~28.BÖLÜM~ SEVGİ, BİR ORDUYU YENEBİLİR~

579 231 33
                                    

Aydınlığa çıkmak için kendimi yakmak zorunda kaldığım, uçsuz bucaksız bir karanlığın tam ortasındayım Tanrım. Bu yaşam hediye miydi, ceza mıydı söyler misin? Bu senden ilk ve son cevap isteyişim...

                              ~27.BÖLÜM~
      ⚜️SEVGİ BİR ORDUYU YENEBİLİR⚜️

Zaman geçiyordu, onu tutamıyor durduramıyordum. Nefes alıp verdikçe giderek uykumun geldiğini hissediyordum ancak biliyordum, bu acı vermeyen ve yavaş işleyen bir ölüm yolculuğuydu. 

Koca binanın içinde tek başıma bir sandalyeye bağlı şekilde öleceğimi hiç düşünmemiştim. Ölümümü hiç hayal etmemiştim ancak bir amaç uğruna ölüme yürümek çok da koymuyordu bana. Bunca zaman bir bilinmezlikle yaşayan ruhum gerçeği aramanın yarattığı mayın tarlasında ölmekten çekinmeyerek nefes almayı ertelemiyordu. Kaç nefeslik daha vaktim vardı? Ardımda bıraktıklarım benim için ne kadar üzüleceklerdi? Güney... Sevgili abim benim yokluğumla büyümüştü, varlığımı gördükten sonra yeniden yokluğuma alışmak onu zorlar mıydı? Emin değildim. İnsan ölüyorken bile sevdiklerini düşünüyordu, bencilliğimiz en çok kendimize karşı dişlerini gösteriyordu...

Zamanında yetişebileceklerine dair umudum kalmamıştı, beni bulamayacaklardı. Belki de zamanım gelmişti ve ben bulduklarını dahi göremeyecektim. Bir ailem olduğunu hissedebileceğim süreç sadece bu kadarmış...

Güney...

Elimdeki not kağıdıyla sessizce denize bakıyordum. Asya'nın bu eve geldiği ilk günü anımsadım, onu ısrarla sevmek istemeyişimin bedelini hayat onu kaybetmekle tehdit ederek ödetiyordu. Onu hayatımın odak noktası yapmaya karşı olan çabalarımın sonucu hüsranla sonuçlanıyordu. Değer verdiğim her şey gibi hayat onu benden söküp almaya çabalıyordu.

"Aleyna uyuyor, ağrı kesiciler onu biraz dinlendirdi." 

Koray, yanıma gelmiş ve dirseklerini korkuluklara dayamıştı. Bir süre ikimizde sessiz şekilde öylece durduk.

"Onu seviyor musun?" diye sordum. Bunu anlam veremediğim şekilde bilmeye ihtiyacım vardı. Onu bir kez daha yalnız bırakmama hissiyatımın ele geçirdiği düşüncelerimin kurdurduğu bir soruydu bu. Onu benden başka 'her şeye rağmen' koruyacak birinin olduğunu bilmem gerekiyordu. 

Yüzüme baktı, vereceği cevabı seçmekte zorlanıyor gibiydi.

"Tepkin ne olur bilmiyorum Güney ancak o bana unuttuğum her şeyi yeniden hatırlattı, buna yaşamak da dahil. Ona olan hislerim sevgiden daha yoğun, adeta uçurumun eşiğindeyken aniden tutunduğum kurtarıcı bir dal gibi... Beni ölü biri olmaktan kurtarıyor."

Tebessüm ettim, onu seviyordu. İyi olan yanı ise hayatı onunla güzelleştirdiğini görmüş ve onu vazgeçemeyeceği bir yere koymuştu.

"Birkaç şey bulmuş olabilirim." diyerek konuşmanın ortasına atılan Barkın'a döndü odağım.

"Onu ne kadar kısa zamanda bulabiliriz bulduğun şeylere göre?" 

"Bilemiyorum, yazdığı ipucuna göre her şeyin başladığı yerde tutuyor Asya'yı ancak konunun Koray ile ilgisi ne hiçbir fikrim yok."

Annem yanımıza doğru yavaş adımlarla ilerliyordu. Benden çekindiğinin farkındaydım, kendisini suçlu hissediyordu. Bu hissi içimdeki öfkeyi yatıştırmama daha hızlı yardımcı oluyordu. Annemin geldiğini gören Barkın ve Koray birlikte bizi yalnız bırakmak için uzaklaştılar. Telefonlarına bakıp bir şeyler araştırıyorlardı ancak korkutucu bir gerçek vardı ki nereye bakmamız gerektiğini asla bilemiyorduk. 

ARAFIN KUŞLARI (TAMAMLANDI)Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora