28

7.6K 700 1.2K
                                    


satir arasi yorum
istiyorum cok mu😐

"HYUNJIN ŞU KONSOLU KULLAN SIYAH SAÇLI NUR YÜZLÜ AFET BAK LÜTFEN."

"YA GITMIYO KI BU??"

"HYUNJIN DÖNSENE, HAYIR- ADAM KALEYE GIDIYO"

"LAN LAN LAN"

"AMK, HAYIR ÖYLE YAPMIYICAKSIN BAK ŞIMDI"

"AHHAJEQKSJJWJDKJWKAP"

"GÜLMESENE AM- AL IŞTE YA"

felix konsolu önündeki boş yere atarken hyunjin gülmeye devam ediyordu. gülerken bir yandan eliyle bir bacağına bir felix'in omzuna vuruyordu üstelik.

"takımlı oynamak yok daha."

"hayır~ takımlı oynayalım."

"bu kadar kötü olduğunu niye söylemedin ya?"

"dedim sana bilmiyorum diye. ısrar ettin işte. hadi bir daha oynayalım."

"olmaz aşko. messiye kariyerinin en kötü maçını yaşattın az önce."

"konsol bozuk aşko."

"aşkon muyum gerçekten???"

"hadi oynayalımmm"

"olmaz diyorum bebiş"

"bebiş ne ya."

"agububu"

"bakıyorum üzgün falan değilsin sen, işte ben... etkimi görüyor musun? işe mi başlasam böyle, insanların evine gidip mutlu edeyim."

"oha hyunjin kendini mi satıcaksın?"

"ne?"

"şakaaa"

biten oyun ekranda görünmeye devam ederken kendime çektiğim dizlerimi rahat bırakıp yanımdaki cipsten avucuma alıp yedim. hyunjin de kafasını arkasındaki koltuğa yaslamış bana bakıyordu. "ee şimdi ne yapalım?"

konuşmasıyla ağzım doluyken ona döndüm. "bilmiuorom"

"ne?"

ağzındakini hızlıca yutup tekrar konuştum. "bilmiyorum dedim."

"ağzın doluyken konuşmak görgü kurallarına aykırı yalnız"

"ya öyle mi kıçı kırık ingiltere prensi?"

"ne APQKWNDJHWKQHDJHDK"

ay gülüşe bak ya

"bu arada saat kaç olmuş?"

sorduğu soruyla yanımdaki telefona uzanıp ekrandan saate baktım hemen. "dört buçuk."

"yuh ne kadar oynadık."

"ohoo, bu ne ki? seungmin ve jisung bana geldiğinde sabaha kadar oynuyoruz. sarıyo"

hafif gülüp ekrana bakmaya devam etti.
sonra tekrar konuşmuştu aynı pozisyonda.

"şu özlediğin kişi kimdi? yani eğer söylemek istersen."

sizce hyunjin bunu sorunca panikten dört köşe olup acaba anladı mı diye düşünürken içtiğim suyu burnuma kadar yolcu etmiş miyimdir

👍🏻

"oha iyi misin?"

elimle yerinde kal der gibi hareket yaptığımda daha fazla yaklaşmıştı.

öksürmeye devam ederken o bana temiz su almak için kalkmış salonla birleşik mutfağa girmişti.

o gelene kadar biraz daha kendime gelince getirdiği suyu yavaşça içmiştim.

"iyi misin şimdi?"

kafamı aşağı yukarı salladım. "iyiyim ya, su boğazıma kaçtı bir anda. anlamadım ki"

biraz daha geçtikten sonra aynı soruyu tekrar sormuştu.

"ee, söyleyecek misin kim olduğunu?"

benden günah gitti👍🏻

"sensin"

"ne?"

"ya hyunjin bugün gecikmeli anlıyosun her şeyi. sen işte, sendin."

biraz yüzüme baka kaldıktan sonra ağzını araladı. "beni özledin..?"

kafamı yavaşça aşağı yukarı salladım.
şu andan sonra ne olacağını kestiremiyordum.

"ne demem gerektiğini bilmiyorum.."

"ben de."

parmaklarımla oynamaya başladığımda bakışlarını hala üzerimde hissediyordum. şu an söylememem gerekirdi, ama başka verebileceğim bir cevap da yoktu.

ben konuşmadıkça o da susmaya devam ediyordu. illaha ben başlayacaktım işte

"ilk başlarda... yani ilk sana mesaj attığımda,"

dikkatini çektiğimde pür dikkat beni dinlemeye başlamıştı.
"o zaman sadece seni çekici bulduğum için yazmıştım, yani bilirsin. eğlenmek amaçlı. zaten dengesiz davranıyordum."

ben bakışlarımı ellerimde sabit tutmaya devam ederken o da yanımdan ayrılıp ön tarafıma geçerek görüş alanıma girmişti.

"ama sonra, nasıl oldu bilmiyorum, değişti işte."

"değişti?"

"ya bilmiyorum, hoşlanmaya başladım. kıskandım seni, özledim, yanımda olmanı istedim. hoşlanmak değil mi bu?"

yüzüne baktığımda hafif güldü. "evet, hoşlanmak oluyor.."

"zaten ondan kısa süre sonra sen geldin, seni rahatsız ettiğimi söyledin. haklıydın da."

"feli-"

"hyunjin, kızdığım falan yok, böyle bir hakka da sahip değilim. o gün defalarca yazışmalarımızı okudum. kendime sinir oldum."

sessiz kalıp beni dinlemeye devam ettiğinde, ben de konuşmaya devam ettim.

"üzgünüm, sadece kendimi kaptırmıştım ve ne yaptığımdan haberim yoktu."

bakışlarım tekrar ellerime indiğimde, ellerimin üstündeki diğer iki ele de bakar olmuştum. hyunjin'in uzun zarif elleri benimkilerin üzerinde durup sıkıyordu.

"sorun değil."

"hayır, öyleydi.."

"ama artık değil."

bakışlarımı suratına çıkardım. hafif gülümsemesiyle bana bakıp bir yandan sorun olmadığına ikna etmeye çalışıyordu. melek midir nedir ya

"affettin mi?"

"kırgın değildim ki."

"olsun, ben kendime kırgınım."

biraz öyle durup tekrar yanımdaki yerini aldı, bu sefer biraz daha yakınıma gelip oturmuştu.

"ee, messinin kariyerini çökertmeye devam edelim mii?"

"ee, messinin kariyerini çökertmeye devam edelim mii?"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

offfffffffFFFFFAFSFFFF

bu fik bittiginde yemin ederim genclesicem

bunlari nasil birlestirebilirim acil taktik

IYIGECELER


flortHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin