzımı kapatıp. Ve bir anda içime itti kendini.

Gözlerim kocaman açıldı, elini ısırdım.

"Yıldızları görebiliyorsun."diyerek güldü.

Tanrım yıldızları görmeyi geç, onları hissedebiliyordum artık.


303|B×BWhere stories live. Discover now