sekiz

432 77 28
                                    




Parmaklarındaki acıyla yazı yazmayı bıraktı. Ders notları çıkarıyordu, son sınavlarının olduğu hafta çoktan gelmişti. Bu yüzden dersleri oldukça yoğundu Jeongin'in. Arkasına yaslandı ve bedenini esnetti. Daha sonra burnun ucuna inen gözlüğünü geriye iterek düzeltti.

Başını kaldırarak kütüphanede bakışlarını gezidirdi. Bu haftayı es geçip diğer haftaya ışınlanmak istiyordu. Yanındaki içecekten bir yudum aldıktan sonra telefonunu eline aldı ve kısa bir süreliğine bildirimlerini kontrol etti. Ve tabii ki Chan'dan bir mesaj vardı.

Günaydın, erkenden çıkmışsın seni okula bırakabilirdim :(

Jeongin gülümsedi ve parmaklarını ekranda gezdirdi.

Tünaydın hyung, on beş dakikalık bir yol için seni uyandırmak istemedim

Bir şekilde geldim, sıkıntı etme <3

Kısa bir süre sonra mesajının yanıtı gelmişti. Gülümseyerek okudu.

Peki bu defalık böyle olsun

Konumu at ve çıkacağın saati yaz, seni alabilirim

Dudaklarını ıslattı ve arkasına yaslandı. İçindeki his oldukça hoştu. Yeni ve heyecan vericiydi. Gözlerini yeniden kütüphanenin içinde gezdirdi ve telefona döndü.

Pekala *konum*

Bir saat sonra seni bekliyor olacağım

Mesajı onaylandıktan sonra gülümseyerek derisine geri döndü. Biraz daha kalmıştı, bir an önce bitirmek istiyordu. Hatta bir saatin hemen geçmesini diliyordu.

***

Hava hafif bir şekilde esiyordu. Sabahın erken saatlerinde geldiği kütüphanenin önünde güneş batmak üzereyken dikiliyordu. Derin bir nefes aldı ve telefonuna baktı.

Bir saat neredeyse dolmak üzereydi. Parmak uçlarına çıkıp etrafına bakındı. Çok kıs abir süre sonra arabanın  sesi duyuldu. Başını o tarafa çevirince büyük olanla göz göze geldi. Ona gülümsedi ve arabaya doğru adımladı.

Kapıyı açıp bindiğinde yeniden gülümsedi büyük olana. Chan ise ona baktı bir süreliğine, o güzel görünüyordu. "Çok bekledin mi?"

Vitesi artırırken ona kusa bir süreliğine baktı ve yola döndü. Jeongin başını yana sallayıp çantasını arka koltuğa bıraktı. "Hayır, tam zamanında geldin. Dakik birisin." Kıkırdadı ve saçlarını geriye taradı.

Chan ise onun gülümsemesine gülümsedi. Kısa bir süre sessiz kaldıktan sonra yeniden konuştu. "Günün nasıldı?" Jeongin derin bir nefes alıp bırakarak ona döndü. Yan profilini incelerken sözlerini toparladı.

"Dersten ibaret. Yarın kredisi en yüksek olan dersimin sınavı var. Tüm konuları tekrar ettim başım çatlayacak." Bir eliyle şakaklarını tutarak mızmızlandı.

Chan ona döndü ve dudağını büzerek baktı. "Bebeğim, yorulmuş olmalısın." Jeongin onun bu haline kıkırdarken koluna yavaş bir şekilde vurdu. "Suratın bebek gibi oluyor."

helios | jeongchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin